Türkiye; son 22 yılın en kritik sürecinden geçiyor…

  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, erken seçim tartışmaları ve hem Türk Lirası faizlerinin yükselmesi, hem de dövizdeki artış önemlidir…

   Kuşkusuz; Türkiye’deki gelişmeler Kıbrıs’ın kuzeyini fazlasıyla etkiliyor…

   Türk Lirası’nın değer kaybı artarsa; KKTC hükümeti bu yıl içinde Türkiye’den gelecek ek yardımlara ihtiyaç duyacak…

   O yüzden hazırlıkların iyi yapılması gerekiyor…

  Geçmişte imzalanan protokoller uygulanmadığı halde Türkiye’nin, KKTC’ye mali yardımlarını sürdürmesi büyük bir olaydır…

  İç borçlanmada bile zorlanan KKTC hükümetinin, Türkiye’den gelecek yardımları ‘doğru yönde’ kullanmasını ve önceliğin ‘acil ihtiyaçlara’ verilmesi dileğimizdir…

  Kuşkusuz; mali ve ekonomik işbirliği protokolünde öngörülen yardımların tamamı gelse bile KKTC’nin ‘acil sorunlarını’ çözebilmek mümkün değildir…

  Artık kanayan bir yara vardır ve bunu geçici pansuman ile kapatamazlar…

Fiyatlar çıldırmış durumda

   Son haftalarda dövizdeki hareketlenmeler nedeniyle hemen tüm ürünlerin fiyatlarında meydana gelen artışlar, özellikle dar ve sabit gelirli ailelerin yaşamını olumsuz yönde etkiliyor…

   İnsanlar; bazı ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalıyor…

  Dövizdeki yükseliş sadece Türkiye ekonomisini değil, KKTC’yi de olumsuz yönde etkiliyor…

  Daha doğrusu KKTC’yi çok daha fazla etkiliyor…

  Çünkü KKTC’de hemen her şey dövize endekslidir…

  İmkan olsa domatesin fiyatını da Sterlin veya Euro yapacağız…

  Durum böyle olunca, özellikle döviz cinsinden borçlu olanlar için kabus dolu bir sürece girmiş bulunuyoruz…

  Konut taksitleri, ev kiraları, okul ve araç taksitleri döviz kuruna göre hesaplanıyor…

  Borçlar ödenemeyince mazbata mağdurlarının sayısı daha da artıyor…

  Böylesi durumlarda borçların yeniden yapılandırılması, okul ve konut taksitleri ile kiralarda kur sabitlemesine gidilmelidir…

  Bunun dışında TL cinsinden satın aldığımız tüm ürünlerde vergilerin kaldırılmasıyla piyasayı ucuzlatmak mümkündür…

  Sadece 40 kilometrelik bir mesafeden aldığımız tüketim maddelerini sıfır gümrükle ülkeye sokmalı, dar ve sabit gelirli insanları açlıktan kurtarmalıyız…

Hazırlıklar başlamalı

   Fırtınanın gelmekte olduğunu herkes görebilmelidir…

   Özellikle de ülke yönetimi…

   Bu çerçevede Resmi Hizmet Araçları’nın tümünü satışa çıkarmak suretiyle tasarruf tedbirlerini başlatmalıdır…

  Elde edilecek gelirin bir kısmı ‘Destek Fonuna’ aktarılmalıdır…

  Çünkü ülkemizde ‘aç insan sayısında’ ciddi artışların olabileceğini görebiliyoruz…

  Kabul etmeliyiz ki; ülkemiz ‘olağanüstü’ bir dönemden geçiyor…

  Olağanüstü dönemlerde siyasi partilere ve çok sayıda kurum, kuruluşa yapılan ödenekler durdurulmalıdır…

  Ek mesai ödemeleri sonlandırılmalıdır…

  Daha çok sınır kapısı açılmalı ve güneyle ticaret hacmi genişletilmelidir…

  Devlet kurumlarının tüm ‘paralı’ etkinlikleri durdurulmalı, kaçak işletmelerin peşine düşülmelidir…

  Binlerce konutun kira mukavelesi yoktur…

  Binlerce insanın vergi kaydı da yoktur…

  Yüzlerce işyeri denetimsizdir…

  Sıcak para için yüzünü sadece Ankara’ya çevirenler, kendi evlerini düzenleme cesaretini gösterebilmelidirler…