Döviz yükseliyor, KKTC’den “Yandık Allah” diye sesler yükseliyor…
   Şimdi ‘Corona’ vakaları da yükseliyor yine sesler yükseliyor:
   “Ne olacak halimiz…”
   Önce para meselesine ve bu konuda Türkiye’ye yönelik eleştirilere bakalım… 
   Yıllardır ‘kendi ayaklarımızın üzerinde durmaktan’ söz eden bizler değil miyiz?..
   O zaman durun ayaklarınızın üzerinde…
   Sizi engelleyen mi var?..
   Ama duramazsınız…
   Çünkü yıllardan beri ayakların üzerinde öyle kırıklar oluşturdunuz ki; isteseniz de duramazsınız…
   Öyleyse ne yapmalı?..
   Öncelik devlet ciddiyeti her alanda sergilenmeli…
   Vergi kaçakları, yolsuzluk iddiaları, kayıtsız kiralamalar ve araç kullanımı gibi konularda devlet üzerine düşenleri yapamadıktan sonra ayakların güçlü olması mümkün değildir… 
   İflas etmiş KTHY’nin yargı sürecini başlatamadınız…
   Bari, KIB-TEK’in akaryakıt alımlarına el atınız…
   Ülkenin Ekonomi ve Enerji Bakanı ciddi vurgunlardan söz ediyorsa, ona bir bakınız…
   Bakabilirseniz tabi ki…
   Ama bakamadınız…
   Bir yerlerden bağlı olduğunuz, sizlerin sayesinde devleşen insanlar, şirketler vardır…
   Onların üzerine gidemezsiniz…
   O kadar çok göbek bağı var ki isteseniz de gidemezsiniz…
   Öyleyse fakir devleti çalmalar, vurmalar devam edecek ve bu devlet kendi ayakları üzerinde duramayacak…
   Türkiye gönderecek, sizler de dağıtacaksınız…
   Böylece ‘hükümetcilik oyununa’ devam edeceksiniz…
   Hükümetten gittikten sonra, yeni gelenleri eleştireceksiniz…
   “Biz şunu yapıyorduk ama ömrümüz yetmedi” diyeceksiniz…

Büyük tutarsızlıkları da görmeyeceksiniz

   Boğazına kadar batağın içine gömülen bu ülkede sadece göze batan 2-3 işletmenin üzerine yürüyerek vergi üstüne vergi isteyeceksiniz…
   Ama 120 bin Sterlinlik araç kullanan bir meslek sahibinin yılda 2 bin TL vergi ödemesini görmezden geleceksiniz…
   Partinizin yetkili kurullarında etkin olan ve günde 3-5 bin TL harcama yaptığından emin olduğunuz bir başkasının vergi listelerinin son sıralarında yer aldığını ve 2 bin lira ile kurtulduğunu da görmeyeceksiniz…
   Böylesi bir sistem içinde kendi ayaklarınızın üzerinde nasıl duracağınızı, bu ülkede adaleti nasıl sağlayacağınızı söyleyebilir misiniz?..
   Yapamazsınız…
   Dişinizin kestiği 2-3 kişinin ve düzgün kuruluşların üzerine yürümek suretiyle tatmin olacaksınız…
   Küçücük bir ülkede bir yığın sahte makam yarattınız…
   Ve o sahte makamların yönetimlerine partilerinizden temsilciler atadınız…
   “Elma” dediğinizde çıkıyorlar “Armut” dediğinizde saklanıyorlar…
   Dişlerinin kestiğini ısırmak suretiyle icraat yaptıkları hayaline kapılıyorlar…
   Tarifi imkansız bir yönetim şekli var bu ülkede…
   Yazıklar olsun…