Ek Mali Protokol imzalanacak haber ve mesajları altında Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın katılımı ile 3. Yatırım ve Dayanışma Konseyi Toplantısı gerçekleşti.
Bu toplantı için hükümet kanadının, bazı basın organları üzerinden halka verdirdiği mesajlar, 2019’un kalan ayları için Ek Protokol imzalanacağı idi. Bunun da, 2020- 2023’ü kapsayacak esas protokolün imzalanmasından önceki ek protokol olacağı bilgisi veriliyordu.
Sonuçta, bu toplantı yapıldı. Elbette ki böylesi toplantılar önemlidir. Ancak toplantı sonrası kamuoyuna açıklanan 16 maddelik metin içerisinde, izaha ve tartışmaya açık maddeler olmasına karşın, yaratılan, Ek Protokol beklentisine dönük, hiçbir mesaj yer almadı.
Bu toplantı öncesinde DPÖ, HP ile ilgili bir açıklama yaptı. Fakat bu enflasyon felaketine dönük tek bir mesaj, konuşmalarda ve Ortak Metinde yer almadı.
Enflasyonun ve döviz krizinin patlattığı pahalılığa, hiç olmazsa KKTC Hükümet yetkilileri ile KKTC’den toplantıya katılan meslek örgütlerinin konuşmacılarının değinmeleri gerekirdi. Ama tıs olmadı.
Ancak 16 maddelik sonuç bildirgesinde pahalılığın nedeni olarak bir tek şu ifade yer aldı:
“KKTC piyasalarında pahalılığa, maliyet artışına neden olan korumacılık uygulamaları gözden geçirilecek ve Hükümet ile meslek kuruluşları bunun için çalışacak.”
Pahalılığın ana nedeni bu mu? İthalatçı Lobilerinin “göz bağcılığı" buraya kadar girdi. Fakat enflasyon ve döviz krizini gizlemek çabası bu ifade ile çok yavan kaldı. “Okus Fokus” bu işte olmaz. Üstelik dev gibi ekonomiler, ABD ve Çin, ticaret savaşları ile kendi ekonomilerini korumaya çalışırken. Ayrıca Türkiye’de “yerli ve milli" söylemi ile yerel katkıyı artırma hedef alınırken. KKTC'de pahalılığın nedeni olarak “korumacılık” olgusunu öne sürmek, samimi bir davranış değildir.
Bakın, göz ardı ettiler. Ancak ifade edelim.
DPÖ verilerine göre 2018 Haziran ayında %2.9 olan HP, Haziran 2019’da 1.27 oldu.
2018 Haziran ayında, bir önceki yılın Aralık ayına göre HP %12.11 idi. 2019 Haziran ayında ise bir önceki yılın Aralık ayına göre HP, %7.57 oldu.
Ancak 2018’de bir önceki yılın aynı ayına, yani Hazirana göre HP %19.41 iken, 2019 Haziranı’nda bir önceki yılın aynı ayına göre HP %24.69 oldu.
Yani enflasyon artış hızında azalma var. Ama enflasyonda azalma yok. Aksine ağır adımlarla artma var. Üstelik bizde %24 dolayında olan enflasyon, aynı para birimini kullandığımız Türkiye’de %15. Bu ciddi farkı yaratan etkenin, 16 maddelik sonuç bildirgesinde ifade edilen korumacılıkla hiç alakası yok.
Sonuç bildirgesinin ana ilke olarak ifade edilen doğruları da var. THY’nin Türkiye ve 3. ülkelere dönük, KKTC'ye yönelik sefer sayılarını artırma hedefi, kanıma göre bu 16 maddelik sonuç bildirgesinin en önemli noktasıdır. Onu bunu bırakın, bunu en öncelikli iş olarak ele alın.
Fakat günlerdir ek protokol imzalanacak, paralar gelecek diye yapılan dezenformasyona dayalı tavırların yanlışlığı bir kez daha ortaya çıktı. Şimdi bunun için 20 Temmuz törenleri beklenecek.
Ancak açık gerçek şu: Enflasyonun negatif etkisini göz ardı eden her yaklaşım, bizi ileriye taşımayacak, sosyal huzursuzluğu gideremeyecek ve ekonomik gelişmeyi sağlayamayacaktır.
Enflasyon, DPÖ ve “Okus Fokus” olmaz
- 08 Temmuz 2019, 09:33
- 149
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi