Dünyada bizim ölçeklerde bir başka ülkenin olabileceğini sanmıyorum! 
Ağır sanayisi olmayan, üretim kapasitesi düşük, sırtını sadece hizmet sektörüne dayayan bir ülke.
Hem de bu ada ülkesinde yaşayan azınlıklar hariç, belirgin iki toplum arasında yarım asırdan daha uzun senelerdir devam eden uzlaşmazlığın pençesindeki bir toplum.
İlkel şartlarda, bilinçsiz ve eğitimden yoksun turizmin nemalarından yararlanmaya çalıştığımız günlerde, bir adam çıkıyor ve “ Adada kıtalı gibi olmak” ilkelerine sarılarak Üniversite yapısını bir sektör yapma savaşını başlatıyor. O dönemde kabuğunun sarmalında ve devlet himayesinde ayakta durmaya çalışan teknik enstitü konumundan kurtulmaya uğraşan bir DAÜ vardı.
İşte, Lefkoşa da Dikmen çorağındaki Yakın Doğu Üniversitesi “Adada kıtalı gibi olmak” desturu ile ateşi fitilleyen Dr Suat Günsel önderliğindeki oluşum yapılanmaya o günlerde başladı.
İşte YDÜ yapısının ilham verdiği Üniversiteler zamanla çoğaldı, irili, ufaklı kapasiteler ülkeyi bir “ÜNİVERSİTELER ÜLKESİ”  yapabilme savaşını sektör konumuna sokma başarısına ulaştı.
Bir tarafta zaman içinde gelişen, turistik yatırımlarla gerçek turizmin fitilini ateşleyen yapılar çoğalarak sektör konumuna gelen yapı, bir diğer tarafta ülkenin “Üniversiteler ülkesi” olarak anılmasını sağlayan bir diğer yapı.
KKTC nin lokomotif temel taşları belirgin bir şekilde artık ortaya çıkmıştı.
Siyasi nedenlere dayalı olarak dünyadan izole edilmiş bir ülkenin kendini dünyaya kabul ettirebilmesinin yolları aralanmaya başladığı dönemde bu kez tüm dünyayı sarmalına alan pandemi olayı Kasım 2019 da patlak verdi.
Covit 19 ya da Corona virüsü olarak isimlendirilen salgın dünya ekonomisi etkilemesini yanında, henüz ayakta durabilme savaşı içindeki KKTC nin  ekonomisini çökme noktasına taşıdı. İki lokomotif sektörün kaynağı olan Turist ve Öğrenci artık adaya gelemez oldu. 
Geliri sıfır noktasına gerileyen, gerek turizm yatırımcıları, gerekse Üniversite yönetimleri varlıklarını diri ve ayakta tutabilmek adına  kadrolarını dağıtmamaya, bozmamaya azami özen gösterdi. 
Bazı turizm yatırımcıları çalışanlarını durdurmak zorunda kaldı, bazı Üniversiteler ağır yaralar aldı ama YDÜ gibi, devlet desteğindeki DAÜ gibi Üniversiteler tam teşekküllü olma konumunu devam ettirdi.
Kısmen dahi olsa devam etmekte olan pandeminin yaratmış olduğu olumsuz etkiler yavaş, yavaş pandemiye adaptasyon önlemleriyle hafifletilmeye çalışılsa bile Kasım 2019 öncesindeki konuma ulaşabilmekten henüz çok uzaktayız.
Dünyaya açılabilmenin formülü artık bir sır olmaktan çıkmış durumdadır.
Bu iki sektöre odaklanmış bir yapının KKTC nin geleceği olduğu gerçeğine sarılarak yürümek sanırım kurtuluş yolundaki en önemli adımları olacaktır.
Devletin bunu gözeterek daha derinlemesine çalışmalar yapması, buna odaklanarak programlarla yola çıkması en sağlıklı yol olacaktır düşüncesini taşıyorum.