Kıbrıs sorununa toplumlararası görüşmeler yoluyla çözüm arama gayreti sona erdi.
Rumlar ve Türkler konuşmaya devam edebilir ve muhtemelen edecektir, ama çözüm yolu artık aşılamaz bir biçimde kapalıdır.
Zaten değil miydi, diye soracaksınız…
Doğrudur. Kapalıydı. Ama bugün olduğu gibi kapının arkasına kayalar yığılmamıştı.
Türkiye’nin Cenevre zirvesinde adada iki egemen devlet kurulmasına yönelik teklifi, görüşmelere kilit vurma niyetinin ilanı idi.
Bu önerinin Rumlar ve uluslararası camia tarafından kabul edilmeyeceği kesin idi. Bile bile yapılması Türkiye yönünden adada bir dönemin kapanıp bir başkasının açıldığının duyurusu
oldu.
Yeni gerçek şudur: Kıbrıs sorununun sıklet merkezi toplumlararası görüşmelerden, AKP’nin KKTC’yi tam zapturapt altına alma projesine kaydı.
Bu proje Ersin Tatar’ın, Ankara’nın gücü ile, seçimler hür olsaydı büyük bir olasılıkla oyların çoğunluğunu alacak olan Mustafa Akıncı yerine, KKTC cumhurbaşkanlığına
seçtirilmesi ile başladı. Ulusal Birlik Partisi kongresinin yeni
başkanını seçmesi önlenerek Ersan Saner’in başbakan olması sağlandı. Kabinede bazı kilit koltukların Ankara’nın istediklerine
verilmesi ile devam etti.
Görüşmelerin yürütülmesi Ergün Olgun ve Tahsin Ertuğruloğlu gibi aşırı milliyetçilere emanet edilerek Türkiye’nin belirleyeceği yol haritasından sapılmaması güvence altına alındı.
Kıbrıslı Türkler artık ne iç işlerinde ne de toplumlararası görüşmelerin yürütülmesinde otonomdurlar.
Ama biat projesi tamamlanmış değildir, çünkü UBP çoğunluklu hükûmet Ankara’nın isteyebileceği yasaları Meclis’ten geçirmek için ihtiyacı olan koltuğa sahip değildir.
AKP gelecek seçimlerde adadaki muazzam maddi ve manevi gücünü kullanarak bu çoğunluğun elde edilmesi için çalışacaktır. Eroğlu ve Denktaş ailelerinin AKP/UBP saflarına alınması ile bunun hazırlıkları çoktan başladı.
AKP Kıbrıs’ta federasyon ve hatta iki bağımsız devlet değil, statükonun devamını istiyor. Statükonun devamı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki egemenlik iddialarına meşruiyet kazandıran bir olgudur.
Çözüm isteksizliğinin bir başka nedeni AKP’nin içinde bulunduğu güç kaybıdır. Neredeyse yirmi yıldır Türkiye'yi yöneten parti yorulmuş ve yıpranmış ve eğer kamuoyu araştırmaları doğru ise tek başına iktidar olma gücünü kaybetmiştir. Erdoğan'ın en geç iki yıl içinde yapılması gereken seçimlerde yerini koruması için MHP’nin ve aşırı milliyetçilerin desteğine ihtiyacı var.
Onlar Kıbrıs’ta bir kaşık toprak taviz verilmesine karşıdırlar. Erdoğan'ın MHP’den bile milliyetçi olduğunu göstermesi seçilme şansı için önemlidir.
AKP’nin KKTC’de bir transformasyon gerçekleştirmek istemesinin arkasında önemli bir neden daha var. Bu da Erdoğan’ın Kıbrıslı Türklere güvenmemesi, KKTC’deki demokratik, laik, kuvvetler ayrımı, özgür medya ve yargı bağımsızlığına dayalı, İslamcı olmayan rejimine alerjisi olmasıdır. Alerjisi vardır çünkü TC’de ortadan kaldırdığı bütün demokratik öğeler KKTC demokrasisinde yaşamaktadır.
Her zaman söylediğimi tekrarlayayım: KKTC bugün Türk ve İslam âlemindeki tek gerçek demokratik ülkedir. Bu yüzdendir ki mahkemeleri bağımsızdır, inanç özgürlüğü vardır ve insanlarının polis korkusu yoktur.
Bütün bunlar birkaç yıl içinde yok olabilir.
