Hafta başından itibaren döviz kurlarında yeniden hızlı bir yükseliş yaşandı. Kurların yükselişi ve Türk Lirasının gelişmekte olan ülkelerin para birimleri dahil yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesinin temel sebepleri arasında dış nedenlerde risk iştahının azalması, iç nedenlerde ise jeopolitik risklerin artması ve cari açıktaki dengenin bozulması neticesinde finansal yapının dış etkenlere bağlı şoklara daha duyarlı hale gelinmesi olduğu vurgulanıyor. Bu durumda jeopolitik olaylara Zeytin Dalı harekatının gidişatının, siyasi olaylarda ABD ve AB ile diplomatik ilişkilerdeki gelişmelerin belirleyici olacağı, diğer yandan ise cari açığın artmasıyla birlikte yükselen yabancı finansman ihtiyacının artış trendine giren küresel faizlerle birlikte maliyetlerin artacağı öngörülmektedir. Yıllık cari açık 2016 yılı sonu itibari ile 33 milyar ABD doları seviyelerindeyken hızlı bir artışla 2018 yılı ocak ayında 51,6 Milyar ABD dolara yükselmiştir.
8 Mart 2018 tarihinde Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürdü ve not görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi. Raporda Türkiye’nin mali yapısının ve ekonomik büyümesinin olumlu olduğu ifade edilerek ekonomik görünümün durağana çıkarılmasına karşın yükselmekte olan kamu borç oranı (% 28’den % 32 lere), siyasi riskler ve kurumların borç miktarlarını işaret ederek dış şoklara karşı hassasiyetin artmasından dolayı kredi notunu düşürdü. Kredi notunun düşmesi neticesinde haliyle yurt dışı kaynaklı borçlarda artış meydana gelmesi söz konusu olacağından dolayı dolar ve euro’ya karşı talebin artması muhtemel gözüküyor. Hal böyleyken Türk lirası döviz para birimleri karşısında değer kaybediyor. Dış borçlanmalar ve maliyetlerde önemli rol oynayan iki faktör ülkenin risk primi ve küresel faizlerden oluşmaktadır. Zira borçlanma maliyetleri LİBOR faizleri (küresel faizler) ve ülke riskine göre belirlenen marjdan (spread) meydana gelmektedir. ABD’nin USD faizlerini artırma trendine girmesi ve yükselen risk primi (kredi notu ve CDS’ler) finansman maliyetlerini artırmaktadır.
TC Merkez Bankası verilerine göre özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu gelişmeleri incelendiğinde, 2017 yıl sonuna göre uzun vadeli kredi borcunun 5,0 milyar ABD doları artarak 225,7 milyar ABD doları, kısa vadeli kredi borcunun (ticari krediler hariç) ise 506 milyon ABD doları artarak 18,9 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleştiği gözlenmektedir. Borcun Döviz kompozisyonunda hacmin yüksek ağırlıklı tarafı %58,0 ile ABD doları ve %35,5 ile Euro para biriminden oluşmaktadır. Böylelikle dövize karşı olan iç talebin dizginlenmesi pekte muhtemel gözükmemektedir. Mali borçların seviyesinin döviz bazında artması, enflasyon oranlarının Türk Lirası faizlerinden yüksek olması sonucunda Türk Lirasının değer kaybetmeye devam ettiğini gözlemliyoruz. Bazı ekonomistlerin ve analistlerin kısa vadede dolar/tl’nin 4.20 bandına yükseleceği öngörüleri yapılmaktadır. Kısacası enflasyon ve döviz borçlardaki artış devam ettikçe TL’nin devalüe olmaya devam etmesi son derece muhtemel olarak hesaba katılmalıdır.
Tüm değerli okurlara iyi haftalar dilerim.
Kur Bilgileri 31.12.2017 16.03.2018 Değişim(%)
USD/TRY 3,818 3,928 2,88%
EUR/TRY 4,577 4,832 5,57%
GBP/TRY 5,163 5,477 6,08%
XAU/TRY 161,81 168,24 3,97%