banner564

Emir kulu olunca

Devletin iki üst düzey bürokratı hapse gönderildi...

   Neden?..

   Başbakan adına bildiri hazırlamak ve imzasını taklit etmek suçundan...

   Doğru mu yaptıkları?..

   Kesinlikle değil...

   Peki neden yaptılar?..

   Birileri onlara ‘akıl gösterdi’ veya ‘emir verdi’ de ondan...

   Bu ülkede bir ‘ilk’ mi yaşanıyor?..

   Kesinlikle hayır!’..

   Bu ülkede farklı şekillerde yüzlerce suç işlendi...

   Üst düzey bürokratlar daha ziyade ‘kişilerin menfaatleri’ doğrultusunda kullanıldı...

   Kullanılmayı kabul etmeyenlere yol gösterildi...

   “Evet efendim” diyenler ‘etkisiz yönetici’ olarak kullanıldı...

  

Parlamentoda bile öyle

 

   Sadece devlet kuruluşlarında değil, parlamentoda benzeri durumlar yaşandı...

   Parti başkanı “kaldırın” dediğinde eller havaya kalktı...

   “İndirin” dediğinde eller aşağıya indi...

   “Kaldır Arap, İndir Arap” misali...

   Bir avuçluk memlekette yüzlerce siyasetçi ve bürokrat, birkaç siyasinin emirlerine göre hareket etti...

   Yaptıkları doğru muydu?..

   Kendilerine sorarsanız “hayır” derler...

   Peki niye ‘kaldırdınız’?..

   Birileri öyle istedi de ondan...

   Bundan hiç mi rahatsızlık duymadınız?..

   Duyduk ama ne yapalım sistem böyle!..

   Olur mu böyle şey?..

   Üç günlük, 3 aylık, 3 yıllık ‘üst kademe yöneticiliği’ için mi bunlar yapılıyor?..

   Peki oturun ve kendi kendinizle vicdan muhasebesi yapınız...

   Bu süre zarfında ne kazandınız?..

   Ayda bin, ya da 2 bin TL daha fazla maaş mı?..

   Evden, işe RHA ile giderek benzin tasarrufu mu?..

   Kart vizit mi bastınız?..

  

Çocuklarınıza ve ülkenize ne verdiniz?..

 

   Diyelim ki kendinizi ‘bir süreliğine’ kurtardınız...

   Sizden daha yetenekli, daha yüksek tahsilli, daha becerikli insanları ‘parti rozeti yok’ diye geri bıraktılar...

   Hatta kadrolamayıp, uzun yıllar işçi statüsünde çalıştırdılar...

   Siz de ‘üst kademe yöneticisi’ oldunuz...

   Ve bir süre için ‘daha yüksek maaş’ aldınız...

   Size ‘yanlış olduğunu bile bile’ iş yaptırdılar...

   Görüşlerinize, düşüncelerinize ve önerilerinize hiç önem vermediler...

   Size yasa dışı işler için de emir verdiler ve bunları yaptınız...

   Bunları yaparken, ülkenize ve çocuklarınıza kötülük yaptığınızı hiç mi düşünmediniz?..

   Sizin kadar ‘yetenekli’ olamayan veya parti rozeti takamayan çocuklarınız şimdi işsiz dolaşıyordur...

   Veya göç etmiştir...

   Komşunuzun kapısında ‘haciz memurları’ vardır...

   Bir akrabanız, tedavi için ilaç parasını bulamıyordur...

   Bunları bir bir gözünüzün önünden  geçirin ve kendi kendinize şu soruyu sorun:

   “Biz ne yaptık, ülkemize ve çocuklarımıza nasıl bir ülke, nasıl bir siyaset, nasıl bir gelecek bıraktık...”

   Üzüleceksiniz...

   Ame geçen yılları geri getiremezsiniz...

   Şimdi Mustafa Tokay ve Emir Emirkanı’yı konuşuyoruz...

   Çocukları, aile yakınları üzüntüden kahroluyordur...

   Ama bu duruma hepimiz üzülmeli ve kahrolmalıyız...

   Biz bu ülkede nasıl bir siyasi yapı, nasıl bir yönetim oluşturduk?..

   Ve tüm bu olanlara neden izin verdik?..

   Neden?..

YORUM EKLE

banner471

banner474