Genç Vizyon
Cemre AKAR
Kuzey Kıbrıs’ta halen 100 binin üzerinde öğrencinin üniversite eğitimi gördüğünü belirten Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Dr. Ziya Öztürkler “Birçok üniversitemiz Bologna sürecini takip etmekte ve bu sürecin şartlarını yerine getirmeye çalışmaktadır” dedi.
Genç Vizyon’a konuk olan ve sorularımızı yanıtlayan Öztürkler, yeni üniversite izinlerinin de Meclis onayına bağlandığını söyledi.
Öztürkler sorularımızı şöyle yanıtladı:
Soru: KKTC’de Yükseköğrenimi nasıl değerlendirirsiniz?
Yanıt: 40 yıl önce başlayan Yükseköğrenim yolcuğumuzda bugün 19 üniversite 100 binin üzerinde öğrenci ülkemizde eğitim ve öğrenim görmektedir. KKTC Yükseköğreniminin geldiği nokta takdire şayandır. Bugün 50’nin üzerinde bilim insanı ülkemizdeki üniversitelerde görev almaktadır. 142 ülkeden öğrenci ile uluslararasılaşma noktasında da önemli adımlar atılmıştır. Şu anda 12 bin KKTC vatandaşı, 55 bin TC vatandaşı, 35 bin de uluslararası öğrenci üniversitelerimizde eğitim almaktadır. Üniversitelerimizden mezun birçok kişinin kendi ülkelerinde önemli noktalara gelmesi bizleri mutlu etmektedir.
Soru: KKTC Üniversitelerini Avrupa üniversiteleriyle karşılaştırdığınızda ne noktadayız?
Yanıt: Bugün anladığımız manada ilk üniversitelerin 11. yüzyılın sonlarında, 12. yüzyılın başlarında Avrupa’da geç feodal dönemin soysa-kültürel şartları içerisinde ortaya çıktığı bilinmektedir. Bologna ( 1088 ), Paris ( 1150 ) ve Oxford (1167 ) ilk kurulan üniversitelerdir. Avrupa’da üniversitelerin köklü bir geçmişi vardır. Biz ise 40 yıllık bir geçmişe sahibiz. Ama bugün birçok üniversitemiz Bologna sürecini takip etmekte ve bu sürecin şartlarını yerine getirmeye çalışmaktadır. Avrupa’da Yükseköğrenim; eğitim, araştırma geliştirme ve topluma hizmet üçgeni içerisinde ilerlemektedir. Bizim üniversitelerimizde eğitim boyutu ön plandadır. Araştırma ve topluma hizmet noktasında atılması gereken adımlar vardır. ARGE, Teknopark, Diploma eki gibi uygulamaların üniversitelerimizde yaygınlaşmaya başlaması önemlidir.
Kalitenin artması önemli
Soru: Yükseköğrenimde kalitenin artırılması için neler yapılabilir?
Yanıt: Yükseköğrenimde kalite anlayışı ülkemizde benimsenmiştir. Kaliteyi daha yukarı çekebilmek için yükseköğrenim kurumlarının bir araya gelerek ortak kalite standartları geliştirmesi gerekmektedir. Bu noktada YÖDAK’a ciddi görevler düşmektedir. Üniversiteler arasında öğrenci kabul standartları konusunda uzlaşılmış ilkeler belirlenmeli, her üniversitenin kurumsallaşmasının bir gereği olarak kalite ve etik kuralların daha etkili bir şekilde işletilmesi gerekmektedir. Yurt dışı tanınmış, bağımsız, akreditasyon kuruluşlarından üniversitelerin akredite olmalıdırlar. U- Map ve U-Mul TILINK tarzı Avrupa birliği odaklı ranking sistemlerini üniversitelerin kullanması özendirilmelidir. Dünyada kabul gören iş piyasası standartlarına göre yükseköğretim programlarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Tabii kalite öğretim üyesiyle de bir nevi eş değerdir. Kaliteli öğretim üyesi kalitenin daha yukarı çıkarılmasını sağlayacaktır. Artık ülkemizde Bakanlık ve YÖDAK’tan bağımsız çalışacak Yükseköğrenim Kalite Güvence Kurulu kurulmalı ve Yükseköğrenimde kalite bu kurul tarafından şekillendirilmelidir.
