Cemre AKAR

Dincel Şükrettin, çocuklarla ilgilenmeyi, onları geleceğe iyi bir şekilde hazırlamayı kendine ilke edinmiş, çalışkan ve başarılı genç bir eğitimcidir.

İngiltere’de dünyaya gelen ve 1993 yılında ailesiyle birlikte Kıbrıs’a yerleşen Dincel Şükrettin’in, ‘Banbini Montessori’ adını verdiği eğitim merkezinde okul öncesi eğitim veriliyor. Şükrettin, mesleğe nasıl başladığını, nelerle karşılaştığını ve Montessori eğitimi bu hafta ‘Genç Vizyon’a anlattı.

Soru: Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

**************

Yanıt: İngiltere’de doğdum ve büyüdüm. Kıbrıs’a 1993 yılında ailemle yerleştim. Beni motive eden ve kendimi geliştirmem için destekleyen iki muhteşem kızım var.  Çok farklı mesleklerde çalıştım. Turizm, Medya(basın) ve son olarak eğitim sektöründe görev aldım. Özel bir okulda İngilizce öğretmenliği yaptığım dönemde çocuklarla birlikte olmaktan çok keyif aldığımı kısa sürede anladım.   Genel olarak, çocukların okulda ve derste mutlu olmadıklarını, ne kadar konuşmak istediklerini, görüşlerini paylaşmak istediklerini, dinlenmek istediklerini fark ettiğimde derslerimde çok sık ‘İngilizce’ dışında konular olurdu. Büyük bir zevkle yapmama rağmen, İngilizce öğretmenliğinin bana tam olarak yeterli gelmediğini anlamıştım. Çocukların hayatlarında daha çok etki yaratmak istedim.

Küçük kızımın doğumu da bana ışık oldu. Okul öncesi eğitimi araştırınca Montessori eğitimi bana çok hitap etti çünkü çocukların doğasına uygun, onların sınıfta aktif olarak öğrenimlerinden kendilerinin sorumlu olduğu bir metottur.  

2011’de İngiltere merkezi olan Montessori pedagojisi kursuna başvurdum. Her ne kadar da kızlarıma hazırlanamadıysam, bu eğitim sistemini kesinlikle bizim çocuklarımızın da alabilmesini istediğim için, okul açmaya karar verdim. Çok şanslı oldum ki kısa surede fikirlerimi paylaşan bir insanla karşılaştım ve Girne merkezde ‘Bambini Montessori Nursery’ açtık.

  

Cumartesi günleri ‘Playgroup’

Soru: Çalışmalarınızdan bize bahseder misiniz? 

Yanıt: Şu anda sunduğumuz yarım gün ve tam gün programlar dışında, Cumartesileri sunduğumuz ‘Playgroup’ var.  Henüz okul hayatına başlamamış veya sadece kendileri için hazırlanan bir ortamda oynamak için gelen çocuklarımız var bu grupta. Geçen haftalarda sonlanan ve tüm çocukların katılabileceği 6 haftalık bir yaz okulumuz olur.

Amacımız Kıbrıs’ın kuzeyinde tam anlamıyla Montessori felsefesini uygulayan İngiliz bir okul öncesi sunmak.  

Montessori eğitimi çok özel bir sistemdir ve her zaman kaliteli bir eğitim vermek için öğretmenlerimiz için profesyonel gelişim olanağı sağlayıp onları yetiştirmek istiyoruz.  

Ben 4 yıllık çok kapsamlı bir eğitim sürecinden geçtim. Eğitim gördüğüm Londra’da merkezi bulunan Montessori Centre International’da kursun ilk 2,5 yılı teorik ve sınavla yapılır, sertifika ödülü verilir. Bu derece ile Montessori sınıf yardımcısı olarak görev yapılabilir. Diploma seviyesine ulaşmak için son 1,5 yılı da uygulamalı, merkezin onayladığı bir Montessori okulunda yapmak zorunluğu vardı.  International Diploma in Montessori Pedagogy’si ile uluslararası Montessori Sınıf Yöneticisi olarak görev yapmaya hak kazanmış oldum. 

Soru: Montessori eğitimi nedir kısaca bilgi verir misiniz? 

