Yaz ayları geldiği zaman ilk akla gelen şey deniz, kum ve güneştir. Fakat kadınlar için en önemlisi bronz bir tene sahip olmak olur. Ten rengi açık olanlar için bronzlaşmak, koyu tene sahip olanlara göre çok daha meşakkatli ve uzun zaman isteyen bir süreçtir. Beyaz tene sahip olanlar ilk aşamada kızarırlar ve daha sonra kararmaya başlarlar. Bu kararma çoğu zaman bronzlaşma aşamasına gelemez. Sağlıklı bronzlaşma için bazı ipuçları vermek gerekirse dikkat etmemiz gereken bazı hususlar söz konusudur.
İlk yapmamız gereken şey cildimizi güneş ışınlarından doğru orantılı olarak korumaktır. Güneşe öğleden sonra çıkmayı tercih etmeli yakıcı olduğu saatlerde güneşlenme düşüncesinden uzak durmalıyız. Yavaş fakat tedbirli kararmak en doğrusu olacaktır. Her gün azar azar doğru saatler içinde güneşe çıkmalıyız. Vücudunuzun her yerinin eşit oranda yanmasını istiyorsanız hareket etmek çok önemli. Uzun saatler güneşin altında uzanmak, zaman açısından uzun ve sıkıcı bir hal alabilir. Bunun yerine kumsalda yürüyüş yapabilir; denizde çeşitli aktiviteler gerçekleştirerek zaman geçirebilirsiniz. Bu şekilde vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Hem de vücudunuz eşit oranda güneşle etkileşim içinde olmuş olacak. Tabi ki güneşlenirken, yoğun güneş ışınlarından korunmayı da ihmal etmemekte yarar var. Teninize uygun faktörde güneş koruma kremleri tercih edebilirsiniz.
Güneş ışını kaç kısımdan oluşmaktadır?
Görünür ışık ve düşük doz infrared ışın zararsızdır. Ancak, bunlar bazen deri yüzeyine sıkılan parfüm ve deodorantların etkisiyle cilt lekelerine ve alerjilere neden olabilirler. Güneş ışınını oluşturan 3. kısım ise ultraviyole (UV)’dir. 3 gruptur.
UVA: Camdan geçebilen, kapalı havalarda bile etki edebilen, düşük enerjili ultraviyole ışınlarıdır. Bir güneş koruyucusu içindeki UVA koruma faktörü, IPD (Ani pigment koyulaşması) ve PPD (Kalıcı pigment koyulaşması) değerleri ile saptanmaktadır.
UVB: Güneş yanıklarından sorumlu, yüksek enerjili ışınlardır. Camdan geçemezler. Bir güneş koruyucusunun içindeki UVB koruma faktörünü belirleyen SPF (Güneş koruma faktörü) değeridir.
UVC: Ozon tabakasından geçemeyen ışınlardır. Şu anda güneş koruyucularında UVC faktörü bulunmamaktadır.
1.Tip: Her güneşlenmede kızarmasına karşın, bronzlaşmayan açık renkli ciltlerdir.
2.Tip: Her güneşlenmede kızarmasına karşın, çok zor bronzlaşan açık renkli ciltlerdir.
3.Tip: Güneşlenme sonrası kızarmasına karşın genellikle bronzlaşan ciltlerdir.
4.Tip: Çok az kızarmasına karşın, çok çabuk ve her zaman bronzlaşan ciltlerdir.
5.Tip: Koyu renkli ciltlerdir.
6.Tip: Siyahiler.
Bu tiplere göre bir genelleme yapacak olursak, 1. ve 2. tip cilde sahip olanların, çocukların, yaşlıların ve güneşe hassas cilde sahip olanların her güneşe çıkışlarında, mümkünse her gün, güneş gören yerlerine 30 ve üzeri koruma faktörüne sahip koruyucular sürmeleri gereklidir.
3. ve 4. tip ciltlerde özellikle güneşlenme sırasında 15 ve üzeri koruyucu faktörüne sahip ürünleri kullanmaları önerilmektedir.
5. ve 6. tip cilde sahip olanların ise güneş koruyucularını kullanmaları şart değildir.
