Kıbrıs’ta yaşayan bizler; Atatürk’ün tüm devrimlerini günü gününe benimseyen ve uygulayan insanlarız...
Arada bazı bozuk sesler çıksa bile; Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu; Kıbrıs adasında Türkiyesiz bir yaşamın mümkün olamayacağını biliyor...
Kıbrıslı Türkler; İngiliz Sömürge İdaresi döneminde dahi Türk bayrağını kullanmaktan geri kalmadı...
Okullarda, işyerlerinde her zaman Atatürk fotoğrafları ve Türk bayrakları vardı...
En ağır baskılar karşısında dahi Kıbrıslı Türkler bu özelliklerini yitirmediler...
Türkiye’nin tüm bayramlarını burada coşkuyla kutladılar...
Bu gelenek bugün de devam ediyor...
Yani, Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘Kıbrıslı’ diye bir milletin olmadığını herkes anlamalıdır...
Burada yaşayanlara ‘Kıbrıslı Türk’ diyebilirler...
Ama ‘Kıbrıs milleti’ diyemezler...
Çünkü böyle bir şey yoktur...
Rumların gerçeği de böyledir…
Onlar da Helen milletinin bir parçasıdır...
Bununla gurur duyduklarını her fırsatta belirtiyorlar...
Yunanistan’ın 1940 yılında, İtalya’ya ‘OHİ’ deyişini ‘resmi tatil’ olarak kutluyorlar...
Askeri törenler düzenleyip, dünyaya ‘Yunan ulusunun bir parçası olduklarını’ gösteriyorlar...
APOEL’in maçları Yunan Milli Marşıyla başlıyor…
Bu törenlerde, Ankara’ya da mesaj gönderip, Türk askerinin adadan çekilmesini talep ediyorlar...
İşte bu noktada ‘dıştan baskı yapanların’ bu gerçekleri görebilmesi gerekiyor…
Adanın güneyinde Helen milletinin mensupları yaşıyorsa, kuzeyinde Türk milletinin mensupları yaşıyor...
Güneyde OHİ günü kutlanıyorsa, kuzeyde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu kutlanıyor...
Adanın güneyi her yıl 28 Ekim gününde Yunan bayraklarıyla örtülüyorsa...
Kuzeyi de her yıl 29 Ekim’de Türk bayraklarıyla örtülüyor...
Şimdi birileri karşımıza geçip “Türkü atalım, Yunanı bırakalım” diyorsa, ona verilecek cevap şudur:
“Otur yerine...”
Dostluğa ve paylaşıma var mısınız?
Önemli olan her iki toplumun da tarihi gerçekleri kabul ederek, iyi dostluk ilişkileri kurabilmesidir...
AB üyesi olmuş bir Kıbrıs ve iki bölge, iki toplum...
Herkes kendi bölgesinde özgür olmalı...
Zaten bizler “Vazgeçtik 29 Ekim’i kutlamayacağız” desek bile; onlar 28 Ekim’den asla vazgeçmezler...
O zaman artık bu saatten sonra ‘Kıbrıslılık’ masalını bir kenara bırakıp, gerçeklere dönelim...
Kalıcı bir çözüme varız...
Dışta tek temsiliyete de varız...
Arabuluculuk yapanlara bunları anlatmamız ve her fırsatta iyi niyetimizi göstermeliyiz…
Çözüme varız; ama can ve mal güvenliğimizi koruma altına alarak…
I AM A TURKISH CYPRIOT evirsek de çevirsek de bunu değiştirebilmeniz mümkün değildir .