Ülkenizi seviyorsunuz...
Bayrağınıza, dininize, vatanınıza bağlısınız…
İnsanlarınızın bir kısmını seviyor, bir kısmına kızıyor ve cezalandırıyorsunuz…
Demokrasiler böyleyse doğru yapıyorsunuz…
Neyse konumuz son günlerde yaşadığımız üzücü olaylardır…
Bunların en yenisi; çalışmak için güneye geçen ve iş sonrası geceyi aracın arka koltuğunda uyuyarak geçiren 64 yaşındaki Mustafa Ruso ve arkadaşlarına yaşatılanlardır…
Devlet olarak onlara iş imkanı sağlamayacaksınız…
Eskimiş, işe yaramaz yasalarınızı değiştirmediğiniz için kamyon şoförlerinin ehliyetine 60 yaşında el koyacaksınız…
AB ülkelerinde emeklilik yaşının 68’e yükseldiğinden haberiniz olmayacak…
Güneyde kamyon şoförlerine 70 yaşına kadar ehliyet hakkı verildiğini öğrenmeyeceksiniz…
Yönetim anlayışınız, Dikilitaş siyasetine göre şekillendiği için kendi bildiklerinizde ısrar edeceksiniz…
Çalışmaya ve evine ekmek götürmeye muhtaç olan vatandaşınız ise güneye geçmek zorunda kalacak…
Eşine, çocuklarına ve torunlarına, başka bir ülkeye gidip de orada yaşayacak gibi veda edecek…
Yazık, günah değil mi?..
Bayrağı yüksekte tutmak için böyle mi yapmalıyız?..
Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan söz ederken, kendi insanımızın haklarını görmezden gelerek mi yükselteceğiz bayrakları…
Ne kadar üzücü bir durum…
Bayrak yarışını kim başlatmıştı bu ülkede biliyor musunuz?
Bu ülkede; daha KKTC ilan edilmezden önce ilk kez bayrak yarışı düzenleyen bir insanın yönettiği televizyon kanalını, bir programda “Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı davranıldığı” iddiasıyla karartacaksınız…
İnsan üzülmez mi?..
Mustafa Ruso gibi gözyaşlarını akıtmaz mı?..
Bu nasıl bir düzen?..
Bu nasıl ülke ve insan sevgisi?..
Bu nasıl demokrasi?..
Başkalarına muhtaç olmama siyaseti bu mudur?
Muhtaç edildik işte…
Yangın sırasında uçaklarına muhtaç olduk…
Çalışmak ve para kazanmak için muhtaç olduk…
İlaç ihtiyacını karşılamak için de öyle…
Allah beterinden saklasın…
Herkesi yanlışlardan, doğrulara yöneltsin…
Bizleri susuz ve ekmeksiz bırakmasın…
Adını unuttuğumuz güneydeki camilerimize Bizans bayrakları astırmasın…
Ezan sesi hiçbir zaman susmasın…
Can ve mal güvenliğimize zarar gelmesin…
Amin… Amin…