banner564

Demokrasi sınırsız ve başıbozukluk değildir

Kıbrıs Türk halkı olarak geçmişte olağanüstü sıkıntılar çektiğimizin ve bugünlere büyük bedeller ödeyerek, geldiğimizin bilincinde olmalıyız. 
Bu çerçevede öncelikle okullarda Kıbrıs Türk ulusal kurtuluş mücadele tarihimiz mutlaka okutulmalı, Anavatanın sınırları dışında kaldığımız 1878-74 arasında çektiğimiz sıkıntılar yeni nesillerin bilmesini sağlamalıyız.
Demokratik hukuk devletinde herkesin kitap yayınlaması, gazetede makale yazması ve görüşlerini açıklaması demokratik hakkıdır.
Ancak hiçbir demokratik hukuk devletinde, resmi kuruluşlarda görev yapanların, devlet memurluğu ile bağdaştırılamayan tutum ve davranış içinde olmasına hoşgörü gösterilmez.
 Anavatanımızı, devletimizi, ulusal mücadelemizi, liderimizi, TMT’yi olduğundan farklı göstermek, dayanaksızca, haksızca suçlamak, kötülemek, aşağılamak demokratik hak olarak yutturulamaz. Aksine dava açılması gereken suçtur.
Pervasızca ulusal davamızın baltalanması, devletimizin aşağılanması, ulusal değerlerimize saldırılması, Rum ulusal davasının benimsettirilmesine dönük propagandalar yapılması, devletimizin yabancılara kötülenmesi, Anavatanla aramızı bozucu kampanyalar yürütülmesi, yasal düzenleme ile caydırılmalı.
Demokratik hukuk devletinde herkesin düşüncesini açıklaması en doğal hakkıdır. Ancak demokrasi herkesin istediğini söylemesi ve yapması anlamında yorumlanmamalı. Özgürlüklerin kullanılmasında ülkenin varlığına saldırılamaz, başkalarına zarar verilemez. Demokratik haklar kötü niyetle kullanılamaz.
Ülkemizde geçmişten günümüze popülist yönetim anlayışının benimsenmesi ve siyasi iktidarların demokrasiyi hatalı yorumlaması sonucu, artık alenen ve pervasızca devletimize hakaret etmek, yabancılar nezdinde kötülemek, sahte, mandıra yönetimi diyerek küfretmek yaygınlaşmaktadır.
Acaba başka herhangi bir ülkede devletten maaş alan bir kişi, yabancı kuruluşlara kendi devletini kötüleyen yazı gönderebilir mi?
KKTC’yi tanımadığını alenen ve sık sık ifade eden, mandıra, yasal olmayan devlet diyerek aşağılayan kişi ve yayın kuruluşlarının devletten mali yardım talep etmesi ve alması onurlu bir davranış biçimi olabilir mi?
KKTC’yi tanımadığını ileri süren, aşağılayan ve yasa dışı yönetim olduğunu ileri sürenler hakkında yasal işlem yapılmaması görev ihmali değil mi? Demokratlık olarak yutturulabilir mi?
Siyasi yetililerin, devletimizin yasal olmadığını ileri sürenlere bütçeden maaş ve mali yardım sağlaması ve ödüllendirmesi isabetli mi? Rum’un tezlerine ve ulusal davasına hizmet değil mi?
1960 ortaklık yönetiminden silah zoru ile atıldığımız ve ayrı yönetim kurmak zorunda kaldığımız inkar edilemeyen bir gerçektir.
Güneydeki yönetimin 1960’ta kurulan Kıbrıs cumhuriyeti olmadığı ve sadece Rumları temsil ettiği de biliniyor.
 Emperyalist devletlerin uzun vadeli çıkarları nedeniyle uluslararası camia tarafından tanınmaması gerekçesi ile devletimizin yasal olmadığı ileri sürülemez. Hukuken devletimizin yasal olmadığı ileri sürülemez.
Hele devletimizin her türlü olanağından yararlananların, KKTC’nin yasal olmadığını ileri sürmesi, yabancı kuruluşlara yazdığı şikâyetlerde bunu vurgulaması kabul edilemez.
 Devletimizi yabancı kuruluşlara kötülemek, aşağılamak ve yasa dışı göstermek yerine,  uluslararası arenada güçlendirmeye, tanıtmaya ve uygar ülkeler düzeyine çıkarmaya çalışmalıyız.
Bazı kişi, STÖ ve siyasi parti üyelerinin tek dayanağımız olan anavatanın Elçiliği önünde Rum tezlerini destekleyici sloganlar atması ve Rumca pankartlar açması, hele bizi kurtaran Anavatanı işgalcilikle suçlaması suç değil mi?
     Halen Türkiye’nin koruması altında bulunduğumuz için, bize ait bir bölgede can ve mal korkusu içinde olmadan özgürce yaşamaktayız, kendi kendimizi yönetmekteyiz, bir meclise, Cumhurbaşkanına, Başbakana, Bakanlara, Millet vekillere, devlet kuruluşlarına ve memurlara sahibiz.
Herhangi bir nedenle Türkiye’nin korumasının ortadan kalkması durumunda, Rumlar derhal egemenliklerini kuzeye yayacaklar ve bugün sahip olduğumuz tüm olanaklarımızı kaybedeceğiz.
Olumsuz tutum ve eylemlere karşı yasal işlem yapılmaması, hele Rum tez ve davasının en uç savunucusu olduğu bilinen kişilerin, devletin önemli makamlarına getirilerek ödüllendirilmesi, TC-KKTC düşmanlığının ve ulusal davamız karşıtlığının geçer akçe kabul edilmesine ve artıp yaygınlaşmasına sebep olacak.
Bu nedenle, haksızca, dayanaksızca devletimize, anavatana saldırmasına, yöneticilerinin aşağılamasına, küfretmesine, yabancılara şikayet etmesine hoşgörü gösterilmemeli. Böyle eylem ve söylemler yüreklendirilmemeli. Yürürlükteki yasalara göre gereken işlemler yapılmalıdır. 

YORUM EKLE

banner471

banner473