banner564

Dimyat’a pirince giderken...

Rum Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis, dün NTV aracılığıyla Kıbrıs konusunda ‘fazla detaya girmeden’, özlü mesajlar verdi...

   Mesajın en önemlisi, Ankara’ya yönelikti...

   “Kıbrıs sorununu ilk defa Ankara ile müzakere etme fırsatımız olacak” dedi...

   Bildiğiniz gibi, Ankara’nın daha önceki politikası çerçevesinde, Kıbrıslı Rumların muhatabı Kıbrıs Türk tarafı idi...

   Bundan 15 yıl önce Türkiye’deki siyasetçilerden herhangi birinin, özellikle de bir bakan veya Başbakan’ın, Kıbrıslı Rum lider ile Birleşmiş Milletler binasında selamlaşması dahi tepki görürdü...

   Şahinler derhal ayağa kalkar ve “onu neden muhatap aldınız” derlerdi...

   Siyasiler de bu tür eleştirilerden korktukları için, Rum liderlerini gördükleri zaman istikamet değiştirirlerdi...

   Ama AK Parti iktidarı döneminde bu gelenek bozuldu...

   Başbakan Erdoğan yıllar önce Bürgenstock’ta Yunanistan Başbakanı ve Kıbrıs Rum Toplumu Lideri ile biraraya gelmek istedi...

    Rum tarafı çözüme hazır olmadığı için bu büyük fırsatı kullanmadı...

 

Güneyin değişen siyaseti

 

   Ama şimdi güneydeki siyaset anlayışı da değişti...

   Papadopulos’un yerine, iktidarda ‘daha akıllı’ ve ‘ne yapmak istediğini bilen’ bir lider var...

   Nikos Anstasiadis, güneydeki ekonomik çöküntünün ortadan kalkabilmesi ve Kıbrıs’ın yeniden bütünleşebilmesi için farklı bir strateji geliştirdi...

   AB ile ABD’nin desteğini de alarak, müzakere sürecini yeniden başlattı...

   En büyük başarısı da, Ankara’yı müzakere sürecine çekmek oldu...

   Rum müzakereci Mavromatis iki gün sonra Ankara’da Dışişleri Müsteşarı ile görüşecek...

   Kuşkusuz bu bir tanışma ziyareti olmayacak...

   Mavromatis’in dosyasında birçok konu vardır...

   -Güven Yaratıcı Önlemler çerçevesinde Maraş’ın yerleşime açılması...

   -Ankara anlaşmasının yürürlüğe girmesi... Yani Türk limanlarının Rum gemilerine ve Cyprus Airways’e açılması...

   -Garantiler ve Türk askeri...

   -Onların tabiriyle ‘yerleşikler’, yani Türk göçmenlerin dönüşü...

   -Rum mülklerinin iadesi...

 

Hedefleri belli

  

   Kasulidis’in dünkü açıklamaları, Rum tarafının bu sürece çok iyi hazırlandığını ve kahramanlık nutku atarak değil, gizli diplomasi yöntemiyle amaca ulaşma hedefinde olduklarını gösteriyor...

   Ana hedefe ulaşıldığı zaman, Girne göçmenleri dahil, 1974 mağdurlarını nasıl tatmin edeceklerini biliyorlar...

   Hatta kuzeydeki ekonomik ve sosyal durumun nasıl şekilleneceğini de biliyorlar...

   Ama bizdeki durum öyle değildir...

   Bizde, olası bir çözüm sonrasında kamu ve özel kuruluşların ne olacağını kimse bilmiyor...

   İlgili sektör temsilcileriyle ortak toplantılar yapmak suretiyle bir strateji geliştirmiş değiliz...

   Hep bir ağızdan “çözüm istiyoruz” demek güzel de, çözüm sonrasında olacakları da bilmemiz gerekmiyor mu?..

   Mesela üniversiteler...

   Kasulidis bunların ‘sahte olduğunu’ söylüyor ve bu görüşünü internet ortamında yayıyor...

   Çözüm sonrasında bu ‘sahte’ dedikleri ne olacak?..

   Tamam mı, devam mı?..

   Devam ise sorun yok...

   Ama ‘tamam’ ise, KKTC’yi yönetenler niye yeni üniversite izinleri veriyor?..

   Tekrar ediyorum...

   Çözümü içtenlikle destekleyen bizleriz...

   Ama Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olmak istemeyiz...

 

   

YORUM EKLE
YORUMLAR
HASAN ALI
HASAN ALI - 11 yıl Önce

reşat bey lütfen mağdur olan ve malini alamayan güney göçmenleri̇nin haklari ne olacak ?
hayirli günler hayirli yayinlar

banner608

banner474