banner564

Çözüme ne kadar hazırız?

   Eski siyasetçi ve işadamlarından Hasan Özbaflı; Diyalog’ta yayımlanan açıklamasında, Kıbrıslı Türklerin çözüme hazır olmadıklarını söyledi...

   Çözümün ne getireceğini kimsenin bilmediğini belirten Özbaflı, bazı somut örnekler üzerinde durdu...

   Bunların en önemlisi, belediye çalışanlarıyla ilgili...

   Özbaflı; Güney Lefkoşa’daki belediyede 250, kuzeyde ise 950 çalışan olduğuna dikkat çekerek, çözüm sonrasında Troyka’nın ‘gerçekçi rakamlar önereceğini’ belirtti...

   Troyka ne mi yapacak?..

   Nasıl ki güneydeki mevduatların yarısını traşlama talimatı verdi...

   Kuzeyde örneğin Lefkoşa Belediyesi’nde en fazla 120 kişinin çalıştırılacağını söyleyecek...

   Dinlersen ne ala...

   Dinlemezsen batağın içinde kalırsın...

   Mesela BRT’de 800’den fazla çalışan var...

   Troyka “sadece bir kanal bırakacak, diğer gereksizleri kapatacaksın... Çalışan sayısı da 50’ye inecek” dediği zaman, diğer 750 personelin durumu ne olacak?..

   Gerçekten bunları düşünen bir tane siyasetçimiz, bir tane siyasi partimiz yok mudur?..

   Veya bunu düşünebilen aktif siyasetçiler neden konuşmuyorlar?..

   Neden bu halka gerçekleri söylemiyorlar?..

  

Şimdi toparlanma zamanı

 

   Yakın bir gelecekte çözüm olsun, ya da olmasın, Kıbrıslı Türklerin toparlanması şarttır...

   İktidardaki partiler ‘oy kaybetme pahasına’ gerekli düzenlemeleri yapmalıdır...

   Emekliye çıkan her 4 kişinin yerine sadece 1 istihdam yapılması gerekiyorsa, buna uymak zorundadırlar...

   Ayrıca o bir kişilik istihdamı da mümkün olduğunca  içten yapılmalıdır...

   Yıllardan beri kadrosuz çalıştırılan yüzlerce gencimiz var...

   BRT gibi kadrosu şişirilmiş kurumlardan öncelikle gönüllü olanları eğitip, ihtiyaçlı birimlere aktarmayı denemek zorundadırlar...

   Aksi halde çözüm olsun, olmasın, bu ülke bu şekilde yoluna devam edemez...

   Ayrıca bugünkü uygulama insan haklarına, rekabet koşullarına ve devlet çıkarlarına da aykırıdır...

   Geçmişte istihdam edilen insanların sokağa atılmasını kimse savunmuyor...

   Ancak ihtiyaç durumlarında ‘şişkin kuruluşlardan’ aktarma yoluna gidilmelidir...

   Devletin kullandığı resmi hizmet araçlarının tümü satışa çıkarılmalıdır...

   Güneyde Başsavcı’nın  bile makam otosuna el konuluyorsa, bundan ders çıkarılmalıdır...

  

Küçükler birleşmeli

 

   Bir başka önemli husus, hemen her sektörde dikkat çeken dağınıklık ve fazlalıklardır...

   Aynı meslek gruplarının 3-4 tane derneği olmamalı...

   Partizanca kararlar rafa kaldırılmalı...

   “O bizim partimizi destekliyor, biz de onu destekliyelim” diyerek, hazinenin parası yandaşlara aktarılamaz...

   Bunu yapmak demek, vergi mükelleflerine haksızlık yapmak demektir...

   O nedenle fazlalıkları ortadan kaldıracak yapılandırmalar kaçınılmazdır...

   Yıllar önce köy okullarının birleştirilmesine karşı çıkılmıştı...

   Bugün hizmetler daha verimli hale gelmişse, bundan yola çıkarak benzeri adımlar atılmalıdır...

   “Her köyün mutlaka bir futbol takımı olmalıdır” dediğiniz anda, hem daha çok masraf yapıyorsunuz, hem de başarısızlığı teşvik ediyorsunuz...

   Küçük bir köyden takım çıkarılıyorsa, bir süre sonra kaynak talebiyle devletin kapısını çalmaktan başka çareleri yoktur...

   Devleti yönetenler “veremem” dedikleri anda, oy kayıpları söz konusudur...

   Onlar da oy kaybetmeme uğruna, gereksiz yerlere harcama yapmak zorunda kalıyorlar...

   Artık bunlardan kurtulmak gerekir...

   Siyasi partilere yapılan yardımlardan başlayarak, diğer gereksiz yardımları sonlandıracak adımlar cesaretle atılmalıdır...

   Bunları bugün yapamazsak, yarın çözüm olduğu zaman nüfusun tamamına yakınının isyanları oynayacağını unutmayalım...

   Gerçekler acı olsa da söylenmeli ve gerekli önlemler zamanında alınmalıdır...

 

YORUM EKLE

banner608

banner474