Siyasi nedenlerin de etkisi ile dövizdeki anormal ve hızlı artış, TL kullanmamız nedeniyle bizi de olumsuz yönde etkilemiştir. Fakat geçmişte yaşanan deneyimlerden de bilindiği gibi dövizden kaynaklanan sıkıntılar geçicidir.
Ekonomik sıkıntılardan kurtulabilmemiz için, sorunlara doğru teşhis konulmalı ve her alanda köklü düzenlemeler yapılmalıdır.
Kişisel görüşüme göre anavatanın cömertçe mali yardımlarına rağmen, ekonomimizin rayına oturtulamamasının nedenlerden biri de, nüfusumuzun az olmasıdır.
Yaklaşık 300 bin kişilik ve dışa açılma olanakları kısıtlı olan bir ülkede, sağlıklı ekonomi oluşturulması kolay değildir.
Nüfus azlığına bağlı olarak talebin çok düşük olması, üretim ve diğer kesimler için önemli bir olumsuzluktur.
Yakın geçmişte basiretsizlik ve ideolojik nedenlerle 80 bin dolayında kuzeyli soydaşlarımızın ülkemizden kaçırılması, ekonomimiz üzerinde olumsuz etki yapmıştır.
Fakat her nedense hala daha yapılan hatanın anlaşılmadığı ve geriye kalan kuzeyli soydaşlarımızın da kaçırılmasına çalışıldığı görülüyor.
Oysa halen Lefkoşa’nın en gözde yeri olan Girne kapısı ile Sarayönü arasındaki caddede bile olağanüstü çok sayıda kiralık iş yerine talep olmaması, ayrıca KKTC’nin tüm yerleşim bölgelerinde çok sayıda boş ve kiralanamayan konut bulunması, kuzeyli soydaşlarımızın kaçırılmasının ve nüfusumuzun azaltılmasının sonucudur.
Ayrıca ülkemizde nüfus azlığı sonucu düz işçi sıkıntısı hat safhadadır. Halen Afrikalı öğrenciler tarafından karşılanmaktadır.
Nüfusun artması durumunda yeni yatırım ve iş alanları açılacak, piyasa hacmi genişleyecek, mal ve hizmetlere talep ve devletin vergi geliri artacaktır.
Kuşkusuz kimse ülkemize her gelene vatandaşlık verilmesini istemez. Ancak yıllardan beri ülkemizde yaşayan, ailesini geçindirecek kadar gelir elde eden, suç işlemeyen, ülkemizde doğup büyüyen ve okullarımızda öğrenim gören Türklere zorluk çıkarılmadan vatandaşlık verilmesi isabetli olacaktır.
Ayrıca ülkemizde yatırım yapan Türk kökenli kişilere, hiç zorluk çıkarmadan vatandaşlık verilmelidir.
Başka ülkelerde yaşayan Türklerin geri dönüşü için özendirici önlemler alınması, askerlik konusunda ferahlatıcı düzenlemeler yapılması ve geri dönüşlerinin sağlanmasında yarar vardır.
Ancak kurulmuş düzeni olan kişilerin ülkemize gelerek tekrar yaşamlarını sıfırdan başlatmalarını beklemek boşunadır.
Hatırlanacağı gibi yönetimimizin teşviki sayesinde, 1974’den sonra başka ülkelerde yaşayan ve ülkemize geri dönüş yapan Kıbrıslı Türklerin tümüne yakını tekrar geldikleri ülkelere gitmişti.
Yalnız gurbette yaşayan Kıbrıslı Türklere vatandaşlık verilmesi, seçme hakkı tanınması, ülkemizde yatırım yapmalarının sağlanması, ülkemizle olan bağlarının kopartılmaması, hiç olmazsa konut alarak tatillerinde ve emekliliklerinde vatanlarına dönmesi için gerekli çalışmaların yapılması isabetli olacaktır.
Rum yöneticilerin nüfusu ulusal dava olarak gördüklerini sık sık açıkladığı, sırf nüfus üstünlüklerini ileri sürerek adanın tümünde hak talebinde bulunduğu ve bizi azınlık gösterdiği bilinmektedir. Bu durumda, nüfusumuzu artırmamız ve Rumların bize karşı kullandıkları nüfus üstünlüğü kozunu etkisiz duruma getirmemiz gerekir.