banner564

Aydın Soyer, KKTC’nin ‘Coronavirüs’ krizinde piyasaya taze para enjekte edemediğini belirtti

Hükümet tasarrufa yöneldi

Aydın Soyer, KKTC’nin ‘Coronavirüs’ krizinde piyasaya taze para enjekte edemediğini belirtti
banner598

Cemre AKAR

Genç murakıplarımızdan Aydın Soyer, KKTC’nin ‘Coronavirüs’ krizinde piyasaya taze para enjekte edemediğini belirtti

Genç Vizyon’a konuk olan yetkili muhasip-murakıp Aydın Soyer, içinden geçmekte olduğumuz süreci değerlendirirken, KKTC’nin, diğer ülkeler gibi piyasaya taze para enjekte edemediğini belirterek, daha çok tasarruf tedbirlerinin uygulandığını söyledi.
  
Soyer sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: Öncelikle içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte kamu ve özel sektör için alınan ekonomik önlemleri kısaca bir değerlendirebilir misiniz? 
 
  Yanıt: Makroekonomiye giriş derslerinde öğrencilere öğretilen ilk konuların başında. Ekonomik sorunların çözümünde kullanılan ekonomi politikalarıdır. 
Herkesin bildiği üzere bu politika araçları mali politikalar ve para politikalarıdır. 
Mali politikadan hükümet, para politikalarından ise Merkez Bankası sorumludur. 
KKTC ekonomisinin diğer ekonomilerden temel farklarının başında tanınmamış bir ülke olması ile birlikte kendi para biriminin olmaması, kullandığı para biriminin basma yetkisinin başka bir merkez bankasında olmasıdır. 
Bütçenin %85’inin memur maaşlarına gittiği bir ülkede hükümetimiz elinden geldiğince mali politikaları kullanıp vatandaşı ve işletmelerini rahatlatmaya çalışmaktadır. 
Merkez Bankamızın para politikasını belirlemede yeterli yetkisi olmamakla birlikte, emisyon işlemleri de yapamamaktadır. Herkesin bildiği üzere, kağıt paraların, ilk defa piyasaya sürülmesine emisyon denir. Fakat bu handikaplara rağmen KKTC Merkez Bankası’nın da piyasayı rahatlatma adına uygulayabileceği açılımlar mevcuttur. Hükümet Covid -19 virüsünün yarattığı ekonomik sıkıntıların sürecinde ilk tedbir olarak kamu ve benzeri kuruluşların maaş kesintilerini orantılı olarak yapmıştır. KKTC’de piyasanın dönmesinde kamu ve benzeri çalışanlarının harcamaları son derece önemlidir ve GSYİH’nin önemli bir bölümünü tüketim harcamaları oluşturmaktadır. KKTC ekonomisi için çarpan etkisi 3.8’dir, yani piyasaya giren bir lira 3.8’lik değer yaratmaktadır. Piyasadan çıkan her bir TL’nin etkisi negatif 3.8 olarak yansıyacaktır.
Özetleyecek olursak hükümetimiz bu zor süreci diğer ülkelerin yaptığı gibi piyasaya ekstra bir fon ayırıp sıcak parayı enjekte edememiştir. Hükümet bir cebinden alıp diğer cebine koymuştur. Hükümet bu zor süreçte bütçe açığına yoğunlaşıp, ekonomik tedbir değil daha çok tasarruf tedbirleri almıştır. 


  Soru: Ülkenin ekonomik anlamda geri toparlanması pek tabi ki bir hayli zor olacaktır. Bu büyük işletmeleri, üreticileri, esnafı ve küçük işletmeleri yani Kobileri sizce nasıl etkileyecek? 

