Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, kazananı veya kaybedeni olmayacak bir anlaşmaya varılmasından yana olduğunu, ancak Navtex iptal edilmeden ve Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi bölgeden çekilmeden müzakerelere geri dönmeyeceğini açıkladı.
Simerini, “Şantaj Altında Dönmem... Diyaloğun Yeniden başlaması İçin Navtex’in İptali ve Barbaros’un Ayrılması Şart” başlıklı haberinde Anastasiadis’in Rum Haber Ajansı’na yaptığı açıklamayı aktardı.
Gazete “arzu edilen ortamın ve diyaloğa yeniden başlamamıza olanak tanıyacak şartların yaratılması için müdahil herkesin katkı koyacağını umuyorum” diyen Anastasiadis’in uzlaşı ve Kıbrıs sorununun çözümü ile bölgede barış şartlarını yaratma mantığı hakim olması dileğinde bulunarak, “Bunda, Türk hükümetinin katkı ve rolü önemlidir” ifadesini kullandığını yazdı.
Gazeteye göre Anastasiadis, müzakerelerin yeniden başlaması ön şartlarının yaratılması yönünde birçokları tarafından diplomatik çaba harcama niyeti dile getirildiğini belirterek, bunların, içeriği olmayan basit beklenti olarak kalmamasını diledi ve müzakerelerin yeniden başlamasının bu çabaların sonucuna bağlı olacağını söyledi.
KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Kıbrıs sorununda hareketlenme ihtimalinin ne olduğu sorulan Anastasiadis, “Bitiş tarihi 6 Nisan olan Navtex iptal edilmezse herhangi muhtemel bir hareketlilik öngörmüyorum” dedi.
Anastasiadis, 25 Şubat’taki Moskova ziyaretine de değindiği açıklamasında hedefinin, iki ülke arasındaki ilişkileri idame ettirmenin ötesinde daha da derinleştirmek ve bir dizi anlaşmaya imza atmak olduğunu belirtti.
İlişkiler geliştirilecek
Gerek ABD gerek diğer ülkelerle ilişkilerini derinleştireceklerini ilan ettiklerinde bunun, Rusya ile ilişkileri aleyhine olmadığını açıkça söylediklerini belirten Anastasiadis şunları kaydetti:
“Rusya Federasyonu veya Sovyetler Birliği’nin Özellikle Güvenlik Konseyi’nde hesapsız destek verdiği ve Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili ilkeli tavrına mazhar olan bir ülkenin, ‘yanlış anlaşılmamak’ için bunları görmezden gelmesi akıl alır şey değildir.
Neden sadece Kıbrıs sorununun çözümüne destek vermesi değil, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Sovyetler Birliği ve ardından Rusya Federasyonu arasındaki sıkı bağlar da bulunuyor olmasıdır da.
Adına ister turizm, ister hizmet, ister Kıbrıs Cumhuriyeti’nin zor zamanlarında bize sağladığı kredi kolaylıkları deyin, Kıbrıs’ın çok işine gelen ekonomik bağlarımız da var.
Bir de savunma alanı var. 1974’ten sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’ne silah ambargosu uygulanmasından sonra, bazı Avrupa ülkeleri hariç, Kıbrıs’ın silahlanma programına destek talebine cevap veren tek ülke Rusya idi. Dolayısıyla, bu ziyaretin hedefi sadece ilişkileri idame ettirmek değil aynı zamanda derinleştirmek ve daha da pekiştirmektir.”
Güncelleme Tarihi: 20 Şubat 2015, 09:36