Alithia gazetesinde yer alan Leondios İerodiakonu imzalı analiz yazısında, geçmişten bugüne Rum liderlerin Kıbrıs sorununda yürüttüğü siyasetin yanlışları dile getirildi.
Kıbrıs sorununda karar yetkisinin Rum Yönetimi Başkanı’nın elinde olduğunu hatırlatan gazete, Rum liderlerden bazılarının ya yanlış veya bilgisizce inisiyatifler alarak, ya sorumluluk korkusu ve cesaretsizlikten, ya siyasi kariyerlerini korumak için, ya popülariteleri ya da kişisel çıkarları zarar görecek diye karar almada acizlik gösterdiğini örnekleriyle aktardı.
Gazeteye göre; Başpiskopos Makarios, 1963’te Anayasa’nın 13 maddesini değiştirdi, bu Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında çatışmalara neden oldu. Ocak 1968’de Yunan Tümeni’nin çekilmesiyle enosis (Yunanistan’la birleşme) politikası terk edilerek, Anayasa’nın gözden geçirilmesi anlamına gelen mümkün olan politikasına geçildi. Birkaç ay sora anayasanın gözden geçirilmesi için Klerides-Denktaş müzakereleri başladı. 1971 ve 1972’de Türk tarafı Makarios’un 1963’te önerdiği değişiklikleri kabul etti. Klerides 1972 eylülünde Makariosa’tan anlaşmaya imza atmak ve Kıbrıs sorununu kapatmak için ısrarla yetki istedi.
Atina’daki cunta başbakanı Makarios’a, retçi tutumunu terk etmesini isteyen çok sert bir dille kaleme aldığı bir mektup gönderdi ancak Makarios ısrar etti.
1974 sonrasında, müzakerelerin başlamasıyla birlikte Türk askerinin geri çekilmesini, bütün sakinlerinin Maraş’a geri dönmesini ve toprak düzenlemelerini öngören İngiliz-Amerikan-Kanada planı gündeme geldi. Zamanın Rum Yönetimi Başkanı planı reddetti ve Dışişleri Bakanı Nikos Rolandis’ten BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim’a mektup yazarak planı İngiliz-Amerikan-Kanada planı olarak değil BM planı olarak sunmasını önermesini talep etti.
1983’te Dışişleri Bakanı Rolandis, Başkan Kiprianu’nun ricası ile Genel Sekreter Cuellar’dan çözüm planı hazırlayıp sunmasını istedi. Cuellar Göstergeleri olarak anılan plan sunuldu. Rolandis planın içeriğinden memnundu, DİSİ ve AKEL olumlu görüş vermişti. Kiprianu planı reddetti, bu da Rolandis’in Dışişleri Bakanlığı’ndan istifa etmesiyle sonuçlandı.
12 Aralık 1984’te iki taraf arasında 4 ay süren müzakereler sonucunda Cuellar taraflar arasında, kesin anlaşmayı gündeme getirebilecek yakınlaşmalar saptandığına kanaat getirdi, tarafların 17 Ocak 1985’te New York’ta müzakereleri tamamlayıp imza atmak üzere ortak bir zirve konusunda anlaştığını açıkladı. O zamanlar AKEL-DİKO koalisyonu iktidardaydı. Bu nedenle Kiprianu AKEL Genel Sekreteri Ezekia Papayoannu’yu telefonla aradı “kapattık, elde edebileceğimizin en iyisi” dedi ve Papayoannu’nun tebriklerini kabul etti. Denktaş imza atmaya hazır görünürken Kiprianu 17 Ocak’ta planın yeniden müzakere edilmesini istedi. Tavrının nedenini izah bile etmeden planı reddetmiş oldu.
29 Mart 1986’da Cuellar yeni bir plan sundu. Rum toplumunun dile getirdiği itirazlar nedeniyle Atina’da Yunan Başbakanı A. Papandreu ve Rum siyasi parti başkan veya temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. O toplantıda -Kiprianu’nun inisiyatifi ile- bir “taslak” benimsendi. Kiprianu taslağı oybirliği ile benimsenmiş olarak lanse etti ancak AKEL ile DİSİ onu yalanladı. Taslak sonrasında Kiprianu saldırgan diplomasi benimsedi ve genel Sekreter’e mektup göndererek Kıbrıs sorununun dış yönleri (Türk askerinin ve Türkiye kökenlilerin çekilmesi, etkin uluslararası garantiler) ele alınmak üzere bir uluslararası konferans çağırmasını istedi. Yeni plana DİSİ ve AKEL yine olumlu yaklaştı ancak Kiprianu’nun yaklaşımı “ne kabul edilir ne de reddedilir” oldu.
‘Acizlik içinde’
Alithia gazetesinde yayınlanan Kıbrıs sorunuyla ilgili makalede Rum liderlerin yaptığı yanlışlar dile getirildi
YORUM EKLE
YORUMLAR
Hep yaptiklariniz yanlış,basiniza daha neler gelecek akil koymassaniz.