Kıbrıs sorununun kısa vadede çözülmesi konusunda kimse iyimser konuşmuyor...
Hatta, ayrılığın daha da kalıcı hale gelmesinden endişe ediliyor...
Ayrılık ‘kalıcı hale gelirse’ ne olur?..
Zorunlu askerlik devam eder...
Özellikle güneyde, liseyi bitiren veya liseye gitmeyen 18 yaşına gelmiş tüm erkeklerin askere gitme zorunluluğu vardır...
“Ben üniversiterye gidiyorum, ertelemek istiyorum” diyemezsiniz...
Önce askerlik, sonra yüksek tahsil...
Çok genç yaşta askere alınan Rum çocuklarının büyük bir kısmı uyuşturucuya alışıyor...
Ayrıca, her iki toplumun gençleri psikolojik açıdan ciddi sorunlar yaşıyor...
Öyleyse; çözümsüzlüğün devamı, askerliğin ve gençlerin yaşamakta oldukları sorunların devamı demektir...
İkinci bir sorun; silahlanma yarışının devam etmesidir...
İşsiz insanına iş bulamayan...
Binlerce insana gıda yardımı yapmak zorunda kalan hükümetler, diğer yandan silahlanma için büyük paralar harcıyor...
Özellikle de Rum tarafı...
Türkiye karşısında silahlanma yarışının akıl işi olmadığını bildikleri halde, çılgınca para harcamaya devam ediyorlar...
Sosyal ve ekonomik sorunlar
Çözümsüzlük, iki toplum arasındaki mesafeli duruşu kötü yönde etkileyecek...
İnsanlar arasında iyi olmayan ilişkiler, en ufak bir kriz sonrasında daha da kötüleşecek...
Zaman zaman sınırlarda alınacak önlemler yüzünden, Rum marketleri ve konfeksiyon mağazaları binlerce Kıbrıslı Türk müşterisini kaybedecek...
Güney Kıbrıs, AB denetimi altında hayvanları koruma altına alırken, korumasız Kuzey Kıbrıs’taki salgın hayvan hastalıklarından olumsuz yönde etkilenecek...
Rum ürünleri, dev Türkiye pazarına giremeyecek...
Kıbrıslı Türkler; AB yardımlarından yararlanamayacak...
Karşılıklı zararlar devam edecek...
Mülkiyet sorunu kesinlikle çözülmeyecek...
Bir gün evine döneceği umuduyla yaşayan insan kalmayacak...
Adanın her iki kesiminde gün gele yabancıların sayısı, yerlilerin üzerinde olacak...
Anastasiadis’in tarihi sorumluluğu
Rum lideri Nikos Anastasiadis, muhalefette olduğu dönemi çabuk unuttu...
Annan Planı’na destek veren kendisiydi...
İki toplumlu etkinliklere ev sahipliği yapıyordu...
1974 sonrasında Anklara’yı ziyaret eden ilk Rum lideriydi...
Ne var ki; Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra üç, beş fanatiği ve kiliseyi memnun etme adına, Annan Planı’ndan uzaklaştı...
Türkiye’de bugünkü iktidarın sağladığı ‘çözüm ortamını’ elinin tersiyle itmeye devam etti...
Doğal gaza ve bazı Arap ülkelerine sarılarak, Türkiye’yi bölgede yalnızlaştıracağı ve bundan hem siyasi, hem ekonomik çıkar sağlayacağı yanılgısına düştü...
Halbuki; Türkiye 80 milyonluk dev bir ülkedir...
Mısır’ın yan çizmesinden etkilenecek bir ülke değildir...
Bugün general Sisi yüzünden Rumlarla dans etmeye başlayan bu ülkenin, beş yıl sonra nasıl bir siyaset izleyeceğini kimse kestiremez...
Öyleyse; Anastasiadis, her iki toplumun çıkarlarını gözeterek, Türkiye’nin ve Kıbrıslı Türklerin uzattığı barış elini tutmalı, güzel adanın yeniden birleşmesine yardımcı olmalıdır...
Aksi halde, herkes yolunda ilerlemeye devam eder...
Kuzey Kıbrıs’ın ‘vergisiz’ bir ülke haline getirilmesi durumunda ise ekonomik çark tersine döner...
Rumlar, kuzeyde çalışmaya başlar...
Bizden uyarması...