İnsanlarla konuşurken sıkça duyduğum bir ifade var. “Maaşlara artış yapacaklarına, fiyatların düşmesine öncelik versinler. Çünkü verilen kepçe ile geri alınıyor”. Bu yaklaşım bana ,Nazım Hikmet’in, “ Topraktan Kitapsız Öğrenenler “ dizesini hatırlatır. 
Çünkü insanlar bilgilerini, yaşam pratikleri ile yoğurduklarında bu sonuça ulaşıyorlar. Bir kere enflasyona karşı mücadeleyi bıraktım, bunu dizginlemeye dönük  bir adım, hükümetin gündeminde yok. Peki toplumsal muhalefetin, bu yaşananlardan canı yanan insanların örgütlerinin; sendikaların, sivil  toplum kuruluşlarının  da gündemlerinin odak noktasında bu konu yer alıyor mu? Buna evet diyemem.. 
Peki ne var? Yaşanan yıkıma yönelik haklı tepkiler. Bunları da yine haklı olarak sert söylemlerle dile getiriyorlar. Fiyatların; çarşıda, pazarda, marketlerde  büyüyen bir “ Godzila Canavarı” haline dönmesi nedeni ile  taleplerde de öncelik, maaş artışlarına dönük yoğunlaşıyor. Asgari Ücret, Hayat Pahalılığı Ödeneğinin verilmesi  periyodunun artırılması ve oranın doğru dürüst ilan edilmesi öncelikli oluyor. Pek  çok konuya duyarsız olan Hükümet ise, varlığını devam ettirmek için popülizmin doruklarında, yalnız bu noktada düzenlemelere gidiyor. 
Örneğin; 2023 Kasım  ayında, Ocak 2024’te maaşlara %48,5  HP Ödeneği  ve artık HP’ nin 4 ayda bir verileceğini, tepkileri yatıştırmak için alel acele açıkladı. Üstelik, Nisan 2024’te de %20 HP ödeneceği de açıklandı. Bu açıklama hali ile Asgari Ücret ne olacak sorusunu getirdi. Talepler buna yöneldi. Sonuç ne oldu? Popülizmle, “ doğmamış çocuğa don biçen “ bu zlhniyet nedeni ile söz konusu %48,5 artışlar, kamu ve özelde çalışan insanların daha eline geçmeden, zamlarla  fiyatlara yansıdı. Bu fiyatlara  zam  yansıması, maaşlar artışlı ödenince bir kez daha arttı. 
Çünkü bu kez de hükümet,  dolaylı vergilere, elektrik ve her alana zam yaptı. Bu kısır döngü böylece,  “ kuyruğunu kovalayıp “ aynı yerde dönüp durup, helak olan küçük köpecikler gibi tüm toplumu helak etti. Ne artışın anlamı kaldı, ne hiç bir şeyin. Fiyatlar ise daha da canavarlaştı. HP’ye 4 ayda bir dedi ya hükümet, hali ile  Asgari Ücrete de talep,  HP ödeneği kadar, 4 ayda bir artışa döndü. Buna da evet denmek zorunda kalındı. 
Ne oldu? Yeni Asgari Ücret zamlı belirlendi. En az HP kadar dendi,  sonra 120 TL keselim maskaralığı yaşandı. Ama maskaralık olmayan bir şey daha yaşandı. Yeni Asgari Ücret daha ilan edilmeden, bu    mahana ile  iğneden ipliğe her şeye, uçuk kaçık zam geldi. Arkasından  Asgari Ücret ilan  edildikten sonra, bu kez yine  Hükümetin elektrik ücretleri, dolaylı vergilere  ve FİF’e yaptığı  zamlar,  fiyatlardaki bu canavarı  daha da büyüdü. 
Kısacası yurttaşların,  “ artış yapacaklarına, fiyatların yükselmesini engellesinler” sözünün kıymeti ortaya çıkıyor. Bunun için öncelikle  enflasyonun dizginlenmesine ağırlık vermek gerekir. Bu yaşanan kısır döngü,  sonuç itibarı ile “ Godzila   Canavarının” tüm toplumu yutmasını getirecek. 
Baksanıza  büyüttükleri bu canavar, yalnız Kuzeyde yaşayanları değil, Güneyden gelip alış veriş yapanları da korkurktuğu için gelişler azaldı. Bunu  olsun, görün.