banner564

Çözüme “evet”, idama “hayır”

Kıbrıs sorununun çözümü her iki toplumun da yararınadır...

   Ancak; bu çözüm, taraflardan birini ‘azınlık’ durumuna düşürmemelidir...

   Taraflardan birini, 1974 öncesi gibi ‘ağa’, diğerini’ ‘köle’ yapmamalıdır...

   Ne var ki; Rum liderliği bu konularda iyi niyetli değildir...

   İki toplum arasında hala ciddi görüş ayrılıkları vardır...

   Ortada henüz herhangi bir uzlaşı umudu yoktur...

   Çünkü Rum tarafı; Kıbrıslı Türklerle yönetimi paylaşma niyetinde değildir...

   Kıbrıslı Türkler; iki eşit kurucudan biri olmak istiyor...

   Kıbrıslı Türkler; bakanlar kurulunda yarı yarıya değil, ama hiç olmazsa 50 yıl önceki gibi 3 bakan ile temsil edilmek istiyor...

  Rum Başkan’a 3, Türk Başkan’a 2 yıllık görev verilmesini kabul ediyor...

  Ayrıca, 2004 referandumunda ‘vatandaşlıkları kabul edilmiş’ olan ve oy kullanan 50 bin kişinin adada kalmasını şart koşuyor...

 

Anastasiadis neden geri adım attı?

 

   Şimdiki Rum lideri Nikos Anastasiadis ve partisi, 2004 referandumunda “evet” oyu kullanmıştı...

   Dönüşümlü başkanlığı da, 50 bin Türk göçmenin adada kalmasını da kabul etmişti...

   Ayrıca, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüklerinin devamına da karşı çıkmamıştı...

   Anastasiadis’in ustası, eski Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides de ekranlara çıkarak, Rum halkına “evet” çağrısı yapmış ve planı onayladığını söylemişti...

   Anastasidis, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan sonra,  inanılmaz bir değişim içine girdi...

   Sırf fanatiklerin ve kilisenin desteğini alsın diye, Annan Planı’nın müzakere masasına gelmesini kabul etmedi...

   Türkiye’nin garantörlüğüne karşı çıktı...

   Şimdi de Rum görüşmeci Mavroyannis’in açıklamalarına göre; Dönüşümlü Başkanlıktan vazgeçti...

   Daha da ileri giderek, 50 bin Türk vatandaşının adada kalmasını öngören kararı geri çekti...

   Türk tarafı, iki bölgeliliğin korunması amacıyla, Rum göçmenlerin tümünün eski mülklerine geri dönüşünün mümkün olamayacağını yıllardan beri hem Rumlara, hem de ilgili öteki devletlere anlatmaya çalışıyor...

   Fakat Rum görüşmeci Mavroyannis ‘tüm göçmenlerin geri dönüşünün garanti altına alınacağı’ bir anlaşmadan söz ediyor...

 

Masada neyi görüşüyorlar?

   Öyleyse zaman zaman ortaya atılan  ‘müzakerelerin iyi gittiğine’ ilişkin iddialar tamamen balondur...

   Bunlar sadece insanları kandırmaya veya avutmaya yöneliktir...

   Mavroyannis’in ortaya koyduğu görüşlere bakıldığı zaman, müzakere masasında uygulanan strateji, Kıbrıslı Türklerin boğazına ip geçirmeye yöneliktir...

   Yani idam sehpasına götürme hazırlığı...

   Yaşanan bunca deneyimden sonra, Kıbrıslı Türklerin buna izin vermeyeceğini artık Rumların anlaması gerekiyor...

   Kalıcı ve sağlam bir çözüme “evet”...

   Fakat; 300 bin kişinin toplu intiharına “hayır”...

YORUM EKLE

banner471

banner474