Siyasi arenada son zamanlarda gözle görülür bir hareketlenme yaşanıyor. Malum UBP’nin kurultay hazırlıkları hızlandı, yerel örgüt seçimlerinin ardından ilçe seçimleri gerçekleştirilecek bunun ardından Kurultaya gidilecek.
En çok karşılaştığım soru, Genel Başkanlık yarışını kim kazanacak?
Kazanma olasılığı yüksek adayı yapılan anketlerde görmek mümkün, ne var ki burası KKTC, dedikodu oranı yüksek bir ülke. 
Senarist çok, çamur atmada uzmanlaşmış, kazanabilmek, daha doğrusu kazandırabilmek adına her melaneti hayata geçirmeye hazır kişi sayısı yüksek.
Hep beraber bekleyip göreceğiz ama ileriki günlerin çok şeylere gebe olduğu kesin.
Erken seçimden söz ediliyor! 
Erken seçime gidilmesi için bu kez farklı ekipler farklı senaryolar üzerinde çalışmalar yapıyor. Meclisi çalıştırmamak adına nisap sorunu yaratılıyor. 
Kritik meclis aritmetiğinden dolayı oyunlar oynanıyor. Bu seçim sistemiyle meclisten tek başına iktidar olabilecek kapasiteye sahip siyasi yapıların var olmadığı gerçeğini görmezden gelerek adeta vatandaşla alay ediliyor.
Yarın bir seçime gidilse, çıkacak meclis aritmetiğinin üç aşağı, beş yukarı, daha önce görülmüş ve yaşanmış olanın benzeri olacağı kesin.
Öyleyse, bu ne şiddet ve bu ne celal! 
Biliyorsunuz, Sayın Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığına gelmesiyle birlikte Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin Kıbrıs’ta çözüm arayışlarında büyük değişiklikler ortaya atılmış ve iki devletlilik öne çıkarılmıştır. 
İktidara talip olanların hükümet olması halinde çözüm şeklindeki tutumları ne olacaktır?  
Hele ekonomimizi ayakta tutmak için her türlü fedakarlığı yapmaya çalışan Türkiye’ye, aylardır en ağır hakaretlerde bulunan, görüşme taleplerini reddeden, omuz kıvıran, Anavatanla araları bozuk siyasi yapılardan oluşan bir koalisyon şeklinin ortaya çıkması demek, olan vatandaşa olacak anlamını taşımaktadır!
Zil, Şal ve Gül! Yandı benim keten helvam!
Maaşların ödenebilmesi, kısmen dahi olsa ekonominin yüzdürülmesi için her ay sonlarında KKTC Maliye Bakanının Türkiye’ye taşındığı bir dönemde, sözde sol partiler dün tükürdükleri eli sıkmaya nasıl cüret edebileceklerdir?
 Böyle bir ortamda erken ve ya süresinde bir seçim neyi değiştirecektir? 
                                                    ***
Yüz yüze eğitimsizliğin zaman kaybından başka bir işe yaramadığı, eğitim düzeyinin neredeyse sıfırlandığı gerçeğinden sonra şimdide okulların yüz yüze eğitime geçmesiyle birlikte son bir haftada 129 öğrencide, 9 öğretmende ve 5 personelde Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı açıklandı.
260 öğrenci, 22 öğretmen ve 4 personel ise temaslı olarak dinlenmeye alındı!
Okullardaki pandemi vakalarının yukarılara tırmanmaması için okul idarelerine çok büyük işler düşmektedir. İstismara yeltenenler çıksa bile en küçük kuşkuların ciddi olarak değerlendirilmesi ve önlemlerin alınması gerekecektir. Bu durumda Bakanlığın okul idarelerini yetkilendirmesi kaçınılmazdır.