Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker arasında gerçekleştirilen görüşmede, AB’nin, Cenevre’deki konferansa katılmasına ilişkin güçlü siyasi iradenin teyit edildiği belirtildi. 

   Politis gazetesi “Cenevre İçin AB’ye Bilet-Juncker, Tusk ve Mogherini Çok Taraflı Konferansta- Kıbrıs Sorununa İlişkin Öncelik” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker arasında gerçekleştirilen baş başa görüşmeye yer verdi. 

   Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker’in, Cenevre’deki konferansa katılmaya hazır olduğunun gözüktüğünü belirten gazete Juncker’in beraberinde, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin olmasının da beklendiğini yazdı. 

   Cenevre’deki konferansta, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın olmasının da beklendiğini yazan gazete Almanya’nın da-Almanya’nın, Başbakan Angela Merkel yoksa Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier tarafından temsil edileceği netlik kazanmadı-konferansa katılma şeklinde yoğun isteğini dile getirdiğini belirtti. 

   Brüksel’deki AB zirvesi çerçevesinde, Kıbrıs sorununa ve Cenevre’deki konferansa öncelik verildiğini, buna bağlı olarak Ocak ayında AB dönem başkanlığını devralacak olan Malta’dan, AB yetkililerin Cenevre’deki zirveye katılabilmesi için, dönem başkanlığının başlangıç töreni tarihini değiştirmesinin istendiğini belirten gazete diplomatik kaynaklara dayanarak AB içerisindeki Kıbrıs sorununa ilişkin ortamın iyimser olduğunu yazdı. 

   Fileleftheros gazetesi “Juncker ile Birlikte ve Gri Alanlar” başlıklı haberinde AB’nin, Cenevre’deki zirvede, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker liderliğiyle temsil edileceğini yazdı. 

   Avrupa Komisyonu Basın Sözcüsü Margaritis Schinas’ın açıkladığı gibi, AB’nin konferansta yer almasına ilişkin iki liderden yeşil ışık alındığını yazan gazete AB’nin oynayacağı role ilişkin “gri alanların” var olmaya devam ettiğini belirtti. 

   Kıbrıs Rum tarafının, çözümün, AB normlarıyla mutlak uyumunun garanti altına alınması için AB’nin özlü müdahil olmasında ısrar ettiğini belirten gazete, Türk tarafının ise bu konuya AB’nin basit katılımı şeklinde yaklaştığını savundu.