banner564

Gerçekleri kabullenmek

  Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 92’nci kuruluş yıldönümüdür...
  Dün de Yunanistan’ın 1940 yılında İtalyan tehditine ‘Hayır’ (OHİ) dediği gündü...
  Önce kendimizden söz edelim...
  Türk ulusunun kopmaz bir parçası olarak bu günü büyük bir gururla kutluyoruz...
  Yanan bazı olumsuz gelişmeler nedeniyle üzüntülerimiz vardır...
  Fakat Türkiye’nin daha güçlü geleceği konusunda en ufak bir kuşkumuz yoktur...
  Türkler; özellikle sıkıntılı dönemlerde tek yumruk olmasını bilen, devletine sahip çıkan bir millettir...
  Kıbrıs’ta yaşayan bizler; Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm devrimlerini günü gününe benimseyen ve uygulayan insanlarız...
  Arada bazı bozuk sesler çıksa bile; Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu, Kıbrıs adasında Türkiye’siz bir yaşamın mümkün olamayacağını biliyor...
  Temennimiz, Türkiye’nin kısa süre içinde siyasi istikrara kavuşması, iç ve dış sorunları çözümleyerek, daha güçlü bir yapı için ileri adımları atmasıdır...
  Cumhuriyetin 92’nci kuruluş yılını kutlarken, özellikle Kıbrıs’la ilgilenen ülkelere bazı gerçekleri bir kez daha anımsatmakta fayda vardır...
  Kıbrıslı Türkler; İngiliz Sömürge İdaresi döneminde dahi Türk bayrağını kullanmaktan geri kalmadı...
  Okullarda, işyerlerinde her zaman Atatürk fotoğrafları ve Türk bayrakları vardı...
  En ağır baskılar karşısında dahi Kıbrıslı Türkler, bu özelliklerini yitirmediler...
  Türkiye’nin tüm bayramlarını burada coşkuyla kutladılar...
  Bu gelenek bugün de devam ediyor...
  Yani, Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘Kıbrıslı’ diye bir milletin olmadığını herkes anlamalıdır...
  Burada yaşayanlara ‘Kıbrıslı Türk’ diyebilirler...
  Ama ‘Kıbrıs milleti’ diyemezler...
  Çünkü böyle bir şey yoktur...
 

Helen milleti
  Bu kural güneydeki Rumlar için de geçerlidir...
  Onlar da Helen milletinin bir parçasıdır...
  Bununla gurur duyduklarını her fırsaatta belirtiyorlar...
  Yunanistan’ın 1940 yılında, İtalya’ya ‘OHİ’ deyişini ‘resmi tatil’ olarak kutluyorlar...
  Askeri törenler düzenleyip, dünyaya ‘Yunan ulusunun bir parçası olduklarını’ gösteriyorlar...
  Bu törenlerde, Ankara’ya da mesaj gönderip, Türk askerinin adadan çekilmesini talep ediyorlar...
  Güneyde on binlerce Yunanlının yaşadığını unutmuş gibi görünerek, kuzeydeki Türk vatandaşlarının adayı terk etmesini istiyorlar...
  Kuşkusuz; Kıbrıs’ın gerçeklerini bilenler onlara gülüyor...
  Bir yanda OHİ kutlaması...
  Okullarda, kiliselerde, resmi dairelerde her yerde dev Yunan bayrakları...
  Diğer yanda Türkiye’yi dışlama girişimleri...
  Bırakın insanları, kargalar bile gülüyor bu iki yüzlü politikaya...
  Birilerinin artık Rum toplumuna gerçekleri anlatması ve son kez uyarması gerekiyor...
  Adanın güneyinde Helen milletinin mensupları yaşıyorsa, kuzeyinde Türk milletinin mensupları yaşıyor...
  Güneyde OHİ günü kutlanıyorsa, kuzeyde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu kutlanıyor...
  Adanın güneyi her 28 Ekim gününde Yunan bayraklarıyla örtülüyorsa...
  Kuzeyi de her 29 Ekim’de Türk bayraklarıyla örtülüyor...
  Şimdi birileri karşımıza geçip “Türkü atalım, Yunanı bırakalım” diyorsa, ona verilecek cevap şudur:
  “Otur yerine...”
  

Dost olabilmek
  Önemli olan her iki toplumun da tarihi gerçekleri kabul ederek, iyi dostluk ilişkileri kurabilmesidir...
  AB üyesi olmuş bir Kıbrıs ve iki bölge, iki toplum...
  Herkes kendi bölgesinde özgür olmalı...
  Zaten bizler “Vazgeçtik 29 Ekim’i kutlamayacağız” desek bile, onlar 28 Ekim’den asla vazgeçmezler...
  O zaman artık bu sahte ‘Kıbrıslılık’ masalını bir kenara bırakıp, gerçeklere dönelim...
  İki bölgeli, iki toplumlu federal bir Kıbrıs devletini kurmaya varız...
  Dışta tek temsiliyete varız...
  Ama kuzeyde yaşayanlara hiç kimse “Türk bayrağını indirin” diyemez...
  Güneyde yaşayanlara “Yunan bayrağını indirin” diyemeyeceği gibi...
  Burası, iki Anavatan’ın da vazgeçemeyeceği bir adadır...
  Düşman olmak ve düşmanlık siyasetiyle toplumları kışkırtmak yerine; dost olup, işbirliği yapabilmeliyiz...
  Başka türlü düşünceler tamamen geçersizdir...
YORUM EKLE

banner608

banner474