Rum yönetimi, Rusya-Ukrayna krizine “dikkatli ve mesafeli” yaklaşıyor. Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Güney Kıbrıs’ın bu duruşunu “küçük Kıbrıs, Doğu ile Batı arasındaki ihtilafa giremez” sözüyle ortaya koydu.
Fileleftheros’a göre Kasulidis, “Ülkemiz nerede durması gerektiğini çok iyi biliyor. Küçük Kıbrıs, Doğu ile Batı arsındaki ihtilafa girmemesi gerektiğini de iyi biliyor. Kıbrıs, AB kararlarıyla uyumludur” dedi.
Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Stanislav Osadchiy’in, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Bakanlık Müdürü Kornilios Korniliu tarafından kendisine protesto notası verildiğini yazan gazete, Ukrayna’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Ruslan Nimchynskyi’nin de bakanlığa çağrıldığını ancak Nimchynskyi ile Dışişleri Bakanı Kasulidis’in görüşerek destek belirttiğini yazdı.
Habere göre Güney Kıbrıs’ın Ukrayna’da uluslararası meşruiyetin ortadan kaldırıldığını söyleyen ve bunu, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile özdeşleştiren Kasulidis, Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un KKTC’yi dillendirdiği açıklamasını yorumlarken Lavrov’un kurduğu paralelliği “talihsiz” diye niteledi ancak şu hafifletici izahta bulundu: “O anda Kıbrıs, Rus bakanın atıf yapmayı düşüneceği son şeydi. Rus bakan, bir meşru bir gayrimeşru iki ihtilaflı tarafın daha önce de müzakere ettiğini söylemek istedi.”
Gazete, AKEL ve EDEK’in Anastasiadis hükümetine, Ukrayna krizinin Güney Kıbrıs’a özellikle ekonomi alanında yapacağı etkileri mümkün olduğunca iyi göğüslemek gerekli tedbirleri almaya çağırdığını yazdı.
Habere göre AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, temel tüketim ve hammadde fiyatlarındaki artışın Rum ekonomisi ve toplumunda yaptığı baskının, Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle daha da ağırlaştığı uyarısında bulundu.
Edek partisi uyardı
EDEK ise AB’nin Rusya’ya yaptırım uygulayacağını, Rusya’nın AB’ye doğal gaz akışını keseceğini, bunun da Avrupa’ya doğal gaz tedariki için alternatif yollar bulunması gereğini açıkladı.
Açıklamada “alternatif yollardan biri de EastMed’dir. Bu nedenle incelemeler süratle tamamlanmalı ve hattın yapım aşamasına geçilmelidir. Bu Kıbrıs ve Yunanistan’ın jeostratejik rolünü artıracak ve Avrupa’yı enerji açısından daha bağımsız hale getirecek” ifadelerine yer verdi.
Aynı gazete, Rum akademisyenlerin Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin krizinin Güney Kıbrıs’a yapacağı domino etkisine dikkat çekti.
Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde Güney Kıbrıs’a destek verdiğini, KKTC’yi tanımadığını hatırlatan akademisyenler, şimdi Rusya’nın siyasi yaklaşımını nasıl etkileyeceğinin, uluslararası hukukun aynı değeri taşımadığı yeni çerçevede Kıbrıs sorunu da dâhil çeşitli anlaşmazlıklara karşı tavrının ne olacağının bilinmediğine dikkat çekti.
Rusya, Kıbrıs konusunda ne yapacak?
ABD’nin yoğun baskılarına rağmen 2015’te Rusya ile Rus savaş gemilerinin Rum limanlarına demirlemesine ve hizmet verilmesine olanak tanıyan bir anlaşma imzalandığını hatırlatan akademisyenler, bu meselenin, Rum yönetiminin ABD ve diğer devletlerle ikili ilişkilerinin gündemine gireceğine ve Rum yönetiminin ilgili anlaşmayı bozması yönünde ağır baskı göreceğine işaret etti.
Rusya’nın, sınırları sorgulamaya yönelmekte olduğuna dikkat çeken bir akademisyen “Revize politikası Rusya’nın sınırları bile sorgulamasını gündeme getirebilir. Rus Dışişleri Bakanı en az iki kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ifadesini kullandı. Ankara bayrağı Rusya’dan alırsa daha sonra Kıbrıs’ta, Karadeniz’de, Yunanistan’da ne olacak?” dedi.
Bugün Rum tarafında ikamet eden 35-40 bin civarında Rus vatandaşı bulunduğuna, Rum ve Rus halkları arasında dini ve kültürel ortaklıklar olması nedeniyle çoğu Rum’un Ruslara sempati duyduğuna işaret eden bir akademisyen, Kıbrıs’taki durum ile bugün Ukrayna’nın içerisinde bulunduğu durumun özdeş olduğu görüşünü ortaya koydu ve bunun, Rum dış politikası açısından ciddi ikilemler doğuracağına dikkat çekti.