banner564

Gelen giden bakanlar, değişen kararlar

Ekonomik kriz derinleştikçe insanların içindeki öfke büyüyor.  Umut ve yaşam sevinci zedeleniyor. Hali ile toplumsal dayanışma kalmıyor. Bu durumda başta hükümet olmak üzere, siyasi alan krize  çare aramayı öne almalıdır.. 
Ama bırakın çaba aramayı, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet olanlar, zedelenmiş dahi olsa toplumsal ortak ruhu ve aklı yaralamak için özel gayret sarf ediyor. Çok uzağa gitmeyelim. Son bir haftaya bakalım. Devlet Piyangosu üzerine basılan o fotoğraf gafı. Bu gaftan daha vahim olanı,  Cumhurbaşkanı, Başbakan ve UBP sözcülerinin mazeret ve açıklamalarıdır. 
Bir hafta içinde HP ödeneği ve asgari ücretle ilgili izlenen fiyaskolar, buna eklendi. Önce tüm hükümet yetkililerinin yaptığı %56 HP ödeneği uygulanacak sözleri. Sonra ansızın Yasa Gücündeki Kararname ile 15 bin TL üzeri maaşlardan %20 kesinti yapılacak kararı. Üzerinden 24 saat geçmeden Kararnamenin 15-30 bin arası maaşlardan %10, üzerindekilerden ise %20 kesinti kararı ile değiştirilmesi.. Bunun üzerinden 48 saat geçmeden de ödemelerin olacağı günün öncesinde, kesinti olmayacak açıklaması. Asgari Ücret Komisyonunun toplanamaması. Yeni  Asgari Ücretin uygulanamayacağı durumu. Ama ansızın, üstelik hükümet tarafından değil, işveren örgütleri temsilcisi  tarafından  Komisyonun toplanıp karar vereceği ve aybaşı, yeni Asgari Ücretin uygulanacağı açıklaması. Üstelik işveren temsilcisi bunu yaparken,  Komisyonun üyesi olan sendikaları suçladı. Yani “nereden bakarsan bak, tutarsızlık”. Hem de diz boyunun çok üstünde, gövde kadar
Sendikalar bu nedenle yargıya gitti. Asgari ücret gerilim içinde. Yani böyle bir ortamda toplumsal dayanışma değil, sınıf ve zümre kavgası; iktidar,  muhalefet gerilimi besleniyor. 
Hal bu iken Maliye Bakanı görevden alınıyor ve “ iyi partili” tanımlaması ile bir başkası göreve atanıyor. Yani giden iyi partili değil mi? Ayrıca daha evvel Maliye Bakanlığı yapan Sayın Amcaoğlu ile Sayın Oğuz, kötü Maliye Bakanları mı idiler? Bundan ötürü mü, tecrübe ve deneyim es geçildi?
Bunlar olurken görevden alınan Maliye Bakanı Sayın Atun; “ halka ve devlete doğru temelde hizmet vermem engellendi. Önümüzdeki günlerde hükümet içinde yaşadıklarımı halkımıza aktaracağım” dedi. Bunu söylerken ise esas hitap ettiği UBP üyeleri, kadroları oldu.” UBP’liler beni iyi tanıyorsunuz, hep parti için çabaladım” dedi. Bütün bunlar, “ keçi can, kasap et derdinde” sözünü bana hatırlattı. Ekonomik kriz derinleşirken, yönetimde bulunan partinin kadroları, parti içi güç derdinde. Bunlar toplumsal geleceğin değil; gelecek UBP Kurultayının kendileri merkezli, güç yarışı derdinde. Unutmayın, son 1 yıllık resmi enflasyon Türkiye’de %78; KKTC’de ise %110. Türkiye’den daha fazla enflasyon yaşamamızın bir nedeni de bu ülkeyi yönettiğini zan edenlerin bu kısır hizip yarışlarıdır. 
Evet, esas olan toplumun ortak aklını harekete geçirmektir. Aman, siz siz olun muhalif siyasi güçlerle, sivil toplumun dinamikleri; kendini süper milliyetçi takdim eden bu kadroların ilkesiz ve bencil davranışlarını kendinize örnek almayın. Çünkü delirmek ve ilkesizlik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Akıl ve toplumsal duyarlılığı; boyun eğmeden, yılmadan gözetin ve duyguların rüzgarında, bireysel ve zümresel bencilliklere kapılmayın.

YORUM EKLE

banner471

banner473