Kıbrıs Türk Toplumu adına 1974’ten günümüze dört toplum lideri, iki toplumlu görüşme masasına oturmuştur. 1974’ten 2005’e rahmetli Rauf Raif Denktaş, 2005-2010 Sn. Mehmet Ali Talat, 2010-2015 Sn. Derviş Eroğlu ve 2015’ten günümüze Sn. Mustafa Akıncı.
Kıbrıs Rum toplumunda ise 1974’ten günümüze, iki toplumlu görüşme masasına oturan görüşmeci sayısı daha fazladır. 1974-1977 rahmetli Başpiskopos III. Makarios, 1977-1988 rahmetli Spiros Kiprianu, 1988-1993 Yorgo Vasiliu, 1993-2003 rahmetli Glafkos Klerides, 2003-2008 rahmetli Tassos Papadopoulos, 2008-2013 Dimitris Hristofyas, 2013’den günümüze Nikos Anastasiades olmak üzere yedi toplum lideri değişmiştir.
Kıbrıs sorununda iki toplumlu görüşmelerde 2004 referandumu dönüm noktası olmuştur. Annan Planı olarak bilinen planın içeriğinde;
• Yeni ortaklığın iki kesimli olacağı,
• İki tarafın birbirinin ayrı kimliğini ve bütünlüğünü tanıyacağı,
• Tarafların birbirlerinin kültürel,
• Dini, siyasi, sosyal ve dil kimliklerine saygı gösterecekleri,
• Bir tarafın diğer taraf üzerinde hâkimiyet kuramayacağı,
• Kurucu devletlerin kendi alanlarında yetkilerini egemence kullanacakları ve kendi düzenlerini serbestçe kurabilecekleri,
• Kurucu devletlerin ve federal hükümetin birbirlerinin yetki ve işlevlerine karışamayacağı,
• Bir tarafın diğer taraf üzerinde otorite ve yetki iddiasında bulunamayacağı konuları yer almaktaydı.
24 Nisan 2004 tarihinde, her iki tarafın referandumuna sunulan Annan Planı’nda, Rum halkının %75.83’ü planı reddederken, Kıbrıs Türk tarafı %64.91 çoğunlukla plana “evet” demiştir. Referandum sonrası Rum toplumu Avrupa Birliği üyesi olurken, dünya ülkeleri Kıbrıs Türk toplumunun tutumuna sözlü destek belirtmekle yetinmişlerdir. Kıbrıslı Rum toplumunun Annan Planı’nı reddetmesine üzüldüklerini belirten dünya ülkeleri, Kıbrıs Türk toplumuna uygulanan izolasyonların devamına da kayıtsız kaldılar.
Referandum sonrası iki toplumlu görüşmeler Eylül 2008’de yeniden başladı. Sn. Talat ve Sn. Hristofyas ile başlayan görüşmelerden günümüze kadar olan süreç içerisinde bizlere verilen mesajlar;
2008, Müzakereler çok uzun olmayacak, hedefimiz 2009 Haziran'dan önce çözüm…
2009, Bugünkü Durum Devam Ettirilemez.
2010, Kıbrıs Sorununun Bu Yıl İçinde Çözülmesini Umuyoruz.
2011, Kıbrıs’ta Karar Zamanı.
2012, Kıbrıs Sorunu İle İlgili Yeni Önerileri Var.
2013, Hedefimiz En Kısa Sürede Referandum.
2014, Kıbrıs Sorununda Başka Bir Dönemeç…
2015, Nisan ya da Mayıs (2016) Referandum Olabilir.
2016, Kıbrıs’ta çözüme 2016’da mutlaka ulaşmalıyız.
Üçlü New York görüşmelerinden ne anlamalıyız? 2008’de altı başlıkta başlayan görüşmeler (Yönetim, AB ile ilişkiler, Ekonomi, Mülkiyet, Toprak ve Garantiler), üçlü New York görüşmeleri sonrası, görüşmelerdeki başlıkların dördünün görüşülmeye devam edileceği, toprak ve garanti başlıklarının ise değiştirilmiş bir formatta görüşüleceği konusunda anlaştılar. Kısaca iki toplumun bir gün anlaşabileceği konusunda anlaştılar New York’ta…
Geldiğimiz noktada bizlere verilen mesaj ise;
“Zaman geç değildir, önümüzdeki üç ayı çok iyi değerlendirip 2016 da Kıbrıs’ın kaderini değiştirebiliriz…”