Birkaç ayda bir kuşlara yem almak için Lefkoşa Surlariçi çarşı bölgesindeki Çıraklı’ya giderim.
Surlariçi, Lefkoşa ikiye bölünmeden önce şehrin kalbi, burası da en büyük alışveriş merkeziydi. Ne arasanız bulurdunuz.
1963’te toplumlararası çatışmalar başlayınca bölge duvarlarla ikiye ayrıldı ve çarşı âni bir ölüm yaşadı. Birçok dükkân kapandı, kimi Osmanlı’dan kalan binalar yıkılmaya terk edildi.
Türkiye 1974’te adanın üçte birini alınca iki bölge arasındaki geçişler tamamen durdu. Ta ki 2003’te sınırda bazı kapılar açılıp Rumların Kuzey’e, Türklerin Güney’e geçmesi serbest bırakılıncaya kadar.
Açılanlardan biri çarşıyı Rum tarafına bağlayan Lokmacı kapısıydı. Kısa zamanda Rumlar ve turistler Lokmacı’dan kuzeye geçmeye başladı. Çarşı yeni bir hayata kavuştu. Dükkân sahipleri işe koyuldu, kafeler, lokantalar açıldı. Yüzler gülmeye başladı.
Geçenlerde gittiğimde orasını insan kaynıyor buldum. Hoşuma gitti doğrusu.
Ama Türk tarafına açılan en önemli kapı hâlâ kapalıdır. Bu kapı KKTC’yi havayolu ile dünyaya bağlayan Ercan Havaalanı’dır.
Ercan’a sadece Türkiye’den iki havayolu uçuyor, AnadoluJet ve Pegasus, onlar da sadece birkaç büyük şehirden ve tekel durumunda oldukları için astronomik fiyatlara.
Türkiye dışından KKTC’ye gelmek isteyenler TC’de bir havaalanına uçmak ve burada bir süre bekledikten sonra bu uçak şirketlerinden birini kullanmak zorundadırlar.
Rum tarafındaki Larnaka üzerinden de Kuzey’e geçilebilir ama yol uzun olduğu ve Rumlar bin bir engel çıkardığı için hiç denecek kadar az kullanılıyor.
Lufthansa, British Airways gibi uluslararası havayolu şirketlerinin Ercan’a inememesinin nedeni, uluslararası arenada bütün Kıbrıs’ın hükûmeti olarak tanınan Rumların burasını uluslararası trafiğe kapatmış olmasıdır.
Bunun pratikteki sonucunu kavramak için Antalya Havaalanı kapanırsa Antalya ve çevresindeki turizmin nasıl etkileneceğini düşünün.
Ercan’a tarifeli birkaç uçağın gelip gitmesinden sonra uğrarsanız göreceğiniz manzara, Lefkoşa çarşısının Rum tarafına olan kapısı açılmadan olan hâlidir: ışıklar sönük, mağazalar müşterisiz, salonlar boş.
Bu görüntü sadece Türkiye’den beslenen, yabancılara kapalı KKTC turizmini de tarif ediyor.
Lokmacı’nın açılması nasıl çarşı ve çevresini uçurduysa Ercan’ın uluslararası havayolu şirketlerine açılması hem turist gelişlerini iki-üçe katlar hem de yerlerde sürünmekte olan ekonomiyi ayağa kaldırır. KKTC Türkiye’den para dilenmekten kurtulur.
Bu fırsat var. Geçtiğimiz Aralık ayında Rum lider Anastasiades Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne bir mektup yollayarak Maraş’ın eski sahiplere iadesi karşılığında Ercan Havaalanı’nın dünyaya açılmasını onaylayacağını söyledi.
Bunu birkaç defa Rumlara biz teklif etmiştik ve onlar reddetmişti. Şimdi onlar teklif ediyor, biz kabul etmiyoruz.
Nedenini merak ediyorsanız bana sormayın. Cumhurbaşkanı’na, Dışişleri Bakanı’na ve milletvekillerine sorun. Neden refah ve özgürlük kapısını açmak yerine sefalet ve ümitsizliği besliyorlar, onlar size anlatsın.
(NOT: Daha birçok başka teklif içeren Anastasiades’in BM genel sekreterine ve Türk tarafına sunduğu önerisinin İngilizcesini ve gayri resmi çevirisini yazımın altında okuyabilirsiniz.)
Nicosia, 31st December 2020
I am referring to your letter dated 26/10/2020, in which you stress, inter alia, the importance of developing additional confidence building measures that will bring the two Communities together. It is also my firm belief that such measures will create favourable conditions for an agreed process leading to the resumption of negotiations, within the framework of your good offices mission, for a comprehensive settlement of the Cyprus problem, in accordance with the relevant Security Council Resolutions and on the basis of the so-far agreed principles and convergences. In this context, I express my readiness to engage in developing confidence building measures and I would, thus, like to present the following to be adopted and implemented by all directly concerned:
Varosha - Tymbou Airport: The fenced area of Varosha and the access thereto, in conformity with the relevant provisions of Security Council Resolutions 550 (1984) and 789 (1992), be transferred to the administration of the United Nations, with the view to enabling the early return to the area of its lawful inhabitants under conditions of safety the soonest possible.
