banner564

Gelecek kaygısı ve ülkem

Güzel,  küçücük bir ülkem vardı benim.
Herkes birbirini tanır,  mutlaka ucundan, köşesinden kimden olduğunu çıkarır ve " hısım akraba olurdu.
Benim çocukluğum " sen kimin oğlusun? " sorusuna aldığım cevap ile geçti. 
" Bizim Mustafa’nın,  Esenyeller "
Babamın Müzisyenliğinden dolayı genellikle herkes, ama istisnasız herkes Esenyeller orkestrasını bilir, ona göre tanırdı.
Öyle bir dönemdi yaşanan. 
Yaz ayları şimdiki gibi kapalı evlerde klimalar altında geçmezdi. Mahalledeki çocuklar,  ya başka evlerde yemek yer, ama öyle eve kapanıp yan komşunun oğlunu, kızının kim olduğunu bilmemek olmazdı. 
Şimdi bu yazdıklarım tuhaf gelebilir, bütün aile fertleri vaktinin büyük bir kısmını akşam yemeği yedikten sonra mahallede ya komşular derin sohbetlere dalar, ya da ortak yapılan yemeklerin, tatlıların, meyvelerin tadına bakılırdı.  Bu arada tüm evlerin bu sürede kapı ve pencerelerinin açık olduğunu zaten söylememe bile gerek yok. 
Zaten eve tatillerde girilmez, karanlık oluncaya dek hep dışarıda, yani mahallede sokak oyunları oynayarak geçerdi. 
Annemiz bizi yemek yemeye bile eve zor sokardı.  Aklımıza yemek gelmezdi. 
Ancak büyük bir güven ortamı içerisinde geçti çocukluk günlerimiz. 
Bugün aslında yaz aylarında turizm beklentilerimiz konusunda bireyler yazmak istemiştim. Ancak Diyalog gazetesindeki bugünkü manşet yine fikrimin değişmesine vesile oldu.

" Daha sıkı önlem alınacak " 
Kuzey Kıbrıs'a öğrenci vizesi ile giren ve okula gitmeyen ayrıca çeşitli suçlara karışan binlerce kişi deport edildi. Yani genel itibariyle böyle yazıyordu.
Bildiğim kadarı ile ülkemizde sadece yüz bine yakın Afrika kökenli kişi yaşamaktadır.  Bu öyle veya böyle bu ülkenin kaldıracağı bir rakam asla değildir. Artık sokakta kimse kimseyi tanımıyor nerede ise. Bazen kendime bu soruyu soruyorum. Acaba bizim de Avustralya yerlileri Aboriginler gibi korumaya alınmamız gerekecek mi? Söz konusu üçüncü dünya ülkesi öğrencileri gerçekten de büyük oranda sorun yaratıyor.  
Öğrenci olsalar ve veya bu ülkenin üniversite hareketine gerçekten de öğrenci kimlikleri ile katkı koysalar, konu bambaşka bir yere taşınır. Ancak öyle anlıyoruz ki,  koydukları katkı ne yazık ki verdikleri zarardan daha fazla...

Gerçekte de herkesi aynı kefeye koymamak gerekli. Girdiğimiz sınıflarımızda da görüyoruz ki bu ülkeye okumak maksadı ile gelenler de var.
İdealist, ülkelerine döndüklerinde kendi ülkelerinin gelişimine, turizm sektörüne, iş dünyasına katkı koymak amacında olanlar da çok. 
Yalnız bu oran gün geçtikçe de azalmaktadır. Bunu hiç bir kimse inkâr edemez. Toplam kalitede yaşanan eksiklik ve konsantrasyon kaybı, motivasyon anlamında tüm üniversiteleri derinden sarsmaktadır. 

Yeni trend bölümleri neden açılmıyor? 