  Yanıt: Bir konuya dikkat çekmek istiyorum, Bu krizin dünyaya etkisini anlama açısından dünya ekonomisi bu krize çok büyük bir borç stoku ile yakalandı. 85 trilyon dolar üreten dünya ekonomisinin 260 trilyon doları bulan borcu var. Yaklaşık 15 yıl önce Dünya GSYİH’si 70 trilyon dolar, borç ise 140 trilyon dolardı. Yani bugün dünya milli gelirinin 3 katından daha fazla borç var (%300). Dünya kamu borç stoku oranı ise %81 ile dünya milli gelirine yakın bir durumda. KKTC’deki 2019 yılında cari fiyatlar ile 18 milyar TL’lik milli gelir üretildi borç kamu borç stokumuz 30.4 milyar TL tabi bu krizden önceydi. Ülkemizde %170 seviyesindedir. Dış borcumuz yani TC’ye olan borcumuz 22.3 milyar ve iç borcumuz 8.1 milyar TL. Anavatanımızın bize yaptığı fedakarlıklar yine ortaya çıkıyor şu an için bizden böyle bir talep yok yani ödemekle yükümlü olduğumuz sadece iç borcumuz 8.1 milyar TL o da milli gelirimizin %45’ine denk gelmektedir ki bu oran %60 olan Maastrich kriterlerinin altındadır. Bu süreçte her ölçekte bir işletme ister istemez ekonominin yarattığı daralmadan dolayı maliyetlerini düşürtmeye ve küçülmeye gitmek zorunda kalacaktır. 

Ekonomik durum ne zaman düzelecek?

  Soru: Ekonominin ülkemizde normale dönmesi sizce ne kadar zaman alır? 

  Yanıt: Dünyanın karşı karşıya kaldığı her krizde insanların aklında oluşan “Bu daha ne kadar sürecek?” belirsizliğinin bir göstergesi Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Belirsizlik Endeksi de bu endişelerle birlikte tarihin en yüksek seviyesine çıkmış durumda. IMF’nin Coronavirüs salgını ile birlikte Küresel Belirsizlik Endeksi’ne alt endeks olarak eklemek zorunda kaldığı Dünya Pandemi Belirsizlik Endeksi’nde de durum farklı değil. 1 Mart itibariyle ölçülen belirsizlik, 2002-2003 döneminde yaşanan SARS salgınının üç katı, yaklaşık altı yıl önce yaşanan Ebola salgınının ise 20 katı büyüklüğünde. Coronavirüs krizinin ne zaman bitebileceği konusunda kimse tahmin yapamadığından belirsizlik seviyesi de artışını sürdürüyor. Dünya ekonomisi için iyileşme tahminleri 2021 yılından 2022 yılına çekilmiş durumda. 

  Soru: Dövizle ilgili karşılaşabileceğimiz senaryolar ne olabilir? 

  Yanıt: Bir ürüne talep artarsa fiyatı artar, talep düşerse fiyat azalır. Dünyada döviz, altın ve petrol gibi ürünlerin fiyatını büyük yatırımcılar belirler ve yatırımcılar belirsizliği sevmez. Coronavirüs’ten dolayı dünya ekonomisinde beklenen durgunluk yatırımcıları daha güvenli liman olan olarak görülen dövize yönlendirdi bu da dövize olan talebi artırdı ve yerli paranın satış baskısını artırdı. Döviz TL karşında değer kazandı. 
Diğer önemli bir konu ise petrol fiyatlarındaki düşüşün yatırımcıları petrolden dövize doğru yönlendirmesi. Bunlar global gelişmelerin etkisi. 

 Soru: İşyerlerinin açılması da çarkın döneceği anlamına gelmiyor. Bu noktada önerileriniz ne olabilir? 