In parallel, the Tymbou airport be also placed under the administration of the United Nations, and operate in full conformity with the relevant rules of international law, including the 1944 Chicago Convention, as well as the 1960 Treaty of Establishment. In this context, it is necessary to reiterate that there is a single and undivided Flight Information Region in Cyprus (Nicosia FIR).
Taking into account the role assigned to the United Nations by the aforementioned Security Council Resolutions concerning Varosha, I anticipate the active involvement of the UN system which is essential in facilitating the implementation of the said confidence building measure. In respect of Tymbou airport, your Excellency’s active involvement, within the framework of your Good Offices mandate, is also required so as to enable its operation as described above.
Famagusta port - Ankara Protocol: Practical arrangements on trade through Famagusta port, in conformity with Protocol No.10 on Cyprus to the 2003 Act of Accession to the EU, would be agreed. Such trade would be administered by the European Commission.
Turkey would lift its restrictions towards Cyprus and would implement fully and non-discriminatory the Additional Protocol to the Association Agreement towards Cyprus, thus, permitting, inter alia, access of Cypriot-flagged vessels in Turkish ports.
Hydrocarbons: I would like to reiterate my proposal of August 2019 on the Issue of Hydrocarbons and the Maritime Zones of Cyprus, in which, amongst others, I proposed to set up an escrow account to which any revenues accrued from the exploitation of hydrocarbons would be deposited and might be released to the benefit of the Turkish Cypriot community. I renew my willingness to discuss, with the necessary good will, this proposal, which also includes my invitation to Turkey to negotiate and conclude an agreement for the delimitation of the EEZ/continental shelf between Cyprus and Turkey, in accordance with international law as reflected in the United Nations Convention on the Law of the Sea.
Your Excellency,
The confidence building measures should be and are by definition based on a spirit of trust and the willingness and political resolve of all those involved, especially the Turkish Republic, to cooperate towards their implementation.
In this context, it is expected that during this period no unilateral measures or actions will be taken which will make difficult or, even nullify, the efforts to resume full-fledged negotiations under your auspices for a comprehensive settlement of the Cyprus problem.
I trust that your efforts will be instrumental in communicating the above and assisting in their implementation.
Lefkoşa, 31 Aralık 2020
İki Toplumu yakınlaştıracak ek güven artırıcı önlemler geliştirmenin önemini vurguladığınız 26/10/2020 tarihli mektubunuza atıfta bulunuyorum. Bu tür önlemlerin, Kıbrıs sorununun ilgili Güvenlik Konseyi Kararları doğrultusunda ve bugüne kadar varılan yakınlaşmalar zemininde kapsamlı çözümü için, iyi niyet misyonunuz çerçevesinde müzakerelerin yeniden başlamasını kolaylaştıracağına ve üzerinde anlaşmaya varılan bir süreç için elverişli koşullar yaratacağına da inancım tamdır. Bu bağlamda, güven artırıcı önlemler geliştirmeye hazır olduğumu ifade eder, ilgili tüm taraflarca benimsenecek ve uygulanacak önerilerimi aşağıda sunmak istiyorum:
Maraş - Tymbou Havaalanı: Kapalı Maraş'a erişim, Güvenlik Konseyi'nin 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarının ilgili hükümlerine uygun olarak Birleşmiş Milletler yönetimine devredilerek; Yasal sakinlerinin de güvenli bir şekilde ve mümkün olan en kısa sürede bölgeye dönmeleri sağlanmalıdır.
Buna paralel olarak, Tymbou Havaalanı da Birleşmiş Milletler'in idaresi altına alınacak, 1944 Chicago Sözleşmesi ve 1960 Kuruluş Antlaşması dahil olmak üzere, uluslararası hukukun ilgili tüm maddelerine uygun olarak işletilecektir. Bu bağlamda Kıbrıs'ta tek bir Uçuş Bilgilendirme Bölgesi (Lefkoşa FIR) olduğunu tekrarlamak gerekir.
Maraş'la ilgili yukarıda belirtilen Güvenlik Konseyi Kararlarının Birleşmiş Milletler'e yüklediği rolü dikkate alarak, söz konusu güven artırıcı önlemin uygulanmasını kolaylaştırmak için elzem olan BM sisteminin aktif katılımını bekliyorum. Tymbou Havaalanı ile ilgili olarak, Ekselanslarınızın, iyi niyet misyonu yetkiniz çerçevesinde aktif katılımı ve yukarıda açıklandığı gibi çalışmasını sağlamak için de gereklidir.
