Kıbrıs sorununda görüşme yok. Çözümsüz duran her sorunun, yeni ve çetrefil belaların oluşmasının ana besi yeri olduğu gerçeğini bu durum bize yaşatıyor.
Bakın 6. Parselde, İtalya'nın ENI şirketinin de gaz aramasına dahil olduğu ciddi bir gerilim var. Bunun ana nedeni çözümsüz olan Kıbrıs sorundur.
Bu çözümsüzlük ortamı içinde Güney; kendine uygun koşullar sağlamak için tek taraflı adımlar atıyor.
AB üyeliği ile BM’deki resmi konumuna dayanıyor. Bu avantajı ile gaz konusunda ekonomik ve siyasi paydaşlar bularak, tek yanlı adımlarını ilerletmeye çalışıyor.
Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye ise Güneyin ve Yunanistan'ın AB ve BM'deki avantajlarını kullanarak attığı tek yanlı adımlara karşı, askeri avantajı öne koyarak, tek yanlı adımları durdurmaya veya kendi tezlerini bu zorlama ile gündeme yerleştirmeye çalışıyor.
Bu ortam ise Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs Rum Tarafı ile Kıbrıs Türk Tarafını milliyetçi psikoloji eşliğinde karşılıklı gerginliğe sürüklüyor.
Ege Denizinde Türkiye ve Yunanistan arasında doğan ciddi gerginliğin besi yeri bu gerçektir.
Yunanistan’da Türkiye karşıtlığı, Türkiye'de de Yunanistan karşıtlığı daha da büyüyor
Bize pek yansımasa da Yunanistan'da , Şubat ayının ilk haftasında , “Makedonya Yunandır” sloganlarının da atıldığı ve ünlü besteci Theodorakis’in de katıldı bir miting gerçekleşti.
Makedonya'nın NATO ve AB üyeliğine tepki olarak da yansıyan bu milliyetçi hal, Türk- Yunan gerginliği içinde milliyetçi duygu ve düşüncelerin daha da beslenmesine yol açıyor.
Türkiye’de ise AB ve ABD ile bozulan ilişkiler. Türkiye’nin iç siyasetindeki gelişmeler; terör ve Afrin Hareketi Türkiye’de milliyetçi duygu ve düşünceleri artırmıştır.
Ege gerilimini teşvik eden unsurlardan biri de AKP Hükümetini, bu yükselen milliyetçi ortam üzerinden sıkıştırmak isteyen muhalefetin tavrıdır. Dolayısı ile Yunanistan'da ve Türkiye’de en eski sorunlardan biri olan Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü milliyetçi ortamın ateşini körükleyen unsurdur.
Kıbrıs etrafındaki Gaz konusunda ortaya çıkan gerilim ise, bu ateşin altına atılan odun olmaktadır.
Fatin Rüştü Zorlu yaratıcılığı
Güneyde yayınlanan Politis gazetesinde ENI şirketinin CEO’sunun bu gerilimle ilgili sözleri yer aldı.
“ Durum şirketin kontrolünde değildir. Fransa, İtalya, Kıbrıs, Türkiye ve AB'nin yönettiği diplomatik bir mesele” böyle dedi 6. Parseldeki son gaz gerilimi ile ilgili olarak ENI şirketinin CEO'su.
Yani ilgili devletler ve AB görüşüyor. Sıcak çatışma ihtimaline karşı bu olumludur.
Ama burada bir durup düşünelim. Konuyu görüşen taraflar arasında Kıbrıs var. Doğal. Ancak olmayan tek ilgili taraf, Kıbrıs Türk tarafıdır.
Biz yokuz. Bizim adımıza Türkiye var diye rahat mı olacağız? Bunun ciddi bir aması olmalıdır.
Çünkü olayda Yunanistan ve Kıbrıs denerek, Kıbrıs Rum Tarafı ikisi birden resmen işin içinde var. Olmayan, adanın diğer sakini olan ve gazda ortak olduğunu söyleyen Kıbrıs Türk tarafıdır.
Yani Milliyetçiliğin yükseldiği bir ortamda varlığını ortaya koyamayan tek taraf, Kıbrıs Türk tarafıdır.
Bu tablo Güneyi ve Yunanistan’ı güçlü yapar. Çünkü iki devlet olarak vardırlar. Ama biz? Hem ortağız diyoruz ve hak iddia ediyoruz, hem de işin içinde yokuz.
Böyle işlerde “vekalet” vermek, ne verene, ne de alana güç katmaz. Eğer, Kıbrıs Türk Tarafı ve Türkiye Güney ve Yunanistan’ın oluşturduğu ilişki gibi ilişkiyi geliştirmezse bu sorunda verimlilik sağlayamaz.
Bu yüzden rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’'nun 1960’ta oluşmasına katkı sağladığı akıl dolu bir antlaşma gibi, değişen dünya koşullarını da gözeten akıl dolu bir gelişmeye ihtiyaç var.
6. Parseldeki sorunla ilgili görüşmelerin sürdüğü bu aşamada, bu, bize bir an evvel temel dayanağımız olan BM Parametrelerinde Kıbrıs görüşmelerinin başlatılmasının önemini göstermektedir.
Görüşmeler başlamalı. Bu aynı zamanda Kıbrıs Rum Tarafı ve Yunanistan’daki demokratik yaşam içinde gereklidir. Aksi tümümüzü felaketin içine sokacak olan çatışmalı milliyetçilik