Rum tarafının, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in BM Güvenlik Konseyi üyelerine gayri resmi olarak dağıtılan, Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi niyet misyonu raporundaki ifadelerini olumlu bulduğu bildirildi.
Alithia gazetesinde yer alan habere göre, BM Genel Sekreteri Guterres’in müzakerelerin devam etmesi için gösterdiği ilgiye vurgu yapan Rum Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromu, rapor taslağından söz ettiklerini belirterek, destekledikleri şeyin, diğer noktalar yanında, BM Genel Sekreteri’nin müzakerelerin devamına ilgi göstermesi olduğunu belirtti.
Prodromu, BM Genel Sekreteri’nin raporda, bizzat özel temsilci atama konusundaki niyetine değindiğini de ifade etti.
Haravgi gazetesinde yer alan habere göre ise Prodromu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, bazılarının yorumladığı gibi, ortaya koşullar koymadığını ve tam olarak BM Genel Sekreteri’nin şu an önermekte olduğu şeyi kastettiğini (BM temsilcisinin keşif yapıp, gerçek bir hazırlık olup olmadığını tespit etmesi) öne sürdü.
Türk tarafının hazır olduğunu göstermesini umduğunu da ifade ederek, bilindiği gibi Ankara’nın şu ana kadar BM özel temsilcisi atanmasına olumlu yanıt vermediği iddiasını yineleyen Prodromu, her halükarda, Rum tarafının ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in hazır olduğunu sözlerine ekledi.
Partilerin görüşleri
Alithia’da yer alan habere göre, Kıbrıs sorununun çözümü için ortaya koyduğu çerçeveyi izah etme konusundaki en uygun kişinin, bizzat BM Genel Sekreteri olduğunu ifade eden DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Guterres’in, 30 Haziran’daki yemekte bizzat açıkladığı çerçeveye doğru bir şekilde atıfta bulunduğunu söyledi.
İki tarafın bunun üzerinde kendi yorumlarına sahip olduğunu ve bunların 4 Temmuz’da açıklığa kavuşturulduğunu iddia eden Neofitu, ancak çerçevenin, BM Genel Sekreteri’nin de doğru bir şekilde söylediği gibi, masaya 30 Haziran’da konduğunu savundu.
Türkiye’deki seçimlerden sonra ve sonbahardan önce, uluslararası faktörün, diyaloğun yeniden başlaması için çaba sarfedeceği değerlendirmesinde de bulunan Neofitu, Rum tarafının böyle bir şey için hazır olduğunun kesin olduğunun ekledi.
Gazeteye göre AKEL partisi ise açıklamasında, Kıbrıs sorununda çok tehlikeli bir durgunluk döneminde yol alınmakta olunduğunun, rapordan çıkan veCrans - Montana’dan bu yana var olan endişeleri teyit eden esas sonuç olduğunu belirtti.Altı maddelik çerçeve konusunda ise AKEL, bunun Genel Sekreter’in 30 Haziran’da sunduğu belgeden ibaret olduğunu yineledi.
Temel alınabilir
DİKO partisi ise açıklamasında, Genel Sekreter’in “tarafların ortaklaşa bir şekilde görüşmelere devam etmeye karar vermesi durumunda, 30 Haziran’da Crans - Montana’da ortaya koyduğu altı maddelik çerçevenin, müzakereler için temel oluşturabileceğini” söylediğine dikkat çekti.
Gazeteye göre DİKO’nun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“ Açık bir şekilde görülüyor ki, sözde stratejik anlaşma, 30 Haziran’daki metin olacak; ki bu da Rum tarafının iç boyutlardaki tüm ödünlerini ve güvenlik boyutundaki olumsuz ifadeleri kapsamaktadır.”
EDEK partisi açıklamasında, BM Genel Sekreteri’nin 30 Haziran’daki altı maddesinin, Kıbrıs sorununun çözümünün dayanması gereken temel parametrelere aykırı olduğunu ileri sürerken, Vatandaşlar İttifakı ise açıklamasında, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i “sıfır asker, sıfır garanti” tezinden hareket etmemeye çağırdı.
Ekologlar Hareketi ise, BM Genel Sekreteri’nin temsilci atanması konusunda bugüne kadar gecikme yaşanmasından kimin sorumlu olduğuna hiçbir yerde değinmemesinden ötürü duyduğu hayal kırıklığını ifade etti.