banner564

Gidilecek yol görünüyor

  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yol haritası belirlenmediği için New York zirvesinden pek mutlu ayrılmamıştı...
   Dünkü görüşme sonrasında ise Rum liderinden daha farklı bir tutum izleyerek, yol haritasının aslında belirlenmiş olduğunu açıkladı...
   Ekim’de yoğunlaştırılmış müzakereler tamamlanacak...
   Kasım ayında ise ‘bir başka ülkede’ toprak konusu görüşülecek...
   Neden ‘bir başka’ ülke?..
   Cumhurbaşkanı Akıncı başından beri ‘bir başka ülke’ arzusunu dile getiriyor ve bunu da Rumların ‘bilgi sızdırmasına’ bağlıyor...
   Rum lideri Anastasiadis’in siyasi partilere ve Ulusal Konseye bilgi aktarmasının ardından, Rum basını tüm ayrıntıları ele geçirip yayınlıyor...
   Ve doğal olarak kamuoyunda ciddi tartışmalar başlıyor...
   Müzakere masası ‘bir başka ülkeye’ kaydırıldığı zaman bu tür sızdırmalar olmayacak mı?..
   Bize göre olacak...
   Çünkü Rum lideri Anastasiadis, yerin yedi kat altına girse bile, atacağı her adımı Rum Ulusal Konseyi’ne ve Atina’ya sormak zorundadır...
   Ulusal Konseyin ve Atina’nın onaylamadığı hiçbirşeyi kabul edemez...
   Dolayısıyla ‘bir başka ülkede’ yer alacak toprak müzakerelerinin Rum basınına sızdırılması olasılığı çok yüksektir...
   Burada mağdur olacak olan yine Kıbrıslı Türklerdir...

Hava değişti
   
  İki liderin, özellikle New York zirvesi sonrasında farklı açıklamalar yapmasıyla birlikte, kamuoyunda “bu kez de olmayacak” görüşü yayılırken, dünkü müzakere sonrasındaki açıklamalar durumun farklı olduğunu gösteriyor...
   Rum lideri Nikos Anastasiadis, Başkanlık Sarayı’na döndükten sonra yaptığı açıklamada Akıncı gibi tarih vermemekle birlikte, toprakla ilgili müzakerelerin ‘bir başka ülkede’ yapılacağını söyledi...
   Cumhurbaşkanı Akıncı da, referandumun 2017 ortalarında yapılabileceğini açıkladı...
   Öyleyse yol haritası artık netleşmiş oldu...
   Kıbrıs sorunu ‘şu veya bu şekilde’ bir çözüme doğru götürülüyor...
   Önümüzdeki günlerde çok daha sıcak gelişmelerle yüzleşebileceğimiz anlaşılıyor...
   Toplumun bu süreci en sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi ve en doğru kararı verebilmesi için siyasi partilere ve liderliğe düşen görevler vardır...
   Özellikle ‘olası bir çözüme’ hazırlık konusunda çok ciddi ve hızlı adımların atılması kaçınılmazdır...
   Halka ‘hiçbirşey olmayacak, bu şekilde devam’ şeklinde mesaj vermek yerine ‘çok şey değişebilir’ demek ve doğruları cesaretle ortaya koyarak, kapı ve pencereleri sağlama almak doğru olandır...
   Kurum ve kuruluşlarımızın ayakta kalmasını sağlayacak önlemler bugünden hayata geçirilmelidir...
   Bir ay gibi kısa bir süre sonra ‘toprak ayarlamaları’ yapılacaksa, tüm birikimlerini harcayarak konut yapmayı planlayan insanımıza ‘bir süre beklemesini’ tavsiye etmekten korkmamalı...
   Korku veya tepki endişesiyle, yanlış adımların atılmasına göz yumulursa, işte o zaman  yaranın daha da derinleşmesi kaçınılmazdır...
   Sıcak gelişmeleri sabırla izleyip, kendi içimizdeki birliği korumak için çaba göstermeliyiz...
YORUM EKLE

banner471

banner473