Sanırım zayıf ışık altında okumak nedeniyle çocukluğumda gözlerim bozulmaya başladı. On bir yaşında gözlüklü oldum.
Yaşlılığında anneannemin iki gözü de beyaz bir tabaka ile kaplanmış ve görmez olmuştu. Onu sessizleştiren ve sonunda hareketsizleştiren diğer bozulmaların öncüsü olan bu körlük, benim de başıma gelebilecek bir belâ olarak hep aklımın bir köşesinde rahatsızlık çıkardı. Bu olasılığı ertelemek veya gerçekleşmeden evvel haberdar olmak için düzenli olarak göz doktoruna gittim. Daha zayıf olan sağ gözümde katarak oluşmaya başladığını bu titizliğim nedeniyle erkenden öğrendim. On beş yirmi yıl kadar önce olmalıydı.
Katarakt, gözün renkli kısmının arkasında bulunan, ışığı retinaya nakleden ve normal hâli berrak olan merceğin bulanıklaşması durumudur.
Retina, mercekten gelen ışığı beyne ileterek görüntü olarak algılanmasını sağlar.
Merceğe, bu bağlamda görmenin penceresidir diyebilirim.
Katarakt bu pencerenin puslanması ve iyi görmeyi engellemesidir. Ender hâller dışında nedeni yaşlanmadır ve, yaşlanma gibi, önüne geçilmesi mümkün değildir.
Katarakt 40 yaşında oluşmaya başlar, ama semptomları çoğunlukla 60 yaşından itibaren hissedilir. Genellikle her iki gözde birden oluşur ama birinde, bende olduğu gibi, diğerinden daha şiddetlidir.
Kataraktın ileri aşamada belirtileri bulanık görme, renklerin solmuş gibi olması, ışığa karşı hassasiyet, geceleyin görme zorluğu ve çift görmektir.
Doktorum “seni rahatsız edinceye kadar ameliyat olma,” demişti.
Birkaç ay önce sağ gözümün işe yaramayacak kadar bozulduğunu fark ettim. Diğer gözümü kapattığımda sağ gözümle dört beş metre ilerimdeki koca zeytin ağacını bir karaltı olarak görüyordum.
Doktorumla ameliyat zamanının geldiğine karar verdik.
Bu konuda adadaki en usta doktor olan Mustafa Güvenir’den randevu aldım ve birkaç gün önce ameliyat oldum. Yarım saat kadar süren bir operasyon ile eskimiş retinamın yerine yapay bir lens taktı. Gözüm kapalı bir şekilde eve yollandım.
Ertesi gün Güvenir gözümü açtı ve beni hâlâ şaşırtan bir şey oldu: Mükemmel görüyordum ve gördüğüm her şey yeni boyanmış gibi idi. Yapraklar daha yeşil, ameliyattan önce kemik rengi olan beyazlar bembeyazdı. Bir yıl kadar önce aynı operasyonu geçiren Galfa gözü açıldığında doktora “Ooo, binayı boyatmışsınız,” demiş.
Katarakt yüzde 90’la başarı oranı en yüksek olan ameliyatlardan biridir. Göz, ameliyattan önce yıkandığı damlalarla uyuşturulduğu için sızısızdır. Bende uyuşturucunun etkisi geçtikten sonra da ağrı olmadı.
Şimdi bu satırları yazarken sağ gözümü kapattığımda ekran kemik rengini alıyor ve sanki ışığı azaltılmış gibi oluyor. Solu kapatıp baktığımda ekran parlak beyaz bir görüntü alıyor ve bana şu soruyu sorduruyor:
Acaba diğer gözümde başlangıç aşamasındaki kataraktı da mı hâlletsem?
Genellikle insan ağır bir hastalıktan kalkınca, kendini hastalık ona uğramadan önceki kadar iyi hissetmez. Katarakt ameliyatından sonra ise öncekinden katbekat iyidir.
Görüyorum! Görüyorum!
- 16 Eylül 2021, 09:46
- 2.2B
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Metin Münir - 3 yıl Önce
Geçmiş oldun diyen herkese derin teşekkürler :-)
Yasemin Oral - 3 yıl Önce
Geçmiş olsun Metin Bey .Gönül gözünüzle de gördüğünüz renkler eksik olmasın hayatınızda.
Ruh ikizi - 3 yıl Önce
Üstadım, geçmiş olsun, hayırlı olsun.
Dr.Mustafa beyin de eline sağlık.
faruk ercan - 3 yıl Önce
Geçmiş olsun Metin Abi. Sıhhatli yıllar dilerim.????
Hakan Güneş - 3 yıl Önce
İyi olmanıza sevindim üstad. Uzun ve sağlıklı yıllarınız olsun.
İyi olduğunuzu bilmek ve sizi yeniden bir fotoğrafınızla da burada görmek çok güzel. Çok geçmiş olsun...