Meğer aylar öncesinden kendisi ile Yunanlı meslektaşı Venizelos arasında bir uzlaşı sağlanmış ve tarihi kararlar alınmış...
Sayın Davutoğlu’nun dünkü açıklamasından çıkarılan başlıklar şöyledir:
1-Kıbrıs sorunu onlarca yıl, yüzlerce yıl sürecek değil.
2-Bu sefer öyle veya böyle, yani taraflardan biri ‘hayır’ dese bile Kıbrıs’ta kalıcı ve nihai bir çözüm olacak.
Belirleyici rolü kim oynayacak?
Davutoğlu, artık tartışılabilecek tüm konuların tartışıldığını belirtirken, önemli bir söz daha söyledi:
“ Belirleyici rolü siyasi irade ve uluslararası konjonktürün oynacak.”
Bu sözlerin daha açığı olabilir mi?..
Kıbrıs sorununun bir şekilde çözümleneceğini; bunun için de siyasi irade ile uluslararası topluma rol düştüğünü belirtiyor...
Yani kaçmaya çalışan veya bozgunculuk yapanlar bir şekilde durdurulacak...
Sayın Davutoğlu açıkca bu mesajı veriyor ve Kıbrıs meselesinde artık sona doğru gelindiğini vurguluyor...
Hatta Kudret Özersay’ın adını vermeden, Türk tarafından bir temsilcinin Atina’ya, Rum tarafındaki temsilcinin de Ankara’ya gideceğini belirtiyor...
Davutoğlu, geçtiğimiz Ekim ayında Venizelos ile bu konuda uzlaşıya varıldığını ve bunun da bir ilk olduğunu gizlemeye gerek duymuyor...
Öyleyse hazırlıklar başlamalı
Gelinen noktada, Kıbrıslı Türklerin; psikolojik olarak ‘olası bir çözüme’ hazırlanması gerekiyor...
Olası bir çözüm, yaklaşık 60 bin Kıbrıslı Türk’ün yerinden oynaması demektir...
Kuzeydeki işletmelerin, sınırsız bir tücarete karşı hazırlanması, üretimin AB normlarına göre düzenlenmesi gerekir...
Aslında bunların yıllar öncesinden yapılması gerekirdi...
Ne var ki; bizi yönetenler ‘mezbaha sorununu’ dahi çözemediler...
Güney’de 70’den fazla mezbahanın kapatıldığını ve şu an sadece 2 tane tam teşekküllü mezbahanın faaliytet gösterdiğini görmezden geldiler...
Süt ve süt ürünleri üretiminde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıracak önlemleri de almadılar...
Sil baştan olacak
Kuzey Kıbrıs’ta hem siyasetin, hem de ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamın yeniden düzenlenmesi gerektiğini uzun yıllar tartıştık...
“Küçük bir ülkede bu kadar çok parti, bu kadar çok dernek ve cemiyet olmaz” dedik...
Milletvekillerine özel iş yasağı getirilmesini önerdik...
Bakanlık koltuğuna milletvekillerinin değil, teknotrat, iş bilen insanların atanması gerektiğini söyledik...
Hiçbirşey yapmadılar...
İşe yaramaz yasaları değiştirmediler...
Toplumu ‘hazırcılığa’ alıştırdılar...
Borçlanmaya ve üretmeden tüketmeye dayalı bir ekonomik model yarattılar...
Peki olası bir çözümde Kıbrıs Türk ekonomisinin ne olacağını bizlere kim anlatacak?..
Birisi ayağımızın altındaki halıyı çektiği zaman başımız taşa vuracak değil mi?..
Elbette vuracak...
Ancak bu saatten sonra, çok fazla bir değişim yapamayız...
Bizleri yönetenlerin yapamadığı değişimler, olası bir çözümle birlikte kendiliğinden gelecek...
Hemen herşey ‘sil baştan’ olacak...
canlı bahis - deneme bonusu veren siteler - bahis siteleri - kaçak bahis siteleri -