Mağusa Limanı - Ankara Protokolü: 2003 AB'ye Katılım Sözleşmesi’nin 10 No'lu Protokolü'ne uygun olarak, Mağusa limanı üzerinden ticarete ilişkin pratik düzenlemeler üzerinde anlaşmaya varılacaktır. Bu tür ticaret Avrupa Komisyonu tarafından yönetilecektir.
Türkiye, Kıbrıs'a yönelik kısıtlamalarını kaldıracak ve Ortaklık Anlaşması'nın Kıbrıs'a yönelik Ek Protokolünü tam ve ayrım gözetmeden uygulayacaktır. Böylece, diğerlerinin yanı sıra Kıbrıs bayraklı gemilerin Türk limanlarına girişine izin verecektir.
Hidrokarbonlar: Hidrokarbonların işletilmesinden elde edilecek gelirlerin yatırılacağı bir emanet hesabında muhafaza etmeyi ve bu gelirlerden Kıbrıs Türk Toplumunun yararlanmasını sağlamayı, Hidrokarbonlar ve Kıbrıs Deniz Yetki Alanları Konusunda Ağustos 2019 tarihli teklifimde önerdiğimi yinelemek istiyorum. Türkiye'yi, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin bir parçası olduğu uluslararası hukuka uygun olarak Kıbrıs ve Türkiye arasında MEB/kıta sahanlığının sınırlandırılmasına yönelik bir anlaşmayı müzakere etmeye ve sonuçlandırmaya davetimi de içeren bu öneriyi gerekli iyi niyetle tartışmaya istekli olduğumu yeniliyorum.
Ekselansları,
Güven Artırıcı Önlemler, tanım gereği güven ruhuna ve ilgili tarafların, özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin, bunların uygulanması için işbirliği yapma istekliliğine ve siyasi kararlılığına bağlıdır.
Bu bağlamda, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü için himayenizde resmi müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarını zorlaştıracak, hatta geçersiz kılacak, herhangi bir tek taraflı önlem veya adımın atılmaması beklenmektedir.
Yukarıdakilerin iletilmesi ve uygulanması noktasında göstereceğiniz çabaların etkili olacağına inanıyorum.
1) 1948: Consultative Assembly: We rejected it.
2) 1955-56: Harding proposals: We rejected them.
3) 1956: Ratcliffe Constitution: We rejected it.
4) 1958: Macmillan Plan: We rejected it.
5) 1959-60: Zurich-London Agreements: We rejected them in 1963 (through the efforts to amend the Constitution) although we initially accepted them.
6) 1964: Acheson Plan: We rejected it.
7) 1972: Agreement of Clerides-Denktash: We rejected it.
8) 1975: Bicommunal Arrangement: We rejected it.
9) 1978: Anglo-American Canadian Plan: We rejected it.
10) 1981: Evaluation of Waldheim: We rejected it.
11) 1983: İndicators of Cuellar: We rejected it.
12) 1985-86: Consolidated Documents of Cuellar: We rejected it.
13) 1992: Set of İdeas, Ghali: We rejected them in 1993.
14) 1997: Annan's Proposals at Troutbeck Glion: They could not go through.
15) 2002-2004: Annan Plan: We rejected it.
Bu liste, 1948'den 2004'e kadar 56 yıl boyunca 'Kıbrıs sorunu'nun çözümü için masaya getirilen önerilerin bir listesi. 2008 yılında Sunday Mail gazetesinde yayımlanmış. Alıntılayan, Kıbrıs ve Diplomasi kitabının yazarı, Türkiye'nin eski Lefkoşe Büyükelçilerinden Ertuğrul Kumcuoğlu. Listeyi hazırlayan ise, bizzat Rum Kesimi eski Dışişleri Bakanlarından Nicos Rolandis. Görüldüğü gibi önerilen her çözüm, Rumlar tarafından "rejected" edilmiş; reddedilmiş. (Sadece Kıbrıs Anayasası'nı önce kabul etmek zorunda kalıp sonra onunla kurulan devleti de yıktılar.) Çünkü Rumlar aslında Kıbrıs'ın hepsini ve her şeyi istiyor ve istemeye devam ediyor ve de edecek. Çözümsüzlük varsa, gerçek sebep budur.
Sizde Kıbrıs'ın tamamını isteyin o zaman. İş bu kadar basit.
@Ferit Ertunç Peki ne yapalım, böyle devam mı edelim? Araba çukura girmiş, siz diyorsunuz ki gaza basıyorum her seferinde çukur çıkmama izin vermiyor. 4 çeker aracınız da yok. Ne yapalım?
Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne? Çözümün ne?
Rumlara ne sunulduysa red ettiler ve hep kaybettiler. Şimdi onlar bize GYÖ önerisini sundu, biz red ettik ve kaybettik.