Kuzey Kıbrıs gerçekten ilginç bir bölgedir...
Devlet var, hükümet var, Anayasa var, yasalar var...
Devlet Başkanı var, Meclis Başkanı, Başbakanı ve 10 tane bakanı var...
Maşallah... Maşallah...
Toplamda 50 tane milletvekili, çok sayıda müsteşar, müdür, kalem müdürü, halkla ilişkiler müdürü ve 200’e yakın müşavir var...
Yüksek Mahkeme Başkanı, Kaza Mahkemesi Başkanı, Sayıştay, Başsavcı, Ombudsman var...
Maşallah... Maşallah...
Polis Genel Müdürü, 5 tane Kaymakam ve 28 tane Belediye Başkanı var...
Üç bine yakın Resmi Hizmet Aracı da var...
Maşallah... Maşallah...
Seksen milyonluk Türkiye’de ne varsa, 280 bin nüfuslu KKTC’de de var...
Kolay mı devlet olmak...
Elbette kolay değil...
Ama önemli olan bu devleti ayakta tutabilmek ve yaşatabilmektir...
Önemli olan bu devletin insanlarını mutlu edebilmek, geliştirebilmek, yüceltebilmektir...
Bunun için de çalışmak, üretmek, kazanmak ve kazandıklarınızın vergisini ödemeniz lazım...
Tıpkı Rumların yaptığı gibi...
Ödeyeceksin dediler ve aldılar
Rumlarda vergi kaçağı yok mudur?..
Elbette vardır...
Ancak bizdeki kaçaklardan çok daha az olduğu kesindir...
Bir defa onların şirketleri faturasız herhangi bir işlem yapmıyor...
Fatura keserken, KDV’yi de ekleyip, parayı öyle tahsil ediyor...
“Efendim ben KKTC’de yaşıyorum faturaya gerek yok” deseniz de size şu cevabı veriyor:
“Ben devleti kazıklayamam...”
“Devlete karşı suç işleyemem...”
Rum tarafından mal alan herkes bu gerçeği biliyor...
Kasaya yaklaştığınız zaman görevli memura “Bana fatura kesme bu mal kuzeye gidecek” dediğiniz anda, alacağınız cevap şudur:
“Fatura kesmeye ve KDV tahsil etmeye mecburum...”
Ama beni idare et...
Olmaz öyle şey...
Devleti çalamam...
Onlarda uygulama böyledir...
Nitekim günün sonunda KIB-TEK’e de aynı şeyi söylediler...
Bundan 5 yıl önce güneye elektrik satabileceğini söyleyen KIB-TEK, bu yılın ilk gününden itibaren Rum tarafından elektrik satın almaya başladı...
Bugün oldu hala almaya devam ediyor...
Rum lideri Anastasiadis izin vermeseydi, alamayacaktı...
Anastasiadis “Paranızı alacaksanız satabilirsiniz” deyince, onlar da kuzeye elektrik vermeye başladı...
Önceki gün Rum Elektrik Kurumu AIK yetkilisi ile KIB-TEK’ten ismi açıklanmayan bir kişi görüşme masasına oturdu...
Rum tarafı ilk 15 günlük faturanın ödenmesini istedi...
KIB-TEK yetkilisi “Ödeyelim ama bizi KDV ve YEK vergilerinden muaf tutun” dedi...
YEK vergisi, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Vergisi demek...
Halktan ve kurumlardan parayı toplayacaklar ve ondan sonra daha çağdaş bir üretime geçebilecekler...
KIB-TEK yetkilisinin bu teklifi AIK tarafından reddedildi...
Kendisine “Olmaz kardeşim, devleti kazıklama olmaz” dendi...
Ve KIB-TEK’e ilk 15 gün için 50 bin dolarlık fatura kesildi...
İyi ki onlarda şeffaflık var
Gelinen noktada öncelikle Rum Hükümetini ‘şeffaf yönetim’ anlayışından dolayı kutlamak gerekiyor...
Bizim tarafta müthiş bir karartma uygulanırken, onlar her şeyi açıklıyor...
Bizler de bu sayede gerçekleri öğreniyoruz...
İki toplumlu koronun Türk Şefi, ELAM’ın tehditleri sonucunda güneydeki konserin iptaline ilişkin haberin sızdırılmasına tepki göstermişti...
Ne gerek var buna yani?..
Ama Haravgi gazetesi bunu yazdığı için bizler de öğrenmiş olduk...
Yoksa ‘kapalı kapılar ardında Washington’ filmini görmeye devam edecektik...
İyi ki Rumlarda şeffaflık var....
Bakınız KIB-TEK, güneyden elektrik alımı konusunda bugüne kadar tek laf etmedi...
Hangi fiyata anlaştıklarını, elektrik alımının ne kadar devam edeceğini, bunu niçin yaptıklarını bir Allah bilir, bir de CTP’nin MYK’sı...
Ama vatandaş Hüsnü bilmiyor...
Öyle ya; bilmesi de gerekmiyor!..
İyi ki AIK yönetimi gerçekleri açıklıyor, Hüsnü Bey de öğreniyor...
Şeffaflık konusundan söz etmişken, KIB-TEK yönetimine KDV’li bir soru sormanın tam da zamanı değil mi?..
Öyleyse soralım...
Rum tarafına “KDV’yi bağışlayın” dediniz ya...
Cephanelik patlaması sonrasında siz onlara elektrik sattığınızda KDV’sini almış mıydınız?..
Almışsanız ne kadar aldınız?..
Almamışsanız, bunu kimin emriyle yaptınız?..
Buyurun şeffaflığa...
