banner564

Gir fecebook’a da korkma

  Bir devlet kurduk...
  Parlamentosu var...
  Cumhurbaşkanı, müsteşarı, müdürü, kalem müdürü, korumaları, katipleri, memurları var...
  Başbakanı, 10 tane bakanı var...
  Onların müsteşarları, bol tarafından müdürleri, danışmanları, memurları, sekreterleri var...
  Bir devlet kurduk...
  Türkiye’de Sayıştay var mı?..
  Öyleyse bizim de Sayıştayımız olacak...
  Mahkemesiz devlet olmaz...
  Mahkeme varsa, savcılar, başsavcılar da olacak...
  Kaymakamsız il olur mu?..
  Asla olamaz...
  Her ilde bir kaymakam...
  Adı büyükse, makamı da olacak...
  Arabalar, şoförler...
  Belediye sayısı 5 mi olmalı dediniz...
  Olamaz...
  Devlet varsa 28 de belediye olacak...
  Çoğu batmış, borç içinde...
  Olsun...
  Devlet mi kurduk...
  Daireleri, daire müdürleri, çalışanları da olacak...
  On beş bin kadar mesela?..
  Baktınız ki; içlerinden biri kafa tutuyor, gönder müşavir ordusuna...
  Kapsın 7 bini, gitsin evinde otursun...

Demokrasiye sarıl
 
  Partisiz, sendikasız, derneksiz devlet olamaz…
  Öyleyse 5 değil 10 parti...
  Yüz değil 3 bin dernek...
  Beş değil 50 sendika...
  Demokraside çok seslilik şart değil mi?..
  Öyleyse 66 tane radyo...
  Tümü Boğaz yolunda susuyor ama hiç sorun değil...
  Devlet olmak kolay değil...
  Bayrağı birileri göklerde taşımalı...
  İşte Kıbrıs Türk Hava Yolları...
  Uçağı yoksa kiralarsın...
  Zarar ederse, kamu bankalarına borç takarsın...
  Bakan yapamadığın partililere makam yaratırsın...
  Sonunda iflas edip ağlarsın...

Bu sesi duyuyor musun
 
  Fırtınanın sesi uzaktan geliyor...
  Kapı ve pencerelerimizi iyice kapatmamız gerektiğini hatırlatıyor...
  Toz bulutçuklarından kulakları ve gözleri tıkananlar bunu göremiyor, duyamıyor...
  Pencereleri açık tutmaya devam ediyor...
  Güneyde tanınan bir devlet var...
  Ama bir tane dahi resmi hizmet aracı yok...
  Olsun canım...
  Bize bin yetmedi, öyleyse 2 bin olsun...
  O da yetmedi, sayıları 3 bine yükseldi...
  Koy benzini, öde seyrüseferi, sigortayı, kaportacıyı ve tamirciyi...
  Arada bir eve gitmeli aracın şoförü...
  Ya da çocuğu okuldan aramalı...
  Türkiye’ye sokulmayan bozulmuş patatesi de Ankara’yı vurmak için kullan...
  Geri gelenleri tüketen enayiler zaten kafasını kuma sokmuş...
  “Bir milyon liralık bir paketleme cihazı ile bu sorun giderilir, patatesler yolda bozulmazdı” diyen üreticinin sesini duymazdan gel...
  Hayvan üreticilerinin bağırıp, çağırmasına aldırma...
  Mustafa’yı dün gece Paşaköy’ün meyhanesinde görmüşler...
  Parayı nereden bulmuş da gitmiş?..
  Bırak sütler kamyonda kalsın, hellimci de halkı toz süte alıştırsın...
  Bak nasıl oluyor bu işler...
  Toplamda 260 ton süt elde kalmış...
  Merak edip soranlar oldu “maliyeti ne kadar” diye...
  Tümü 300 bin lira edermiş...
  Sınır bölgesi Arabahmet’te, Atatürk İlkokulu’nda, Çağlayan’da, Karpaz’ın birçok köyünde yüzlerce öğrenci ayda bir olsun süt içemiyorsa onları mutlu etmeyi düşünme...
  Kasada 5-10 bin lira kalmışsa, onu fazla mesailer için hazırla...
  Derdin üretmek değilse, hayvancı, çiftçi, narenciyeci ve patatesci ile uğraşma...
  Yüzde 40 eksik olsa bile maaşları öde; devleti ele güne rezil etme...
  
Avrupayı düşün
 
  Bak çözüm kapıda...
  Anastasiadis’in EOKA’cının huzurunda söylediklerini ciddiye alma...
  Adanın her yerinde serbest dolaşım, yerleşim ve mülkiyet hakkı istiyor...
  Ver Girne’deki evi, tut Mandirga’nın yolunu...
  Baktın ki ananın evi yerinde durmuyor...
  Git Mülkiyet Mahkemesi’ne...
  Canını sıkma...
  İşin, gücün kalmadıysa gir Facebook’a...
  Seni güldürecek ne ararsan hepsi orada...
  Bugün de günlerden Cuma...
  Haydi hep birlikte namaza...
YORUM EKLE

banner608

banner474