banner564

Görüşler açık ve “Transparan” olmalı

Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makamın seçimlerine gitmeye çalışıyoruz. Ancak bu süreçte, içinde bulunduğumuz iç ve dış ortamda, Kıbrıs sorununda, adayların savundukları tezi nasıl ileri taşıyacaklarına dair, dolu dolu görüşleri ortaya koymakta dünden daha geride olduğumuz açıktır. 
Bilinen ve uluslararası kabul gören Federal Çözüm tezini değiştirme iddiası ile aday olanlar, buna diğerlerinden daha fazla önem vermelidir.
Yanlış anlaşılmasın, Federal Çözüm tezini savunanlar da yaşadığımız tüm gerçeklere karşın, bunu nasıl daha ileri taşıyacaklarını, klasik söylemlerin dışında ele almak zorundadır.
Fakat bundan daha kötüsü, adayların bu süreçte bir açıklama yaptıktan sonra, “Ben öyle dememiştim, yanlış çıkartma yapıldı” diyerek, kendi söylediklerini yalanlama veya düzeltme ihtiyacı içine girmeleridir. Bu gerçekten hiç olmaması gerekendir. Evet, söylediklerinizi çarpıtmak isteyenler çıkabilir. Hele yabancı gazetecilerle söyleşiler yapılırken daha dikkatli olunması gerekir. 
Bunun son örneği, Başbakan ve Cumhurbaşkanı Adayı olan Sayın Tatar'ın, bir İngiliz gazetesine toprak konusu ile verdiği söyleşide gözüktü. Bu söyleşiyi topluma duyuran UBP Basın Merkezi oldu. Sonra gelen tepkiler üzerine yalanlama yoluna girildi. Bu işin özü ise şuradadır. 
Sayın Tatar, toprak konusundaki bu oranı, iki ayrı devletin çözüm için kabul edilmesine dayandırdı. “Elimizde %36 toprak var %30’a gerileriz" anlamında bu oranı ifade etti. Ancak gelen tepkiler üzerine ise bunun yanlış çıkartma olduğunu ifade ederek; %30’un, daha önce Güneye teklif edildiğini, buna karşın Güneyin bunu reddettiğini anlatmak için söylediğini ifade etti. Bir kere gerçeği konuşalım. 
Bu konuda ilk ciddi oranı, Gali Fikirler Dizisi kapsamında, %29+ diyerek Rahmetli Sayın Rauf Raif Denktaş belirtmişti. Bunun arkasından buna yakın oran, Annan Planı’nda vardı. En son Crans Montana'da Sayın Akıncı da masaya %29.2’lik bir oranı kapsayan bir harita taslağı sunmuştu. Eğer Cumhurbaşkanı adayı iseniz, o zaman bu konuları tüm gerçeği ile yuvarlamadan sunmanız gerekir.
Ancak; ‘Ya AB içinde iki ayrı devlet veya iki ayrı devlet’ tezi ile hareket ederseniz; o zamanda %29+ ve bu oranda toprak konusunun, Federal Çözüm görüşmeleri zemininde oluştuğu gerçeği ile yüzleşmeniz gerekir. Çünkü bunu reddeden Güneye, toprak konusunda daha cazip bir şey önermeniz gerekir. Federal tezden vazgeçip, iki ayrı devleti kabul etmesini umduğunuz Güneye bunu yapmanız gerekir.
 Aynı tezi savunan adaylardan biri olan Sayın Kudret Özersay, bu konudaki eleştiri ve yaklaşımlarımızı ciddiye alarak, akademik kimliği ile bu soruya cevap vermeye çalışmıştı. Sayın Özersay, Sayın Tatar gibi oran falan ifade etmeden, şunu söylemişti. ‘Eğer iki ayrı devleti kabul ederlerse, daha fazla toprak oranını görüşebilirim’ demişti. O zaman da ona; bunu halka anlatması ve aday olarak bu temeldeki görüşü ile onay almak gerekir demiştim. Üstelik konuyu şöyle devam ettirmiştim. %29+ya burun kıvıranlara, yüzde kaç önereceksiniz? Unutmayın ki her %1, binlerce insanı ilgilendirir. Rum ise sevinir Türk ise mağduriyet hisseder. Bu nedenle mağduriyet hissedene de somut bir şey söylemeniz gerekir. 
Ancak bu seçimde, Federasyon tezi yerine, iki ayrı devleti önerenler, en başta toprak ve mülkiyet gibi iki ana meselede ne düşündüklerini hala somut olarak söylemedi. Çünkü BM Parametrelerine dayalı ve Federasyon görüşmeleri ile geçekleşen zemin içindedir, mülkiyet ve toprak konusunda oluşanlar. Dolayısı ile öyle yuvarlak, duygusal yaklaşımlarla ele alınamayacak, ciddi konulardır bunlar. Bu nedenle, Federal Çözüm dışında tez ileri sürenler, bu konularda daha somut konuşmak zorundadırlar.

YORUM EKLE

banner608

banner473