Yanıt: Yüz yılı aşkın bir süre önce, İtalyan bir doktor ve eğitimci olan Maria Montessori tarafından geliştirilen çok zengin müfredatı olan bir eğitim metodu ve eğitimsel felsefedir. 

Okul öncesi döneminde, 6 temel alanı vardır. Bunlar; Sayısal, Okuryazarlık, Duyusal, Dünya bilinci ve bilgisi, Günlük yaşam aktiviteleri ve Yaratıcılık. 

Montessori eğitimi, geleneksel eğitimin aksine, çocukların öncülüğünde uygulanan ve çocukların aktif oldukları bir sistemdir. Derslerin büyük bir çoğunluğu, çocukların seviyesine ve ilgisine göre bire bir verilir. Montessori sınıfları gözlemlendiğinde, her çocuk farklı bir işle meşgul olabilir.  Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar. İstedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır. Buda çocuk odaklı onun ilgi alanını baz alan bir eğitim sistemi getirir.

Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.

Soru: Hangi yaşta Montessori eğitimine başlanmalı?

Yanıt: Montessori felsefesi doğuştan uygulanabilir. Bebekler çevrelerinden ve etraflarındaki kişilerden öğrenir ve gelişir. Ev ortamında bağımsız hareket etme, kendi başına yapabilme ve bağımsız düşünme imkanı verilebilir. Biz, bu felsefenin temel ilkelerini iki yaş sınıfımızda vermeye başlıyoruz. 3-6 yaş sınıfımızda ise Montessori müfredatının tamamını uyguluyoruz.  

Hedef sorumluluk duygusunu geliştirmek

Soru: Montessori eğitimi alan çocukların artıları neler olacaktır? 

Yanıt: Herhalde en büyük artısı çocukların özgüven gelişimi olacaktır. Ceza ve ödül olmadığı gibi, Montessori felsefesinde hata düzeltmeye de yer olmadığından çocuklar yüksek bir benlik saygısı ve sorumluluk duygusu geliştirir, kendine ve başkalarına karşı saygı duyar. Okula, öğrenmeye ve öğretmene karşı olumlu bir tutum geliştirirler. Montessori sınıfları çocukların yetişkinlerden bağımsız bir şekilde hareket edebilmeleri ve çalışabilmeleri için düzenlenmiş olduğundan, çocuklar iç disiplini, düzen duygusunu geliştirir ve korur. Bir problemi nasıl tanımlayacağını ve onu çözmek için nasıl çalışacağını bilir. Kendi aktivitesini kendi seçip istediği kadar tekrarlayabilmesi, dikkat ve konsantrasyon alışkanlığı oluşturur. Yaşam boyunca sürecek öğrenme işlevi için gerekli temel becerileri kazanır.  Girişimcilik ve tutarlılık alışkanlıklarını geliştirir ve ayırt etme ve karar verme yeteneklerini geliştirir.

Sosyal olarak kabul edilebilir davranışlar geliştirerek toplumsal bir varlık olur. Kıbrıs’ta daha çok yeni olmasına rağmen, Montessori eğitimi çok yaygın ve kökleşmiş bir sistemdir.  Hatta İngiliz kraliyet ailesinin küçük Prensi, Montessori okuluna başladı.  

Soru: Bambini Montessori Nursery’in faaliyetleri nasıl başladı?

Yanıt: 2014 yılında iki çocukla, evimin bir odasında Montessori eğitimini uygulamaya başlamıştım.  Çok kısa sürede ilgi arttı ve çocuklarının eğitimine ve gelişimine gerçekten değer veren veliler beni bulmaya başladı.  Bu velilerden biri çalışmalarımı destekleyerek, çocuklarına Montessori eğitimini sağlamak için de bana ortak oldu ve Temmuz 2015’te Bambini Montessori Nursery doğdu. Çocuk sayısı artınca, Girne’ye taşındık ve Şubat 2016’tan beri Girne merkezde Milli Arşiv’in yanında faaliyet gösteriyoruz. Okulumuz Montessori eğitimi verir ve aynı zamanda da İngilizce dilindedir. Okulumuzda İngilizce konuşulur. Çocuklarımız kapıdan girdikleri andan itibaren Montessori felsefesi ilkelerine göre hareket ederler.

