Mülkiyet konusunda iki kitabı ve birçok makalesi yayımlanan Rum mülkiyet çalışma grubu eski başkanı Andreas Simeu, Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) çerçevesinde iki toplumlu mülkiyet teknik komitesi kurulmasını önerdi.
Simeu, bu görüşünü Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’e de ilettiğini söyledi.
Mülkiyetin sadece Kıbrıs sorununun çözümü sonrasıyla ilgili bir sorun olmadığını, Ada’nın her iki tarafındaki mal sahiplerinin ve kullanıcılarının gündelik hayatını etkileyen bir mesele olduğunu söyleyen Simeu, etkilenen malların bugünkü sahiplerinin kim olduğu konusunda büyük bir belirsizlik ve tapuların güncellenmesinde büyük zorluklar bulunduğunu belirtti.
Simeu, bu belirsizlik ve sorunların, orijinal tapu kayıtlarının bazılarının Rum Tapusunda bazılarının Kıbrıs Türk makamlarında bulunmasından kaynaklandığını belirterek Girne ve Mağusa orijinal tapu kayıtları ile 1963-64 döneminde Lefkoşa Kazası Tapu Dairesi’nin Kıbrıs Türk tarafında bulunması nedeniyle Lefkoşa kazasının bazı belediye ve köylerinin orijinal tapu kayıtlarının da Kıbrıs Türk makamlarının elinde olduğunu kaydetti.
Tapu kayıtları
Andreas Simeu, “Limasol, Larnaka ve Baf kazalarının orijinal tapu sicillerinin tamamının, Lefkoşa kazası belediye ve köylerinin orijinal sicillerinin büyük bölümünün, geriye kalan Lefkoşa kazası belediye ve köylerinin, 1963-64’ten beri Kıbrıslı Türklerin elinde bulunan önceki orijinal tapu sicillerinin mikrofilm şeklindeki kopyalarının Rum makamlarının elinde olduğunu söyledi. Buna karşılık Mağusa ve Girne kazalarının orijinal tapu sicillerinin, Lefkoşa kazasındaki bazı belediye ve köylerinin orijinal tapu sicillerinin bir bölümünün ve Lefkoşa kazasındaki geriye kalan bazı belediye ve köylerinin Rum makamlarının elindeki orijinal tapu sicillerinin kopyalarının da KKTC’nin elinde olduğunu anlattı.
Simeu Lefkoşa kazasındaki karmaşık durumun sebebini ise 1963 yılında Lefkoşa Kaza Tapu Dairesi'nin Lefkoşa’nın Türk semtinde bulunuyor olmasından kaynaklandığını, 63 olaylarından sonra Kıbrıslı Türklerin sicillerin büyük bölümünü Rum tarafına vermeye ikna olduğunu anlattı. Rumların, Kıbrıs Türk tarafının elinde bulunan tapu sicilleriyle ilgili yasal işlemlerinin Barış Gücü gözetiminde Mahkemeler yanındaki Woseley Barracks’ta Rum tarafınca ödünç alınıp aynı gün yapıldığını söyledi. Ödünç alınma sırasında orijinal tapuların mikrofilmlerinin alındığını bu şekilde orijinal tapuların kötü kalitede olsa da kopyalarının oluşturulduğunu belirtti.
Zaman geçtikçe karmaşıklık artıyor
Andreas Simeu, zaman geçtikçe, işlemler üst üste bindikçe durumun karmaşıklaştığını, çünkü Girne ve Mağusa kazasına dair tapu işlemlerinin bugün halen geçici belgeler üzerinden yapıldığını, zaman zaman sahte belgelerle de işlemler yürütüldüğünü belirtti.
1974’te Kuzey’e geçen Kıbrıslı Türklerin Kuzey’den, Güney’de bıraktıkları mallarına eşdeğer mal almak için tapularını KKTC’ye devrettiklerini hatırlatan Simeu, Güney’deki tapusundan feragat etmeyen Kıbrıslı Türkler bulunduğunu, çözüm sonrasında Kuzey’den aldığı mallardan feragat ederek Güney’de bıraktıklarını isteyecek olan Kıbrıslı Türker olacağını anlattı.
Simeu, yapılan bir araştırmada (Güney’deki) Türk mallarının yüzde 10’unun tapusu olmadığının, yüzde 26’sının 1950 öncesi ve yüzde 38’inin 1951-1963 tapu kaydının yapılmış olduğunun belirlendiğini, çok az sayıdaki Kıbrıslı Türk mal sahibinin de Rum yönetiminin sağladığı mülküyle ilgili bilgi edinme veya tapu yenileme, çocuklarına devir veya miras bırakma hakkından yararlandığını söyledi. Simeu, Kıbrıs Türk mallarının büyük bölümünde, bugünkü sahibinin kim olduğuna dair büyük bir belirsizlik olduğunu kaydetti.
Sakın Haa ‘ yüzde seksenbeş Rum malı olan KKTCde kim altındaki Rum Mülkünü vermek istesin ki ? Ne iki Toplumlu ve Ne de dört Toplumlu Mülkiyet Komiteleri istemiyoruz ?
Bizim olmayan Toptakları Savaşla zorla aldık Barışla vermek istemiyoruz ?
FOR ever TRNC