Hangi güneş ışınları cildimize zarar verir?
Yeryüzünden dünyamıza gelen güneş ışınları farklı türlerdedir. Atmosfer tabakasından geçmeyen Ultraviyole C ve atmosfer katmanından geçen Ultraviyole A ve Ultraviyole B dediğimiz iki farklı dalga boyunda ışın mevcuttur.
UVA
Ultraviyole A dalga boyu daha yüksek olduğu için tüm mevsimler boyunca hem yazın hem kışın derimizin derin katmanlarına kadar ilerleyebilir.
UVB
Ultraviyole B dediğimiz güneş ışığı özellikle yaz mevsiminde, ışığın yeryüzüne dik geldiği mevsimlerde derimizin daha üst katmanlarına tutunmaktadır.
UVA ve UVB dalga boyunun her ikisi de cildimiz için zararlıdır. UVA hem kışın hem yazın bulunan bir enerji sağlar, UVB ise daha çok yazın kendisini gösterir. UVB kısaltırsak B burning yani güneş yanığına sebep olan bir dalga boyudur. UVA aging dediğimiz yaşlanmadan sorumlu bir enerji kaynağıdır.
Cilt kanseri ve Ultraviyole ışınlar
Hem UVA hem UVB'nin cilt kanserine neden olduğu bilinmektedir. UVB eskiden çok daha bariz bilinen bir ajanken, UVA'nın da hem kış hem de yaz maruziyeti nedeniyle ciddi biçimde kanser ve yaşlanmaya sebep olduğu bilinmektedir.
Güneşin yararları nelerdir?
• Güneş bir çok hastalığın tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Vücudun D vitamini ihtiyacının tamamını karşılamaktadır. Bu özelliği ile çocukların kemik gelişiminde önemli rol oynar.
• Estetik açıdan değerlendirmek gerekirse güneş ışınları sivilce ve aknelerin yok olmasına yardımcı olur. Sedef hastalığı, egzama, sarılık ve diğer mantar hastalıkları gibi cilt hastalıklarından korur.
• Güneş vücudumuzdaki kan basıncının normale dönmesini sağlar. Cildimiz ultraviyole ışınlara maruz kaldığı zaman nitrik oksit salgılar buda kan basıncını düşürür.
• Bağışıklık sistemimizin gelişmesinde önemli rol oynar. Bağışıklık sistemimizi çökertmeye çalışan bakterilerin etkisini bastırır. Beyaz kan hücrelerinin çoğalmasını sağlar. Beyaz kan hücrelerimiz sayesinde vücudumuza zarar veren her şeyle daha kolay baş edebiliriz.
• Yapılan araştırmalar sonucunda Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azatlığı görülmüştür.
• D vitamini eksikliğin kaynaklanan kanser türlerinden korunmak için önemli rol üstlenmektedir. Kolon ve meme kanseri başlıcalarındandır.
• Güneş ışınları düzenli uyku uyumamızı sağlar. Sebebi ışınlarının beynimizin melatoin salgılamasını sağlamasıdır. İnsan bünyesi için son derece dinlendirici bir hormon olduğunu söylemek mümkün.
• Güneşin fiziksel yararları dışında psikolojik açıdan yararları son derece fazladır. Sürekli karanlık ve ev ortamında bulunan insanlar depresyona çok daha yatkındır. Güneş ışınları mutluluk hormonunun salgılanmasında önemli bir kaynaktır. Kendimizi daha keyifli ve iyi hissetmemize yardımcı olur.
• İnsanlar kış aylarında çok daha fazla kilo alırlar. Özellikle kadınlar bundan çok şikayet ederler. Bunun sebebi kışın güneşin çok fazla olmamasıdır. Güneş ışınlarının açlık hissini bastırma özelliği vardır.
Güneşin zararları nelerdir?
