banner564

Ekmek, un, fabrikalar, fırınlar

Yaşadığımız kriz içinde çıkış için yapılması gerekenler yerine kaos yaratıyor hükümet. Bunun son örneğini krizin bir sonucu olan ekmek fiyatlarının fırlaması üzerine aldıkları kararla yaptılar. Neymiş? Bazı fırın işletmecisinin ki bunların bir kısmı artık klasik fırın değiller… Olmasın mı? Hayır. Elbette ki güzel bir olay. Ama bu gelişme, sektörün diğer paydaşları ile var olan o eski ilişki biçimini sarstı. Bu kez un fabrikaları ile kopuşa girdiler. İşin kolayına girerek ülkeye katma değer katan tesisler yerine, ithalatla kendi çıkarlarını öne alma noktasına geldiler. Her dönem bu dar çıkarları için un ithalatını gündeme getirenler,  en nihayet bu kriz ortamını fırsat sayarak oy hesaplarını, her şeyin üstünde gören bu hükümeti buldular. Seçim öncesi Başbakan şu hesabı yaptı; 3-4 tane un fabrikası ile fırınlarda ve onlara bağlı Pastane, Lokanta ve diğer işletmelerde kaç kişi çalışır? Kararı bu belirledi. 
Yıllarca ülkede bir tartışma yaşandı. Turistik tesisler her şeyi ithal ediyor, ülkeye bir şey katmıyor diye. Ancak zaman içinde turizm sektörü, tarımsal ve küçük sanayi ürünlerimiz ile ülkeye tedarik sağlayan yerel ticari şirketlerle ilişkiyi geliştirdi. Bunun ülkeye kattığı değerin önemi, Pandemi şartlarında tam anlamı ile yaşandı. Patatesten, domatese, bitkisel üretim ile et, süt, süt ürünleri, hafif sanayi ve tedarikçilerin sağladığı ticari hareketliliğin Pandemi döneminde kesilmesinin; insana, sektörlere ve toplum ekonomisi ile devlet gelirlerine dönük katkı azlığı derdini bizzat yaşadık, peki bu kriz şartlarında un fabrikalarını kapattırarak, unun ithalatına yol açmanın hangi toplumsal faydası var? Bu faaliyet,  kepek, sısam gibi hayvancılık,  insan beslenmesi, paketleme nakliye ile katma değer sağlar.
Bu kararı alanlara sorarım. Türkiye’den ithal edilecek olan un da dolar ile gelecek. Türkiye buğday ihtiyacının ciddi bir kısmını ithal ediyor.  Sana satarken bu unu değirmenler,  elbette ki dolar kuru ile bunu fiyatlandıracak… Bu Türkiye’de de ciddi bir sorun. 
Üstelik bu kriz şartlarında, Türkiye Hükümetinin, “Türk Tipi Yeni Ekonomik Model diye” tanımladığı politikasının ifade ettiği mantık var. İthalatı azaltarak, yerel üretimi artırmak!  Bu kriz şartlarında her Allah’ın günü “Toroslar Girne’den net gözüküyor” diye fotoğraf atan Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile Anavatan diye nutuklar çeken UBP Başbakanı Sayın Sucuoğlu, şimdi Türkiye’deki bu yeni modeli görmeden; burada, aksine ithalatla yerel sanayinin ağzına yanmak istiyor… Kardeşim; turizmden, eğitimden, inşaattan, Güneyden gelen tek Doların, tek Euro ile Sterling’in kaç centini, kaç pensini bu ülkede üretilen veya yaratılan katma değerle, bu topraklardaki alın teri ve bilgi emeği veren insanlarıma ve işletmelerime kalmasını sağlayacağım? Devletsen, vatanseversen insanına değer veriyorsan;  kendi ayakların üzerinde durma ve sosyal adaleti gözeterek bunu rehber edineceksin.  Evet yerel üretim gözetilmeli. Ama buda kalite ve fiyatla cazibeli olmalı. 
Peki bu şartlarda un ve ekmek için ne yapılabilir? Derhal tüm paydaşlarla hükümet görüşmeli. Bu kriz ortamında, KTKMB ile Vakıflar Bankasına görev verilip, ülkenin bir yıllık buğday ithalatı için kaynak sağlanmalı. Bu oynak kur olgusu içinde finansman sıkıntısı yaşayan un fabrikalarına bu buğday,  her çekimde uygun faiz ile çekerken, ödeme koşulu ile verilmeli. Yani istikrarsız bir ortamda, un gibi temel bir üründe kısmı bir istikrar sağlanmalı. Un fabrikaları ile fırıncıların maliyet analizleri yapılarak devlet vergileri azaltılıp, destek verilmeli. Çünkü bir ekmeğin maliyetinde un %35 iken, elektrik, mazot, su, maya ve diğer girdiler de etkendir, böylece un ve ekmek gibi temel bir gıdada, çıkar kavgası olmasın. Halk bu temel gıdadan bu zor ekonomik şartlarda daha uygun fiyatla yararlansın. Çıkar kavgası yerine ortak çıkarlar gelişsin. Efendiler siyasi hafızaya bakın. Dün kriz şartlarında bu oldu. 2006 ve diğer yıllara bakın. Bizi saymazsanız. Sayın Nazif Borman, Sayın Salih Çoşar, Sayın Onur Borman’ın deneylerine bakın. Dar çıkarları değil, toplumun ortak çıkarını, aklını öne almak esastır.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Güven AKTAŞ
Güven AKTAŞ - 3 yıl Önce

Türkiye sana neden batıyor

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Çünkü 60 li yılların eski tüfek bar enteli sosyalistleri gerçek dünyadan haberli ancak at gözlüğüyle değerlendirme yapan ezik kompleksli asimile sürekli kendilerini ve kendi halkını suçlayan geri kalmış gören emperyalist dünyanın kanuni emen ülkeleri bir halt zanneden şark enteli olduklari icin batilinin bokunu kendi ipegine tercih ettikleri için kendi ırk ve dinlerini manevi değerlerini hakir gördükleri için kişisel düşmanlıkları kendi ülkelerine düşman olmaya kadar götürdükleri için teslimiyetçi oldukları için daha niçin batsın arkadaş sayın Erdoğan'ı veya bahceliyi seversin sevmezsin ama Rum palikarya İngiliz vs sevgin kendi ülkenin vatanının mülkiyetinin inançlarının önüne geçmişse sevsen kim takar sevmesen kim

banner471

banner473