banner564

Elimizi hangi taşın altına sokalım?

   Kıbrıslı Rumlar; 2013 yılında Anastasiadis’i büyük umutlarla saraya göndermişti...
   Anastasiadis saraya girdikten bir hafta sonra 100 bin Euro’nun üzerindeki banka mevduatlarından yüzde 40 traşlama yapılmasına onay verdi...
   Daha düşük miktarda mevduatı olanlara ise günde en fazla 300 Euro çekebilme hakkı tanındı...
   Binlerce kişi “elimiz kırılsaydı da sana oy vermeseydik” dedi…
   Anastasiadis ise tepkilere aldırmadan ekonominin kurtuluşu için yapılması gerekenleri yapmaya devam etti...
   Cyprus Airways şirketi zararda mı?..
   Yanıt “evet” ise, önlem alınmalı...
   Anastasiadis, iflas noktasına gelen Cyprus Airways çalışanlarından yaklaşık 500 kişiyi evine gönderdi...
   Sonrasında bu şirket kapatıldı…
   Bir örnek daha...   
   Rum maliyesi, kamu çalışanları ve emeklilerin maaşlarını ödemede zorlanıyordu...
   Neden mi?..
   Bizdeki gibi gereğinden fazla istihdam yapıldığı ve maaşlar yüksek tutulduğu için...
   Öyleyse ne yapılmalıydı?..
   Maaşlar da mevduatlar gibi traşlanmalıydı...
   Anastasiadis, traşlamaya önce kendinden ve bakanlardan başladı...
   Bir çırpıda maaşlardan yüzde 25 kesinti yaptı...
   Bunu yaptıktan sonra, alta doğru ilerlemesi daha kolay oldu...
   Sadece bu olay; güney ile kuzey arasındaki büyük farkı ortaya koyuyor...

Güney ile kuzey farkı

   Onlarda siyaset ‘hizmet için’ yapılır...
   Öncelikli hedef; devleti ayakta tutmak ve kurumları güçlendirmektir...
   Bunun için de fedakarlık gerekiyorsa önce yukarıdan başlanmalıdır...
   Bizdekiler ise bunun tam tersini yaparak işe başlıyor...
   Örtülü ödenekleri ve siyasi partilere yardımları artırıyor, bazı kesimlere para akışı başlatılıyor, sayıları zaten fazla olan Resmi Hizmet Araçları’na yenileri ekleniyor…
   Böylesi bir siyaset anlayışı sürdürülebilir mi?..
   Kesinlikle sürdürülemez...
   Türkiye omuz vermemiş olsaydı bu sistem çoktan çökerdi...
   Öyleyse; dibe vurmadan, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ekonomi yaratabilmek için öncelikle siyasetin temizlenmesi ve siyasilerin bazı kirli işlerden uzak durmasını sağlayacak önlemlerin alınması gerekiyor…
   Ana sorun elimizi hangi taşın altına koyacağımızdır…
   Çakıl taşı var, Mercan taşı, Amber taşı var…
   Meditasyona yardımcı olan, eklem ağrılarına ve romatizma ağrılarına iyi gelen Azurit taşı var…
   Mercan taşı, Yıldız Taşı, Topaz taşı…
   Elmas, Zümrüt, Safir de olabilir…
   Görüldüğü gibi, hayat bizlere birçok seçenek sunuyor…
Burada önemli olan “elimizi taşın altına koyacağız” derken, hangi taşı seçeceğimiz ve ne tür reformları yapacağımızdır…
   Yapabilir miyiz?..
   Niyet varsa yaparız…

YORUM EKLE
YORUMLAR
ali
ali - 4 yıl Önce

18 sene yönetmiş hala taşın altından söz ediyorsa demek ki hiç bir başarı yok bu seçim o da mahalleye

banner471

banner473