• Güneş ışınlarının vücudumuza vitamin depolayarak beslediği doğrudur. Fakat bu enerjiyi elde edebilmek için güneşin altında geçirdiğimiz zaman önemlidir. Uzun süreli güneşe maruz kalmamız güneş yanıklarına sebep olabilmektedir. A ve B ışınları deri hücrelerimizi yakar ve hasara uğratır. Güneş yanığı olmamamız için belli bir süre vermek çokta doğru olmaz. Çünkü bu cilt tipine göre değişkenlik göstermektedir. Açık tenli kişilerin esmerlere oranla güneş yanığı olma riski her zaman çok daha fazladır. Yoğun güneş cildimizdeki deri katmanlarında bulunan elastin denilen cilde yumuşaklık veren liflerin zarar görmesine sebep olabilir.
• Yoğun güneş ışığı cildimizin erken yaşlanmasına sebep olur ve kırışıklıkları ortaya çıkarır. Cildimizdeki kırışmaların %80 gençlik döneminde fazla güneş ışığına maruz kalmamızdan kaynaklanır.
• Ciltte lekelere yol açar cildimizdeki renk dengesinin bozulmasına sebep olur bazı yerler daha açık renkte kalırken bazı kısımlar koyu görünür. Küçük kahverengi nokta şeklinde izlerin oluşmasına neden olur. Bunların ilerleyen yaşlarda oluştuğu düşünülse de bu yanlıştır. Güneş ışığı kaynaklı lekelerdir.
• Güneş bazı kişilerin ciltlerinde çillenmelere yol açar. Çok fazla rahatsız edici yada zararlı lekeler değillerdir. Genellikle açık ten rengine sahip kişilerde daha fazla görülür. Fakat tek riski bazı cilt kanserlerinde çile benzeyen türevde ortaya çıkmaktadır. Buna dikkat edilmesi gerekir.
• Baş, boyun ve ellerde aşırı güneş ışığına maruz kalmaktan kaynaklanan kızarıklıklar ve pullu kabuklaşmış deri hastalığı görülür. Buna Solar Keratoz denmektedir. Açık tenli kişilerde daha çok görülmektedir.
• Güneş ışınlarından şapka ve gözlükle korunmamız gerekmektedir. Aksi takdirde gözde katarakt oluşumuna sebep olabilir.
Güneşten korunmanın temel kuralları nelerdir?
• Güneşlenmek için saat 12.00'den önce veya saat 15.00'ten sonraki zaman dilimleri seçilmelidir.
• Koyu renkli giysiler, ıslak tişörtler, ince pamuklu kumaşlar güneşi daha çok geçirdiklerinden, özellikle hassas olan tip 1 ve 2 ciltler bu giysileri giymeden ciltlerine güneş koruyucularını sürmelidirler.
• Yüzümüzü güneşten korumanın ideal yolu hasır vb. şapkalardır. Güneş gözlüklerini seçerken de UV korumalı olanları tercih etmelidir.
• Güneş koruyucuları seçerken, hem UVA hem de UVB korumalı olanlar, kolay sürülüp, uzun süre etkisini sürdürebilenler ve antialerjik olanları tercih edilmelidir.
• Güneşlenmeden yaklaşık 30 dk. önce güneş koruyucular sürülmelidir.
• Bronzlaşmak; derinin UV ışınlarına karşı verdiği bir koruma reaksiyonudur. Bronzlaşırken UV 'nin zararlı etkilerinden korunmak olanaksızdır. Bronzlaşmak DNA hasarının göstergesidir ve bu hasar kalıcıdır. Yani sağlıklı bronzlaşmak imkansızdır.
• Güneş koruyucu kremlerdeki benzofenon ve benzeri maddeler güneş ışınlarını emerken, çinko oksit ve benzeri maddeler ışınları yansıtırlar. Bir koruyucu kremin etkisini anlamak için şu şekilde bir basit hesap yapabiliriz. Koruma ürünü kullanmadan 5 dakikada elde edilen yanık miktarı, koruma faktörü 30 olan bir koruyucu sürdükten sonra 150 dakikada sağlanacaktır.
• İlk kez güneşe çıkıldığında, koruyucu sürüldükten sonra 15-20 dakikayı geçmemeli ve bu süre ilerleyen günlerde asla 60 dakikaya aşmamalıdır.
Güneşin tüm güzelliklerinin yaşamınıza katılmasını, zararlarını ise bilinçli bir şekilde yaşamınızdan uzaklaşmasını dilerim
Sağlıkla kalın.