Soru: KKTC’deki üniversitelerin tercih edilme nedenleri nelerdir?
Yanıt: Üniversitelerde öğrenciyi merkeze alan samimi kültürel yapı, öğretim elemanları ve yöneticilere kolay ulaşma, üniversite öğretim ücretinin diğer ülke üniversiteleriyle karşılaştırıldığında düşük olması, üniversitelerimiz açısından tercih edilmesinde önemli etkendir.
Yabancı ve Türk öğrencilere sağlanan burs olanaklarının üniversitelerimiz tarafından sağlanması, İngilizce programlar, Ada kültürü, iklim ve turizm destinasyonunun olması ülkemizin avantajlarıdır. Tabii ki modern kampüs ve güvenli ortamın olması, ideolojik kamplaşmanın az olması üniversitelerimizin tercih edilmesine katkı sağlamaktadır.
Soru: YÖKAS hakkında bilgi verir misiniz?
Yanıt: YÖKAS devletin bir sistemidir. Geçen yıl hayat buldu. KKTC’de öğrenim gören tüm öğrencilerin bilgilerinin yer aldığı Yüksek Öğrenim Kayıt sistemidir. Bu ülkemiz için bir ilktir. Bütün öğrenci verileri bir yerde toplanmış oldu. Ülke güvenliği, öğrencilerin kayıt altına alınması, öğrencilerin kayıt dışı bir yerlerde çalışmasını engelleyen önemli bir sistem. YÖKAS’a kayıt edilmeyen bir öğrencinin öğrenci izni alması mümkün değil. YÖKAS ve öğrenci izinlerinin her yıl devlete yaklaşık 40 milyon getirisinin de olacağını vurgulamak lazım.
Soru: Peki, Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi’nin bünyesinde yer alan YÖBİS’in yükseköğrenime getirdiği kolaylık ne?
Yanıt: Geçen yıl hayat bulan yeni uygulamalarımızdan bir tanesidir. YÖBİS’in açılımı Yüksek Öğrenim Burs ve Bilgi Sistemidir. Dairemizin bir sistemi olup Yükseköğrenim öğrencisinin çağdaş uygulamalardan ve bilgi erişiminden yararlanmasını sağlamaktadır. Yükseköğrenim hakkında bilgi detayları sistemde yer almaktadır. Bunun yanında burs başvurularının online gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır.
Yabancı öğrencilerin yaşadığı sıkıntılar
Soru: Yurt dışından gelen üniversite öğrencileriyle ilgili yaşanan sıkıntılar nelerdir?
Yanıt: Ev kiralarının yüksekliği, barınma yetersizliği, kültürel uyum, ada içi ulaşım, esnaf ve yerel yönetimlerin öğrenciye karşı tutumları, adaya ulaşımın havayolu temelli ve pahalı olması yurt dışından gelen öğrenciye sıkıntı yaratmaktadır. Bir de yükseköğrenimde öğrenci memnuniyetinde sadece üniversite, bakanlık ve YÖDAK’a görev düştüğü ön görülmektedir; bu doğru bir yaklaşım değildir… Toplumun her kesimine görev düşmektedir. Belediyelere de ciddi görevler düşmektedir. Bizim belediyelerimizin en başarılı olduğu nokta düzenlediği festivaller. Peki, bunun dışında Yükseköğrenim öğrencisi için ne gibi projeleri var? Ulaşım, bisiklet yolu ile ilgili projeler yapılmalı, yapılan projeler varsa bir an önce sonuçlandırılmalı. Kültürel ve sanatsal etkinliklere ağırlık verilmeli. Bu noktalarda belediyelerimiz üzerlerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Soru: KKTC’de geçtiğimiz yıllarda üniversite sayısının hızla artması konusunda görüşleriniz nelerdir?
