banner564

COP21

Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansının yirmi birincisi 12 Aralık 2015 günü tamamlandı. Konferansın konusu kısaca insan faaliyetleri sonucu atmosferde artan sera gazları oranıydı. Doğal ortamda bulunan sera gazları oranı, fosil yakıtların tüketilmesiyle artarken küresel ısınmaya neden olmaktadır.
Coğrafyamızda küresel ısınmanın etkileri hissedilse de gündemimizde yer almamaktadır. Fakat dünya ülkeleri küresel ısınmanın olumsuz etkilerini 1990’ların ortalarından itibaren değerlendirmeye başladılar. Küresel ısınma etkileri, Birleşmiş Milletler öncülüğünde uluslararası düzeyde ele alınmaktadır.
1994 yılında Birleşmiş Milletler uluslararası bir konferans düzenleyerek, küresel ısınmaya çözüm getirmek amacı ile 191 ülke ve Avrupa Birliği’nin taraf olduğu bir sözleşme imzalanır. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1994 yılından sonra taraflar her yıl düzenlenen konferansa katılırlar. Bu toplantılar kısaca COP (Conferences of the Parties) olarak adlandırılır. 1995 yılında COP1 ile başlayan konferanslar serinin yirmi birincisi olan COP21, 30 Kasım – 11 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te yapıldı. 
Berlin’de COP1 ile başlayan konferanslar serisinin önemli bir dönüm noktası Aralık 1997’de gerçekleşir. COP3 Aralık 1997’de Japonya’nın Kyoto kentinde düzenlenir. Görüşmeler ardından endüstri ülkeleri sera gazı salınım oranlarını yüzde altı ile sekiz arasında azaltmayı kabul ederek Kyoto Protokolünü imzalarlar.
Seri görüşmelerin yirmi birincisi olan COP21, 196 ülkenin katılımı ile bir gün uzatmalı olarak Paris’te 12 Aralık 2015 günü tamamlandı. Anlaşma metni konferansa katılan ülke delegeleri tarafından oybirliği ile kabul edildi. Küresel ısınmayı ortalama 1,5 ile 2 derece arasında sınırlandırma konusunda anlaşma sağlanırken, anlaşma metni de hukuken bağlayıcı olacak. Anlaşma sera gazının atmosfere salınımın düşürülmesi ile ilgili olarak, ulusal planların beş yılda bir gözden geçirilmesini öngörüyor. Ayrıca gelişmekte olan ülkelere bu konuda yardım için 100 milyar dolar destek sağlanması hedefleniyor.
COP21’de varılan anlaşmanın tam metnini, İngilizce, Fransızca, Rusça, İspanyolca, Çince ve Arapça olmak üzere altı farklı dilde “http://unfccc.int” web sayfasından indirebilirsiniz. Özet olarak görüşmeler sonucunda;
Küresel anlamda bağlayıcı bir sözleşme metninin imzalanması
Sera gazı salınımının azaltılması ve kontrol edilmesi için ulusal taahhütlerin belirlenmesi
Gelişmekte olan ülkelere maddi destek sağlanması
Verilen taahhütlerin beş yıllık dönem içerisinde gözden geçirilmesi
konularında fikir birliği sağlandı. Bu anlaşma metni ile bilimsel çalışmalar yapılarak, 2050 yılına kadar sera gazı salınımının sıfır olması hedefleniyor. Anlaşma metninin imza töreni 2016 yılı başında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğinde yapılacak ve Kyoto Anlaşmasının son bulacağı 2020 yılından itibaren yürürlüğe girecek.
COP21’deki gelişmelere rağmen Greenpeace, hedeflerin yeterli olmadığını savunuyor. Greenpeace Direktörü Kumi NAIDOO yaptığı yazılı açıklamada, üzerinde anlaşma sağlanan metnin fazla olumlu olmadığını çünkü sera gazı salınımının 2050’de sıfıra düşürülmesi hedeflenirken, 2025 yılına kadar fosil yakıtlarının aşamalı olarak bitirilmesi anlamına geldiğini belirtti.
Ülke gündemimize çok uzak olan COP21 görüşmeleri bizleri ilgilendirmiyor gibi görüşe de, bu yılki kış mevsiminin kurak geçmesi ile birlikte bölgesel aşırı yağışlar, yaşamımızı olumsuz etkiliyor. Küresel sıcaklık artışının düşürülmemesi halinde kuraklık, çölleşme, bitki ve hayvan nesillerinin yok olması ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi olumsuz etkiler tüm insanlığı tehdit etmektedir. Tüm dünya ülkeleri küresel ısınmanın etkilerini azaltmaya çalışırken bizlerin ilgisiz ve duyarsız kalması düşünülemez. Olumsuz doğa olayları yaşadığımız şu günlerde, COP21’de konuşulan konulara kulak kabartmakta yarar olacağını düşünüyorum. Herkese iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner474