AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu “namlu şakağımızda götürüleceğimiz bir çözümü kabul etmeyeceğiz” dedi. 

   Haravgi gazetesine göre; Kiprianu, Kıbrıs’ın, top yekün çabayla, ortak devletlerini birlikte yönetecek Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin uyum içerisinde bir arada yaşadığı bir örnek olacağına inanç belirtti. Kiprianu, çözümün  uzlaşılmış çerçeveye dayanması ve “emperyalist güçlerin Kıbrıs’ın içişlerine müdahalesine izin verilmemesi gerektiğini” söyledi.

   Kiprianu “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (federasyona) dönüştürülmesiyle, iki bölgeli iki toplumlu, tek ve bölünmez egemenlik, tek ve bölünmez uluslararası temsiliyet, tek ve bölünmez vatandaşlık ve siyasi eşitlik temelinde birleşik bir devlete gitmeliyiz. İlk andan itibaren  müzakere prosedürüne, açık çek vermeden,  destekleme kararı alma nedenimiz de budur” ifadesini kullandı.

   “Halk arasında; çözüm referandumunun arifesindeyiz, veya yarından sonraki günün sabahına 1960’takinden daha iyi, üniter bir devlete uyanacağız gibi yanılgılar işlenmemesi bizim için önemlidir” diyen Kipriamu,  Rum halkının bunca yıldır bu  hamasi laflara doyduğuna işaret etti.

   Andros Kiprianu, “Kıbrıs Türk tarafının bazı  tezlerinin, sağlanmış yakınlaşmalarla çeliştiğini” savundu ve devamla şu uyarılarda bulundu:

    “Kıbrıs Rum tarafında hepimiz aynı hedefe yönelmiş değiliz. Yıllardan beridir uzlaşılmış olan çerçeveden herhangi bir caymanın vereceği tek sonuç kesin taksimdir. Bugün iki toplumluluğa evet ama iki bölgeliliğe hayır diyenlerin, uniter devlete dönmeyi düşünenlerin kafalarının arkasındaki buysa, bunu açıkça söylesinler.  Meselenin özüne yoğunlaşalım, sloganlara değil.”

Mülkiyet önemli

   Konuşmasında, mülkiyetin çok şeyi belirleyeceğine işaret eden Kiprianu, şunları kaydetti:

  “Mülkiyette özlü ilerleme sağlarsak, Kıbrıs sorununun iç yönlerinde anlaşmaya yaklaşacağız. Son aşamada toprak, güvenlik, garantiler ve askersizleştirme başlıklarına gireceğiz.  Türkiye’nin, çözüm isteyip istemediğini göstermesi gerekecek. Şu an Kıbrıs Türk toplumunda çözüm isteyen bir lider var. Türkiye de farklı sebeplerle kendi malum çıkarlarını dayatıyor. Bütün bunlar çözüm açısından değerlendirilmelidir.”