Yanıt: Yükseköğrenimin KKTC’de ön planda olması, 2010 yılından sonraki süreçte yükseköğrenimdeki öğrenci artışı beraberinde üniversite sayısının da artmasına neden olmuştur. Buradaki en büyük sorun üniversite kurulumunun çok kolay oluşuydu. Yükseköğrenim yasasında bu anlamda sıkıntı vardı. Uzun uğraşlar sonucunda 11 Nisan 2017 yılında yeni hazırlanan Yükseköğretim Yasası onaylanarak resmi gazetede yayınlandı. Artık ülkemizde gerekli şartlara haiz olan üniversiteler meclis onayıyla hayat bulacağından dolayı üniversite kuruluşları da kontrol altına alınmış oldu.
Soru: Gençleri doğru yönlendirebilmek için burs tüzüğünde bir değişikliğe gidildi; master ve doktorada uygulanacak olan ihtiyaç alan stratejisini açıklar mısınız?
Yanıt: Bugüne kadar ülke ileri alanlarının belirlenmesi noktasında maalesef böyle bir çalışma yapılmadı veya yapamadık. Ülkenin ileri alanlarının belirlenmesi hususunda ilk etapta burs tüzüğünde yapılan değişiklikten sonra bu hafta içerisinde ilk toplantımızı gerçekleştirdik.
Tabii toplantı sürecine gelmeden önce birçok verinin toplanması ve harmanlanması gerekiyordu. Verilen toplandıktan sonra Prof. Dr. Hasan Amca’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıya DPÖ, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Mimar ve Mühendisler Odası Birliği, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, Öğretmen sendikaları ve öncesinde Üniversitelerimiz aktif destek sağladı.
İhtiyaç alanları belirleme toplantısı KKTC’deki insan kaynağına olan ihtiyacı belirlemek üzere ilgili tarafların görüşünü almak üzere düzenlendi. Toplantının sonucu ilk taslağı ortaya çıkacak olan KKTC üretim ve hizmet sektörlerinin ihtiyaç alanları hem günümüzde hem de yakın gelecekte üniversitelerde bölüm tercihi yapacak olan öğrenciler ve veliler için de bir rehber olması planlanmaktadır. Benzer toplantıların daha geniş paydaşların katılımıyla her yıl Mart ayının ilk yarısında tekrarlanarak ihtiyaç alanlarının daha da netleşmesi sağlanacaktır.
KKTC’de de benzer bir yöntemle öncelikle geniş ölçekte ileri alanlar belirlenmeli, bu ileri alanların altını doldurmak için de odak alanlara yönelik meslek grupları belirlenmelidir. Dünya çapında son günlerde üniversite sistemlerinde hangi alanlarda eleman arandığına bakarak da yakın gelecekte hangi iş alanlarında eleman ihtiyacı oluşacağı konusunda bir fikir elde edebiliriz.
Devlet burs vererek ileriye dönük eleman yetiştirirken sadece KKTC piyasasında çalışacak elemanlar değil, KKTC’de günümüzde var olan veya yakın gelecekte olması düşünülen uluslararası firmalarla işbirliği yapabilecek elemanları da desteklemelidir.
Nitekim birçok KKTC vatandaşı üniversiteden mezun oluşunu müteakip bir süre yurt dışında çalışmış, daha sonra ülkemize gelerek bu tecrübelerini değerlendirmiştir.
Belirttiğim gibi ülkenin ileri alanlarının belirlenmesi ve ülke gençliğinin doğru yönlendirilmesi gerçekten önemli, sonuçların ülke gençliğine bir yol haritası çizecek noktada olacağını belirtmek lazım.