Soru: İngilizce dilinden bahsettiniz, okulunuza gelmek için İngilizce bilmek gerekiyor mu?

Yanıt: Hayır, aslında bizim bazı öğrencilerimiz bize geldiklerinde hiç İngilizce bilmiyorlardı, hatta bazı aileler hiç İngilizce bilmiyor. Çocuklar çevrelerinde kullanılan yabancı bir dili 6 yaşına kadar hiç çaba sarf etmeden öğrenebildikleri için okulumuzda konuşulan dilin İngilizce olmasına karar verdik.   Çok hızlı ve rahat yakalayabiliyor. Bunu görmek de bize ayrı bir gurur veriyor.

Kendi işini kendisi görebilmeli

Soru: Hangi yaş gruplarına hitap ediyorsunuz?

Yanıt: Okulumuzda 2 -3 yaş sınıfı ve 3-6 yaş sınıfı var. Çocukların sadece aynı yaş grubu ile değil farklı yaş grupları ile de olması kişisel gelişimleri için çok önemli. Maria Montessori eğitim sistemini tasarlarken karma yaşların aile yapısına daha yakın olduğu ve çocukların sosyal gelişimini desteklediğini tespit etmişti. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuk 5 yaşındaki arkadaşının çalışmalarını gözlemler, onu taklit etmek ister. 5 yaşındaki ise 3 yaşındaki arkadaşına öğrendiklerini aktarmak ister ve en güzel öğrenme sekli de böylece gerçekleşir. Yardımlaşarak, paylaşarak...

Soru: Bambini Montessori Nursery’de öncelikleriniz nelerdir?  

Yanıt: Çocuklarımızın kendi becerilerini, yeteneklerini ve potansiyellerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Yardıma ihtiyaç duymadan, bağımsız, kendi işlerini kendi görebilen ve kendi kararlarını veren aynı zamanda etrafındaki bütün kişilerin farklılıklarını kucaklayan bireyler yetiştirmek. Çocuklarımızın merakları doğrultusunda destekleyip her alanda somut kavramlarla öğrenmelerine temel oluşturmak.

Soru: Birçok eğitim kurumunda Montessori eğitimi verildiği not ediliyor fakat bu alanda gerçekten uzman kişisi adamızda neredeyse yok denecek kadar az. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Yanıt: Keşke Montessori eğitimi alan eğitmenler ve bu felsefeyi uygulayan okulların sayısı daha çok olsa. Size daha önce de bahsettiğim gibi, bunun eğitimini almak yıllar süren bir şey. 

Bizi mutlu eden şey az da olsa herkesin yapabildiği çerçevede bunu yapmaya çalışması. Tabi gönül isterdi ki daha iyi olsun, daha çok çocuk bu alternatif eğitim sisteminden yararlanabilsin ama en azından bu yöndeki eğilimleri ve çabaları görmek sevindirici. 

Montessori eğitmenlik eğitimi çok yaygın değil. Bazı sertifika programları, seminerler ve çalıştaylar düzenlendiğini biliyorum.  Montessori eğitimini ve felsefesini tam anlamıyla uygulamak için bunlar ne kadar yeterli olur bilmiyorum.

Soru: Gelinen noktada sizi en çok sevindiren nedir? 

Yanıt: İngilizce öğretmenlikten çıktım yola aslında. Şimdi ise, ben hiç İngilizce dersi vermeden okulumuzdaki tüm çocuklarımız benimle İngilizce konuşabiliyor, kendilerini ifade edebiliyor. Bu benim için ekstra bir gurur kaynağı!  

Ama beni en çok sevindiren olay, okulumuzdaki çocukların özgürce hareket ederek, oynayarak öğrendiklerini ve bundan çok keyif aldıklarını gözlemlemektir. Özellikle sınıf içindeki süremiz sona erdiğinde çocuklarımızın küçük bir ‘of’  çektikten sonra, kullandıkları materyalleri yerine kaldırmalarını olarak izlemek, doğru bir karar verdiğimi her gün hatırlatır.