Dünya Çevre Günü nedeniyle dün çeşitli etkinlikler düzenlendi...
Hatta Cumhurbaşkanlığı’nda ödüller dağıtıldı...
Çevre Bakanı, ilgili örgütler bildiriler yayınladı...
Özellikle Lefke’deki çevre eylemi çok dikkat çekiciydi!..
Bunu manşete taşıyan gazeteler de oldu...
Halbuki; Lefke ve civarı köylerini tehdit eden CMC maden atıkları yarım asırdır olduğu yerde duruyor...
Yerinde duran bu atıkların, sadece bölge insanı açısından değil, Akdeniz’de sahili bulunan tüm ülkeler için ciddi tehdit oluşturduğu söyleniyor...
Eyleme katılanların tümü bunu söylüyorsa, ortada ciddi bir tehlike var demektir...
Ne varki; bundan 6 yıl kadar önce CMC atıklarının bir kısmı gece karanlığında kamyonlarla kaldırılmış, tarlalara gübre olarak atılmıştı...
Bu korkunç durum belgeleriyle ortaya çıkarıldığı zaman, çevre örgütlerinin bir tanesi dahi kılını oynatmamış, tepki koymamıştı...
İnsanları koruma adına yaptığımız yayınlar karşısında sadece dıştan değil, gizliden gizliye içten saldırılara uğradığımızda kimseyi yanımızda bulamamıştık...
Maden atıklarını dağıtanlar neredeyse haklı, bizler de haksız konuma getiriliyorduk...
Dönemin Başbakanı; kendisini o koltuğa getiren Cumhurbaşkanı’nı devirecek diye, savcılığa ve polise talimat vererek dosyaları bir günde ortadan kaldırmıştı...
Bunlar bilinen gerçeklerdir...
İki gün önce Lefke’den ve diğer yerlerden çevre mesajları veren ve tehditlerden söz edenler o günlerde neredeydi?..
Kendi eden kendi bulur
Kıbrıs’ın kuzeyinde çevreyle ilgili güzelliklerden veya örnek bölgelerden söz etmek çok zordur...
Kalavaç köyünün muhtarı Meraklı, dün olduğu gibi bugün de alkışlanacak insandır...
Ancak köyünün üzerinde duran Beşparmak Dağları onun için de tüm ülke için de ciddi bir tehlike oluşturmaya başladı...
Taş Ocakları, güzelim dağları oymaya devam ediyor...
Ve bu rezaleti kimse görmüyor, görenler susmayı tercih ediyor...
Grevleri ve eylemleri bir düzene koymaya kalkın bakalım neler olur?..
Maaş ödemelerinde gecikme veya kısıtlamaya gidin bakalım neler olur?..
Memleketi başınıza yıkarlar...
Ancak o Beşparmaklar gün gele herkesin başına yıkılacak, kurtulan kalmayacak...
Böylesi hayati bir konuda kimse ses çıkarmıyor, etkili eylemleri gündeme getirmiyor...
Başkent Lefkoşa’da, Girne’de, adanın birçok yeri çöplerle örtüldü...
Temizlemek bir tarafa daha da kirletmek alışkanlık haline geldi...
Yeşillendirmeye önem veren belediyelerin sayısı çok azdır...
Bu konuda Gönyeli ve Dikmen’in başarılı çalışmaları diğerlerine de örnek olmalıdır...
Tüm turizm faaliyetlerinde ilk sıraya yerleştirilen Girne Antik Limanı iki yıldan beri pislikten geçilmiyor, basit inşaat düzenlemeleri yapılmıyor...
Çevre gününde limana giden turistlerin söylediklerini duymamazlıktan geliyoruz...
Artık bu insanlar bizlere hakaret ediyor...
“Beceriksiz” deseler sorun değil...
Başka türlü küfürler yağdırıyorlar, ama bizdeki ‘demokrasi’ anlayışı, yıkılanı düzeltmek, pisliği ortadan kaldırmak yerine; küfürlere gülücük dağıtmayı ön plana çıkarıyor...
Hepimiz ‘sahte bir oyun içinde’ hem bu ülkenin güzelliklerine, hem de insanlığa en büyük ihaneti yapıyoruz...
Alkışlayın...
Bizden daha büyüğü yok...
Çevre günüymüş...
Ülkesel, fiziksel planmış...
Villanın yanına makinist garajı açıldıktan ve 6 katlı bina dikildikten sonra, bölgesel sınırlamaymış...
Hepsi hikaye...
Ağır ceza gerektiren yığınla icraat var bu ülkede...
Ama bunları yargıya taşıyabilecek devlet organı yok...
Alkışlayın...
Başardık!..
