Diyalog Medya Grubu olarak her Pazartesi bir değişik köyümüzü ziyaret ediyoruz...
Gittiğimiz köylerde hayvancı, çiftçi, esnaf, memur, her kesimden insanla sohbet ediyor, şikâyetlerini, dilek ve temennilerini Diyalog TV ve Diyalog Gazetesi’nde yayınlıyoruz...
Geçtiğimiz hafta Dikmen köyünü ziyaret etmiştik...
Buradaki belediyeye bağlı Dağyolu (eski adıyla Fota) muhtarı, köy yollarının bozulmasından şikayet etmiş, ilgililere yapılan başvuruların karşılık görmemesinden yakınmıştı...
Aklıma bir anda, Kıbrıslı Rumların önemli siyasilerinden, Dışişleri eski Bakanı Nikos Rolandis’in anlattığı yaşanmış bir olay geldi...
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 yılında resmen kurulması sonrasında 10 kişilik Bakanlar Kurulu’nda 3 de Türk bakan vardı...
Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios, bir toplantıda ada genelindeki köy yollarının tamiriyle ilgili önergeyi gündeme getirmiş ve onaya sunmuştu...
Yol tamiratı yapılacak listenin içinde sadece bir Türk köyü vardı...
O da Fota...
Bundan sonrasını Nikos Rolandis’in anlattığı şekilde aktarıyorum:
“O dönemde genç bir bürokrat olarak Makarios’un yanındaydım. Bakanlar Kurulu toplantısında Fota yolunun iki aracı sığacak şekilde genişletilmesi için 18 bin Kıbrıs Lirası tutarında bir proje gündeme gelmişti. Bakanlar Kurulu toplantısında dönemin Çalışma Bakanı Tassos Papadopulos buna şiddetle karşı çıkmıştı. Bir Türk köyü için masraf yapılmasını istemiyordu. Makarios, harcamayı kısıtlayarak yolun yapılması üzerinde ısrar edince, Papadopulos toplantıyı terk etmişti. Yapılan tartışmalardan sonra projenin maliyeti 8 bin Kıbrıs Lirası’na indirilmişti. Bu durumda Fota köyüne giden yolda tek araba seyredebilecekti. Yani siz yolda gidiyorsanız, karşıdan gelen mutlaka tarlaya düşecekti...
Makarios, bu değişikliği bildirmek için Papadopulos’u aradı... Müjde Tassos, o projeyi 8 bin Kıbrıs Lirası’na indirdik ve 10 bin Kıbrıs Lirası saving (tasarruf) yaptık...
Papadopulos, bu söz üzerine Makarios’a ‘Siz devleti 8 bin lira zarara uğrattınız’ diyerek tepkisini sürdürmüştü...”
Bilerek konuşalım
Gördüğünüz gibi, sadece bir Türk köyüne yol yapımı bile ‘ortak devlette’ sorun yaratıyordu...
Türklere yönelik hiçbir şey yapmak istemiyorlardı...
Papadopulos’a göre ‘En iyi Türk, ölü Türk’tü...
Bu tür iddiaları kaynak vererek yayınlıyorum...
Ve amacım kesinlikle şovenizm yapmak değildir...
Tam tersi 2004 referandumuna destek vermiş bir kişi olarak; bundan sonraki adımlarda kendimizi sağlama alacak koşulların yaratılması için bunları aktarıyorum...
“Dünya değişti, biz de değişelim” diyenler var...
Bizler çoktan değiştik...
Değişmeyen Rumlardır...
Hala bizleri beceriksiz, yeteneksiz, fakir görüyorlar...
Hala bizimle hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorlar...
Bizim futbol federasyonumuz, Türkiye Futbol Federasyonu’na kızarak, ‘büyük umutlarla’ KOP’a üyelik için FIFA’ya başvuru yapıyor...
Bunu yaparken, gençlerimizin uluslararası müsabaka yapabileceğini, Kıbrıs’ın kuzeyine bu çerçevede turist yağacağını iddia ediyor...
Gençlerimiz de bu sözlerle umutlanıyor...
Rum Futbol Federasyonu Başkanı ise; bırakın tüm takımları, şampiyon olan bir takımın dahi Rum liglerinde (Onlara göre Kıbrıs liginde) herhangi bir takım ile maç yapamacağını açıklıyor...
Adam, daha önce de bu düşüncelerini ortaya koymuştu...
Baktı ki; bizim taraf bu sözleri duymamak için kulaklarına pamuk tıkamış...
Baktı ki; bu düşünceler Kıbrıs Türk halkına doğru dürüst yansıtılmıyor...
O zaman da “Yürü ya Hasan” diyerek, Türk tarafını istediği pozisyona çekmeye çalıştı...
Türk tarafının bu pozisyona girmesi, bugüne kadar savunduğumuz tezlerin yerle bir olması demektir...
Müzakere masasında Kıbrıs Türk liderinin elini zayıflatacak bir gelişmedir...
Ne var ki; seçim fırtınasında hiç kimse bunları görmüyor...
Tam tersi onlar da ‘üç-beş oy kaybetmemek için’ kendilerini bu fırtınaya kaptırmış durumdalar...
Çok üzücü bir durum...
Allah yardımcımız olsun...