banner564

Coğrafya ve sürdürülebilirlik

Coğrafya eğitimi, doğa ile olan etkileşimimizi ve dünyadaki diğer toplumlarla olan ilişkilerimizi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda coğrafya bizlere coğrafi bilgi, kavram ve beceriler sunar. 
Bu tanımdan yola çıkacak olursak coğrafya eğitimi, yaşadığımız yüzyılda hızla tükenen kaynaklara bağlı olarak gündemimizde sıklıkla kullandığımız sürdürülebilirlik kavramı ile iç içedir. Dolayısıyla birçok coğrafyacı hemfikir olup coğrafyayı; Çevre, toplum ve ekonomi bağlamında insan-çevre ilişkilerini incelediğinden, sürdürülebilirlik konusunda disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınan, ayrıcalıklı bir alan olarak ifade ediyorlar.
İlk zamanlarda yeryüzü tasviri için kullanılan coğrafya, zaman içinde doğal ortam ve insan etkileşiminin analizi odaklı bir disiplin haline gelmiştir. Günümüzde coğrafya doğa ve insana ait birçok konuda hem uygulamalı hem de teorik çalışmaları içermektedir. Bugünün dünyasını anlamak ve sürdürülebilir bir geleceği planlamak için coğrafya eğitimi önem kazanıyor. Dünyada hızla artan nüfus, aşırı tüketim ve küresel çevre değişikliğine paralel olarak artan sosyal-ekonomik eşitsizlikler yaşamımızı olumsuz etkilemektedir. Dünyadaki kaynakların tükenmesine neden olan bu olumsuzlukların yaşadığımız yüzyılda önüne geçilebilmesi, coğrafi bilgilerin geliştirilmesi ile doğru orantılı olacaktır. Dolayısıyla günümüz dünyasında yaşanan sorunları anlama ve çözmeye yardım etmede coğrafya önemli bir rol üstlenmektedir.
İnsan yaşadığı ortamı tanıdığı ölçüde ondan faydalanabilir. Yeryüzünü tanımamıza olanak sağlayan coğrafya, günümüzde yaşadığımız ortamla ilgili konularda etkili olarak kullanılmaktadır. Günümüzde sürdürülebilir bir yapıyı sağlayabilmek için birçok ülkede coğrafya, eğitimin önemli bir parçası haline gelmiştir. Örnek verecek olursak; 
Sürdürülebilirlik modellemesinin geniş kitlelerce kabulünün sağlanması için Birleşmiş Milletler 2005-2014 yılları arasındaki 10 yılı “Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim On Yılı” olarak ilan etmişti. Buradaki amaç, her bireyin doğal kaynaklardan yararlanma ve sürdürülebilir bir yaşam biçiminin etkin kılınması konusunda bilgi sahibi olmasını sağlamaktı. Dünyadaki birçok eğitim örgütü bu çerçevede, eğitim programlarındaki coğrafya derslerini sürdürülebilir kalkınma odaklı olarak yeniden şekillendirdiler.
Ülkemizdeki coğrafya eğitiminin de sürdürülebilirlik odaklı olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Kendi coğrafyamızda yaşanan gerek iç, gerekse dış konulardaki değişimlere duyarsız kalamayız. Örneğin; Avrupa Birliği’nin genişlemesi ve küreselleşmenin anlaşılması iki yönden önemlidir. Birincisi bu olayların yaşadığımız coğrafyayı hangi yönde şekillendirdiği, ikincisi ise toplum olarak bizlerin ne şekilde etkileneceği ve ne şekilde cevap vereceğimizdir. Özellikle yakın coğrafyamızda yaşanan hâkimiyet savaşları, uluslararası güvenlik problemleri ile dünyada yaşanan göç olaylarını anlamamıza, konuyu daha iyi kavrayabilmemize coğrafya yardımcı olmaktadır. 
Sürdürülebilirlik disiplinler arası bir yaklaşım gerektirmektedir. Fakat coğrafya eğitimi bireylerin doğa ile uyum içinde bir arada yaşayabilmeleri için gerekli bilgi, değer ve tutumları kazandıran bir disiplin olduğundan disiplinler arası yaklaşımların başında gelmektedir. Coğrafya eğitimi sürdürülebilir toplum anlayışının oluşturulmasında anahtar bir rolü vardır. Bu bağlamda ülkemizde verilen coğrafya eğitiminin çağın gerektirdiği şekilde yeniden düzenlenmesi dileklerimle herkese iyi pazarlar. 
YORUM EKLE

banner608

banner473