Kıbrıslı Türkler bunun bilincinde
değillerse
söylenecek bir şey yok.
Çözümü unutun ama demokrasiyi unutmayın
- 08 Haziran 2021, 09:46
- 3B
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Hasan Nuri - 3 yıl Önce
Ak Parti Hükumetinin Bugünkü planı Kıbrıs’taki Çözümsüzlüğü ve Statikoyu korumaktır Ak Parti yöneticileri ne kadar da Ben yaparım olur deseler de Kıbrıs Cumhuriyetide başka bir Cumhuriyet olamayacağını ve yine AB ve BM üyesi olan Kıbrıs’ı n Kuzeyini İlhak edemeyeceğini çok iyi Biliyordur, Doğu Akdeniz Enerji kaynaklarına gelince BM. AB ve uluslararası Toplum bu konuda hem fikirdir Enerji konusunda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı Müdahalelerini sonlandırmasıdir, aksi halde Uluslararası Toplumu karşısına alıp Ben yaparım olur Diyen Ak Parti yönetiminin Doğu Akdeniz Enerji Kaynakları konusu da Maraş Açılımı gibi Sonuçsuz Kalacaktır,
Aydan Özkasap - 3 yıl Önce
Sayın Münir,
Ben de Ozanköy, tabiat, felsefi konulardaki yazılarınızı tercih ederim ama KKTC konusundaki yazılarınızı çok ama çok önemsiyorum. Tüm yazılarınızda olduğu gibi “bakın ben size öğreteyim” dayatması olmadan nedenleri ile anlatmanız, konunun çerçevesini açıklıkla çizmeniz görüşlerimi netleştirdi, okuduğum diğer yazı-yorumlardan çok daha öğretici oldu. Çok teşekkür ederim.
mustafa yüksel - 3 yıl Önce
Müzakereciler rumları ve uluslararası camiayı hoşnut edecek bir öneriyle gitmek zorunda mı? Bu, baştan ezikliği kabul ediyoruz demektir. Kıbrıs sorunu temelde bir egemenlik mücadelesidir. Konuya akp perspektifiyle bakmamalı. Akp’nin ömrü doldu, yakında gidecek. Uzun vadede ne olur, ne olmalı ona bakmalı. Rauf Denktaş politikası korunmalı !
Sarp Ege - 3 yıl Önce
Ustadim Kıbrıs konusu bir siyasi partinin degil ,T,C. nin ortak politikasıdır. Türk seçmeni artık hamasete degil; ekonomik sorunların nasıl çözüleceğine bakıyor. Dogu Akdeniz petrol, Mavi Vatan konularinda 84 milyon Türk birleşir. Zaten son mahalli seçimlerde seçmen hamasete prim vermedi. Siz en iyisi siyasi yazilar değilde Ozanköy tabiat, felsefi konularda yazmaya devam edin. Saygılarımla.
Ahmet Mehmet @Sarp Ege
- 3 yıl Önce
Sayin Sarp Ege , zaten demokrasiden , ozgurluklerden, insan haklarindan nane kadar anlasaydiniz bir gazeteciye kalkip da "Su konuda yazma da bu kounda yaz " deme curretini gostermezdiniz. Herkes istedigi konuda yazar, kimse de buna karisamaz, begenmeyen baska siteye gider. Buna fikir ozgurlugu denir. Insan haklarinin temel ozgurluklerin basinda gelir. Tam da Metin beyin yukarda anlatmak istedigi de bu zaten. Bizim diger yobaz Islam ulkelerinden en buyuk farkimiz da iste budur. Sizin bir turlu anlayamadiginiz da aynen budur.
Saygilarimla.
Turkish power - 3 yıl Önce
Rumlar çözümü mu istiyor annan planında crans montanada kol gibi geçirdiler hala daha yok mu daha yok mu doyumsuzlugun sonu yok mu seviyoruz anlamıyorsunuz sövüyoruz anlamıyorsunuz ne diyelim Allah akıl fikir versin ama alacak kapasite sorunlu
Üzgünüm Selma Hanım ama Perşembe günü bir üçüncü siyasi yazdım daha olacak. Cumartesinde itibaren eski tarzıma dönüyor olacağım. Umarım bir yazılık daha sabredebilirsiniz :-)
Cevabınız için teşekkür ederim Metin Bey. Bütün yazılarınızı ilgiyle takip etmeye devam edeceğiz. Sağolun.