Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Yunan televizyon istasyonu “Open’a” verdiği demeçte, Rum kesiminin “Avrupa Birliği’nin (AB)Türk provokasyonları karşısındaki eylemlerinin artmasını istediğini” söyledi.
   Fileleftheros gazetesinde yer alan demecinde, “AB’nin, Türkiye’nin bölgenin tümünde sergilediği saldırgan tutum karşısında seyirci kalmasının mümkün olmadığını” öne süren Anastasiadis, AB’nin bu hususta daha öncü bir rol oynaması durumunda, uluslararası süreçteki rolünün de daha güvenilir hale geleceğini savundu.
Gazeteye göre Anastasiadis demecinde, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell’e “Erdoğan’ın şantajına maruz kalmak yerine, Avrupa sınırları da olan Yunan ve Kıbrıs sınırlarını güçlendirerek, buna tepki gösterin”dediğinide belirtti.
   Bunu şu an kendilerinin de istediğini dile getiren Anastasiadis, Avrupa Konseyi toplantısında daha elle tutulur sonuçlara sahip olacaklarını umduğunu dile getirdi.
   Buna paralel olarak, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye karşısındaki tutumunu “önemli bir umut huzmesi” olarak da nitelendiren Anastasiadis, Almanya’nın menfaatlerinin, Avrupalı ortakların birleşik tutumuyla ilgili esas problemi teşkil ettiğini de savundu.
   Anastasiadis sözlerini şöyle sürdürdü; “Bir denizaltı ile diğer altısının daha Almanya’nın yardımıyla Türkiye tarafından üretildiğini biliyorum. Almanya hiç ne ürettiğini düşündü mü? Avrupa’nın önemli ülkelerine zarar verebilecek olan sonuçların görmezden gelinmesi için ekonomik çıkarlar yeterli mi?”
   Türkiye’nin bölgenin tümünde sergilediği ileri sürülen saldırgan tutumu da yorumlaması istenen Anastasiadis “Ankara’nın Uluslararası Hukuka aykırı davranamayacağını anlaması gerektiğini” öne sürerek “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin defalarca Türkiye’yi, anlaşmazlıklarını uluslararası mahkemede çözmeye çağırdığını” öne sürdü.
   Anastasiadis sözlerinin devamında “Türkiye’nin Uluslararası Hukuka aykırı davranamayacağını anlaması gerekir. Biz birçok kez Türkiye’yi davet ettik. Eğer haklı olduklarına inanıyorlarsa, uluslararası hukukun uygulanması için neden uluslararası bir mahkemeye başvurmuyoruz?” ifadelerini de kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “(güya) AB’ye katılım adayı olan bir devletin tüm davranış sınırlarını aştığını” da iddia eden Anastasiadis “Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki tutumunun, Kıbrıslı Türklerin haklarını ihlal ettiğini” de ileri sürdü.
   Türkiye’yle olan anlaşmazlıkların militarize edilmesinden kaçınılması konusunda kısa zaman önce yaptığı açıklamalarla ilgili bir soruya ise Anastasiadis “militarizasyon haricinde geriye kalan diğer seçeneklerin, yani Uluslararası Hukuk, bölgedeki işbirlikleri, AB ve BM’nin, Kıbrıs ve diğer ülkeler karşısındaki saldırgan tutumla başa çıkılmasında çok daha etkili bir şekilde sunulmakta olduğunu” öne sürdü.
   Anastasiadis “daha etkili olan ‘silahlar’ yerine, kabadayılık söylemlerinde bulunulmasının mümkün olmadığını” da dile getirdi.
   Rum Yönetimi’nin, Yunanistan buna karar verdiği zaman, Münhasır Ekonomik Bölgelerinin sınırlarını belirleme konusunda hareket etmeye hazır olduğunu da dile getiren Anastasiadis, Rum kesiminin, Atina’nın önceliklerinin şu an bunlar olmadığını anladığını da ifade etti.