Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis sözde “Rum ve Yunan Münhasır Ekonomik Bölgeleri’ne (MEB), Deniz Hukuku’na ve bölge devletlerinin egemenlik haklarına itiraz etmekle” suçladığı Türkiye’nin, “bu itirazlarına son vermesi şartıyla, bölgede oluşturulan geniş enerji işbirliği ağına katılmasına itirazları olmadığını” söyledi. Rum lideri “Türkiye’yi dışlamak istemiyoruz” dedi.
Alihtia gazetesinin “Türkiye’ye Enerji Çağrısı... Başkan Anastasiadis Hukuksuz Eylemlere Son Verilmesini Şart Koştu” başlıklı haberine göre Anastasiadis, Rum tarafında gerçekleştirilen “Doğu Akdeniz’de Enerji Kavşağı Kıbrıs” konulu 10’uncu Enerji Sempozyumu’nda konuştu ve Türkiye’ye de mesaj gönderdi.
Anastasiadis “egemenlik haklarımızı kullanma yönünde Doğu Akdeniz ve AB ülkeleri i le enerji ortaklıklarımızı yükseltme inisiyatiflerimizi, devletlere ve şirketlere karşı sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerimizi yerine getirerek artıracağız” ifadesini kullandı.
En üst hedeflerinin, “enerji rezervlerini değerlendirmek ve ülkenin yeşil enerjiye geçişini enerji tedarikinin güvenliğini artırarak, enerji izolasyonunu kaldırarak, tüketici maliyetini olabildiğince düşürmek için rekabetçi elektrik piyasası ve iç doğal gaz piyasası oluşturarak” olduğunu söyleyen Anastasiadis ana önceliklerinin ise enerji krizini göğüslemek ve Avrupa’nın enerji güvenliğinde rol oynayabilmek olduğuna işaret etti.
Nikos Anastasiadis geçen Temmuz ayında AB, İsrail ve Mısır arasında, Mısır’daki sıvılaştırma terminalleri üzerinden gerek Mısır ve İsrail rezervlerinden gerek Doğu Akdeniz’deki diğer enerji kaynaklarından doğal gazın AB’ne aktarılmasını öngören memorandum imzalandığını hatırlatarak “vizyonumuz, olgunlaşmış projeleri hızlandırarak ve yerli enerji kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için gerekli ortaklıkları değerlendirerek Doğu Akdeniz enerji koridorunu kurmaktır” dedi.
EuroAsia projesi
Devamla, Avrupa’ya yenilenebilir enerji kaynaklarından temiz yeşil enerjinin Güney Kıbrıs, İsrail ve Yunanistan arasındaki EuroAsia ve Güney Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan arasındaki EuroAfrica bağlantıları aracılığıyla aktarılabileceğini, Suudi Arabistan’ın da Avrupa’ya Güney Kıbrıs üzerinden hidrojen sevkiyatı olasılığını incelediğini belirtti.
Anastasiadis EuroAsia Interconnector projesinin, Güney Kıbrıs’ın “stratejik önemini ve Avrupa enerji piyasasının Doğu Akdeniz ile bağlantısında hayatî rol oynayacağını gösterdiği” görüşünü dile getirdikten sonra Güney Kıbrıs’ın Avrupa Konseyi’ne; geniş çöl alanlarının yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi için değerlendirilmesi ve enerjinin EuroAfrica Interconnector aracılığıyla sevk edilmesi önerisini önerdiklerini anlattı.
AB’den finansman sağlandı
Habere göre aynı sempozyumda konuşan Rum Enerji Bakanı Nataşa Pilidu AB’nin, Rus doğal gazı bağımlılığından kurtulmak için kurduğu ortak doğal gaz piyasası platformuna Mısır ve İsrail’in de katılabileceğini, Güney Kıbrıs’ın, sözde “kendi MEB’i içerisindeki toplam 340-420 bcm olduğu tahmin edilen doğal gazı keşifleri ile buna katkıda bulunabileceğini” söyledi.
Pilidu Bakanlığının, 2021-2027 dönemi için 587 milyon Euro’luk finansman programları sağladığına, hidrokarbonların değerlendirilmesi için sözde MEB’leri içerisinde faaliyet gösteren 8 şirkete 9 ruhsat verdiklerini hatırlattı. 2023’te Afrodit yatağında (12’nci parsel) A3 sondajı planladıklarını, 10 ve 5’inci parsellerdeki sismik araştırmaların tamamlandığını, 6’ncı parseldeki Kronos-1 hedefindeki sondaj buluntularıyla ilgili ilave veri toplama maksatlı Zeus-1 hedefindeki sondaj prosedürünün devam ettiğini söyledi.
Devamla, EuroAsia Interconnector projesinin inşaat çalışmalarının yılsonundan önce başlayacağını, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal terminali (FSRU) çalışmalarının da 2023’ün ikinci yarısında tamamlanmasının öngörüldüğünü belirtti.