‘Hodri Meydan’ sonrasında seçimlerin 7 Ocak’ta yapılması gündeme geldi...
Çok kısa bir sürede partiler hem adaylarını belirleyecek, hem de programlarını açıklayacak ...
Vatandaşların, geçmişte olduğu gibi kitap şeklindeki programlara aldırış göstermeyeceğini, zaten bunun için de fazla zaman olmadığını herkes biliyor...
O nedenle kısa ve anlaşılabilir icraat programları hazırlanmalı, plan ve proje gerektiren konularda ise ‘kaynak belirtmeleri’ son derece önemlidir...
İçinde bulunduğumuz bu hassas dönemde “Ben yaparım, yanıma kalır” düşüncesiyle, hükümetin büyük harcamalara yönelmemesi gerekiyor...
Bu saatten sonra halkımızın gözü ve kulağı yapılacak yanlışların üzerindedir...
Hükümet ‘kesinlikle’ ihalesiz mal alımlarına yönelmemelidir...
Seçim tartışmalarının, eskiye oranla daha sert geçeceği dikkate alınırsa, şaibeli tüm işlerden uzak durulmalıdır...
Takip altındayız
Kuzeydeki genel seçimlerin ardından, güneyde yapılacak başkanlık seçimleri sonrasında Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni bir sürecin başlayacağını da görebiliyoruz...
Rum lideri Nikos Anastasiadis, bu konuda oldukça iddialı açıklamalar yapıyor...
Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas’ın, Ankara’yı ziyaret ederek Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşmesi de bunu teyit ediyor...
Şubat’tan sonra yine ‘son kez’ denilerek, yeni bir süreç başlayacağına göre; Kıbrıs Türk tarafı buna hazırlıklı olmalı...
Özellikle güvenlik ve garantiler konusunda ne kadar gerileyebileceğimiz ortaya konmalı...
Dönüşümlü Başkanlık ve mülkiyet gibi ciddi konular var...
Yapılacak en ufak bir yanlışlık, Kıbrıslı Türklerin 1974 öncesindeki gibi dar bir alana sıkıştırılması gibi sonuçları da gündeme getirebileceği için çok dikkatli olmalıyız...
Cumhurbaşkanı ve oluşacak yeni hükümet ulusal dava etrafında birleşmeli, haklarımız güçlü bir şekilde savunulmalıdır...
Kamuoyu araştırmaları
Seçim süreçlerinde kamuoyu araştırmalarının sonuçları mutlaka ciddi tartışmaları da beraberinde getirir...
Yerli araştırma şirketi KADEM’in, geçmiş seçimlerde yüzde yüze yakın çıkan tahminlerini açıkladığımız zaman ‘oy kaybeden’ partilerin tepkileri unutulmaz...
Çok ciddi şantajların da gündeme geldiği hafızalarımızdadır...
Yapılan araştırmalarda, o dönemin milletvekilleriyle ilgili görüşler de vardı...
Ve dönemin Başbakanı 100 kişilik listede 93’üncü sırada yer almıştı...
Üzülmesin diye bu sonucu açıklamamıştık...
Şimdi Gezici şirketi benzeri bir araştırma yaparak sonuçlarını iki bölüm halinde açıkladı...
İkinci bölümde ‘Halkın Meclis’te görmek istediği’ isimler yer alıyor...
Siyasette yer almayan isimlerin ön sıralarında yer almamız, siyasete gireceğimiz anlamı taşımıyor...
Önemli olan halkımızın bizlere olan güveni ve desteğidir...
Sevgili Aytuğ, Sezgin ve diğer arkadaşlarımızla birlikte bir yılı aşkın süredir köy köy dolaşarak gerçekleştirdiğimiz Halk Meclisi toplantılarında gerçek sevgi ve saygı görebiliyorsak; bizler için en büyük mutluluk budur...
Ülkemizin daha güzel günlere ulaşması için çalışmaya devam edeceğiz...