  Yanıt: Coronavirüs salgının istihdam ve ödeme sistemine etkilerini en az düzeyde tutabilmek ve ekonomik faaliyetleri desteklemek amacıyla hükümetimiz, Merkez Bankamız, Bankalar Birliğimiz ile birlikte işletmelerimiz için düşük faizli Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli bir milyar Türk Lirası tutarında bir kredi paketi hazırlamış bulunuyoruz. Bunun yanında hükümetimiz Kalkınma Bankası ve Halk Bankası aracılığıyla da piyasaya uygun kredi paketleri hazırlamıştır. Bilindiği üzere kapanan müesseselerin çeklerinin ödenmesi ilk etapta 30 Mart’a ötelenmişi. Ancak kapanan işletmelerin çeklerinin durdurulması, ötelenmesi ödeme sistemini ve tedarik zincirini olumsuz etkilemektedir. Ödeme sistemini aktif hale getiremezsek tüm ekonomik faaliyetler durma noktasına gelecektir. İşte ortaya koyduğumuz bu kredi paketi ile çeklerin bankalara ibrazının ötelenmesinin getirdiği sorunlar çözülmüş olacaktır. Şöyle ki: Ticari hayatta işletmelerimiz, bir taraftan çek keşide ederken, diğer taraftan da çek almaktadırlar. Bunları işleme konulmasını ötelemeniz ise soruna çare olmamaktadır. Dolayısıyla bu alınan ve verilen çeklerin bu kredi paketi ile sağlanacak kredilerin kullanılmasıyla aynı anda işleme açılmasıyla ödeme sistemlerinin etkin çalışması sağlanmış sistem tıkanmamış olacaktır. Ancak bu tedbirlere rağmen biraz evvel de belirttiğim gibi KKTC ekonomisi için iyileşme tahminleri 2021 yılından 2022 yılına çekilmiş durumda. 

Uçuşlar ve sınır kapıları

  Soru: Ercan’a uçuşların başlaması ve Kıbrıs’ta sınır kapılarının açılması konusunda ne düşünüyorsunuz?

  Yanıt: Dünya genelinde havalimanlarının açılması ile Ercan’a uçuşların başlaması benim kanaatimce yaz aylarının sonunu bulur. Lakin Güney sınır kapılarının açılması bence daha da uzar diye düşünüyorum. Bunun başlıca sebebi de ekonomiktir. Özetleyecek olursam, sağlık sorunları normale dönse dahi GKRY sağlık sebeplerini bahane edip sınır kapılarını açmayacaktır. Dövizin yani Euro’nun TL karşısındaki değeri belli ki uzunca bir süre değer kazanacaktır. Bunun da farkında olan GKRY sırf nakit akışı kendi toplumundan bizim tarafımıza gelmesin diye sağlık sorunlarını bahane edip bu kapıları açmayacaktır. Bunun olabileceğini bundan nerdeyse 40 gün önce yaşadık. Bizim tarafımızda Covid -19 virüsü vakası resmi olarak 1 tane bile tespit edilmemişken, GKRY Ryanair ve Easyjet havayolları aracılığıyla Baf – Roma ve Larnaka – Milano uçuşlarına hiç durmadan devam ederken; bizimle olan sınır kapılarını kapatmıştı. 

  Soru: Bu süreçte hizmet sektörü, örneğin ev gündelikçileri, özel ders öğretmenleri, boyacı ustası gibi nasıl etkilenecek? 

  Yanıt: Bilindiği gibi ekonomik tedbirler çerçevesinde hükümet, Bakanlar Kurulu kararıyla özel sektöre destek adı altında Sosyal Sigortaya kayıtlı çalışanlara ve belli başlı işverenlere çalışmadıkları aylar için 1500 TL maddi kaynak veriyor. Bu süreçte ekonomide kayıt dışı olmayan kişiler her kişi gibi bu zor süreçten etkilenecek. Ancak kayıt dışı olan şahıslar bu maddi yardımı alamayacaklarından dolayı daha da bir olumsuz yönden etkilenmiş olacaklar. 
 
  Soru: Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? 

  Yanıt: Coronavirüs’ten dolayı belki de 1929 buhranı 1973 OPEC krizi ve 2008-2009 finansal krizinden daha büyük bir ekonomik kriz ile karşılaştık veya karşılaşacağız şu anda kimse bu krizin faturasını hesaplayamamaktadır. Coronavirüs salgını nedeniyle sıkıntıya düşen piyasalara nefes aldırmaya yönelik düzenlemeler sadece hükümet ayağı ile olmaz, mutlaka Merkez Bankası da sürece dahil olmalıdır. Bir boksör düşünün müsabakada iki kolu ile savunma yapıp hücum yapar yani ekonomik krizlerde iki kol ile mücadele etmek gerekir. Yani sadece hükümet ayağı ile bir kolda mücadele edemeyiz mutlaka ikinci kol para politikaları yani finans piyasasının da olaya müdahale etmesi gerekmektedir. 

Güncelleme Tarihi: 25 Nisan 2020, 11:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473