Üniversiteler gün geçtikçe finans anlamında kan kaybetmektedir. Bunun birçok nedeni de var. Devlet katkılarının yok olması,  gelen öğrencilerin bir dönem sonra başka sektörlere kayması ve yeni açılması planlanan trend bölümlerin onayına bir şekilde YÖDAK ve YÖK nezdinde bekletilmesi ,üniversitelerin gittikçe yarışmacı hüviyetlerini kaybetmelerine yol açmaktadır. 
Türkiye Cumhuriyeti Üniversitelerinin de çoğalması ve oradan Kıbrıs'a akışın azalması bireysel anlamda üniversitelerin her anlamda gücünün eksilmesine sebep olmaktadır. Sıkıntılar arttıkça tüm üniversitelerin öğretim üyesi kadrolarında ve kalitelerinde azalma olmaktadır. Bu da geçmişte ulaşılan öğrenci sayılarındaki ve akademik hedeflerin eksilmesine ön ayak olmaktadır.

Tünelin ucunda ışık var mı? 

Ben tünelin ucunun çok aydınlık olduğunu düşünenlerden değilim açıkçası. 
Sebepleri çok var.
En başta da yeni mezun gençleri ülkede tutmakta zorlandığımız en gözle görülen tehlikedir. 
Resmen bir beyin göçü yaşanmaktadır. 
" Gelen Türk Giden Türk " mantığı da artık geçerliliğini yitirmiştir. Neden mi ? Ülkemize artık özellikle Asgari ücretin Türkiye’deki asgari ücretle eşitlenmiş olması, özellikle servis ve hizmetler sektöründe çalışan bu kesimin kendi ülkelerinde yani Türkiye'de kalmalarına sebep olmuştur.  
Onların yerine gelenler Uzakdoğu ve Afrika'dan bu ülkenin dört bir yanına dağılmış insanlar. 
Demografik yapısını kaybeden ülkeler kültür ve sosyolojik yıkıma, erozyona uğrar. Bu kendisini büyük ekonomisi olan ülkelerde kendisini çok belli etmese de, bizim gibi küçük ada ülkelerinde mutlak bir yıkıma sebep olur. 
Acaba bu tablo bir Sicilya, sardunya,  Girit, Rodos'ta nasıl? En azından Güney Kıbrıs'ta nasıl? 
Ben araştırdım.  Bu adalarda yaşayan Hizmet sektöründeki kişiler, özellikle kültürel miras ile ilgili, tarihi yerler ile alakalı mutlak bilgi sahibi olmakta. Söz konusu ülkelerin Turizm Bakanlıkları,  bu kişilerin istihdamı anlamında sertifika şartı getiriyor. 
Hadi gelin böyle bir sınavı bizimkilere de mecbur kılalım. En azından Girne 'de bir restoran veya kafeye gittiğimiz zaman St.Hilarion Kalesi nerede? veya Salamis , Soli Harabeleri hangi şehirlerde? Sorularına doğru cevaplar bulabilelim. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Zahra Pakdel
Zahra Pakdel - 9 ay Önce

I really appreciate you for your concerns about the Island's issues. I do agree with you and if you remember ,in our first class meeting, I explained in details some problems and issues related to International talent ignorance in this Island. Unfortunately many universities have focused on property investment and they don't care about the quality of education and education environment. I as a teacher and PH.D. student receive feedback of my students and colleagues. Many international students( especially African ) regret why they chose this Island. Universities with low quality, too high rent price for dormitory and apartment, dirty dormitories , ignorance of students expectations, and ....... . The politicians should know these students will work as ambassadors in the future and will motivate others from their country to come in Island for traveling and studying if they are satisfied now with different policies. As my final word, please invest on human resource not properties if you're going to survive your nice country.

Ogun Zeybekoglu
Ogun Zeybekoglu - 9 ay Önce

Yazdiklarinizin hepside cok dogrudur.Hepsinede katiliyoruz.Ancak bir sey sormama musade ederseniz ,sunu sormak istiyorum izniniz ile,Esenyeller orkestrasinda Mustafa Akinci var miydi?

İsmet Esenyel
İsmet Esenyel @Ogun Zeybekoglu - 9 ay Önce

Çok teşekkürler Ogün Bey . Bildiğim kadarı ile Mustafa Akıncı , Kareler grubunda gitar çalmakta idi.

banner471

banner473