Ülkesini ve insanını sevenler, en iyi hizmeti verirler...
Daha çok üretmek, daha çok satmak ve daha mutlu olmak isterler...
Ülkesini ve insanını sevenler; çevreyi gözü gibi korur, yeşillendirmeye öncelik verirler...
Ne kadar çok ağaç, o kadar temiz hava...
Ne kadar az kirlilik, o kadar az kanser...
Ne kadar çok yeşil park, o kadar çok mutluluk...
Ne kadar düzen, disiplin ve denetim; o kadar güven...
Ne kadar temizlik ve güler yüzlü hizmet, o kadar çok turist...
Turist demek; ekonomik açıdan kalkınmak, refah içinde yaşamak demektir...
Turist sayısı arttıkça, bu ülkede daha çok üretim, daha çok satış olur...
Ticaret daha da gelişir...
Ne var ki; turizmi geliştirebilmemiz için önümüzde birçok engel vardır...
Bunları aşmak ve başarmak kolay değildir...
Eskiden en büyük engel olarak ‘doğrudan uçuş’ olmamasını gösteriyorduk…
Şimdi ise Türkiye ile Ercan arasındaki uçuşları tartışıyoruz…
Belirli bir kesim Türkiye ile KKTC arasındaki uçuşların tamamen durması halinde Koronavirüs vakalarının yok olacağını sanıyor ve bu yönde görüş belirtiyor…
Halbuki; her sabah güneye geçen ve akşam olunca kuzeye dönen bin 500 işçimiz vardır…
Şimdi bu insanlara “oturun evinizde” diyebilir miyiz?..
Evde oturmalarını istememiz halinde maaşlarını nasıl ödeyeceğimizi biliyor muyuz?..
İşte Ercan’a sefer düzenlenmesi de buna benzer bir durumdur…
Günde 6 uçak seferiyle ülkeye gelebilecek yolcu sayısı bin 500’ü aşmaz…
Bunların yarısı da vatandaş veya çalışma izinlilerdir…
Geriye kalan miktarı kaç otele böleceğiz ve bu şartlarda nasıl turizm yapacağız?..
Günde 30 turistin konakladığı bir oteli ayakta tutmanın mümkün olmadığını hesaplamak bu kadar zor mudur?..
Birileri “tümünü kapatalım” diyorsa, o zaman binlerce kişiye maaş ayarlaması yapmak lazım…
KKTC hükümetinin böylesi bir kaynağı var mıdır?..
Gerçekleri görebilmek
İçinden geçmekte olduğumuz sürecin yarattığı sıkıntıları doğru tahlil etmek ve doğru yönde kararlar almak zorundayız…
KKTC dıştan yardım almaya muhtaç bir ülkedir…
Doğal gazı, petrol ve altın rezervleri yoktur…
Türkiye’nin yardım etmemesi halinde ayakta durabilmemiz imkansızdır…
O yüzden de Türkiye ile ilişkileri daima en üst düzeyde tutmalı, zarar verici hareketlerden kaçınmalıyız…
Zarar vermek isteyenlere engel olmalıyız…
Salgın konusunda alınacak önlemleri tartışırken, uçakların gelişini engellemek veya karantina şartı istemek işin kolayına gitmektir…
Marketlerde, alış-veriş yerlerinde, mağazalarda maskesiz dolaşanları görmezden gelerek, herhangi bir yerde ilaçlama yapmadan salgına karşı mücadele edilebileceği hayaline kapılmak doğru değildir…
Zor günleri sıfır ekonomi ile aşamayız…